'Fotoğrafçı biraz röntgencidir'
İstancool Festivali'nin konuğu olarak İstanbul'a gelen Nyman, müziğin yanı sıra film yapıyor, fotoğraf çekiyor, yazıyor, artık tümüyle müziğe bağlı olmadığını söylüyor.
Michael Nyman‘ı pek çoğumuz 1992’de gösterime giren “Piyano” filmine yaptığı müzikle tanırız. Nyman’a bakılırsa, bu film onun popüler müzik bestecisi olarak tanınmasına yol açmış, filmin getirdiği ün biraz da klasik müzikteki besteci kimliğine zarar vermiş.
İstancool Festivali’nin konuğu olarak İstanbul’a gelen Nyman, festival kapsamında film ve fotoğraf çalışmaları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. “Teoriden sonsuza kadar konuşulabilir ama bunu kısa kesmek lazım” diyen 66 yaşındaki Nyman’la besteciliğinin yanı sıra öteki ilgi alanlarını da konuştuk.
- Orkestra şefi, piyanist, yazar, müzikolog, şimdi de fotoğrafçı ve sinemacı. Bu kadar farklı alanlarla olan ilişkiniz sizi müziğinizde nereye getirdi?
Hayatımın bir döneminde sadece müzik vardı. Şimdi ise mesela film ve fotoğrafçılık var. Bu farklı sanat dallarıyla gözüm ve beynim doluyor. Artık müziğe bağlı değilim! Evet, müziğin yine önemi var ama artık ona tamamen bağlı değilim..
- Yaklaşık 20 yıldır elinizde kamerayla geziyorsunuz, besteci kimliğinizin yanı sıra film yapımcısı niteliğiniz de var. Öyleyse film yapmakla müzik yapmak arasındaki benzerlikten konuşarak sürdürelim sohbetimizi.
Müzik yazmaya başlarken sıfırdan başlıyorum. Elimde boş bir sayfayla. Filmin malzemesi hazırdır, yani çekeceğim görüntünün malzemesi zaten var. Bir müziği sıfırdan yaratmayı çok seviyorum, tamamen hayal gücüme dayalı olarak yaratıyorum. Müzik yaparken imaj yok, fotoğraf yok, ben yaratıyorum. Filmde ise görüntü var, ses var, ben birleştiriyorum yaratmıyorum. Her fotoğrafçının içinde bir röntgenci vardır. Görsel malzeme: beyine bir davet. Ben belli şekilleri başka şekillerde görüyorum. Bir kameramanın bir eseri senaryo doğrultusunda çekebileceğine inanmıyorum. Gittiğim her yerde film çekiyorum. Bu seferki İstanbul ziyaretimde görsel malzeme toplayamadım, çünkü hem kısa kaldım hem de resepsiyon, müze gezileri ve trafikte geçti zamanım.
- Bir filmin başarısında müzik ne kadar etkilidir ya da müzik bir filmi ne kadar etkiler?
Film müziklerinde müzik, filmin konusunun bir katmanıdır. Filmin her sahnesindeki müziğin ayrı bir görevi vardır. “Piyano” filminde müziğim, konuşmaları aşıyor yani müzik daha baskın. Filmdeki müzik Holly Hunter karakterinin duygularını yansıtmakla beraber aynı zamanda filmin bütün duygusal yapısını da yansıtıyor. Kısacası “Piyano” filmi bir ekstremdi.
Filme bir müzik duygu katabilir, filmde olmayan bir enerjiyi verir müzik. Ufak detayları bağlayıp bir iskelet yaratabilir. Yaptığım müzikle filmdeki dilsel anlatımın müziksel yansımasını vermeye çalışıyorum.
- Müzik, 20. yüzyıldan farklı olarak 21. yüzyılda hangi yolda gidiyor?
21. yüzyıl içinde herhangi özel bir şey görmüyorum. Her şeyin bir döngüsü var. Sanatın da. Belli dönemlerde sanata ilgi azalıyor ya da artıyor, müzik de öyle bir şey. Diğer sanat dalları arasında müzik en ağır değişendir. Pop müzik modadan etkilenir ve değişir, ama benim yaptığım müzik yani klasik müzik daha ağır değişir, az etkilenir.
- Piyanoyu perküsyon olarak kullanıyordunuz. Hâlâ piyanonuzun karakteri bu yolda mı gidiyor?
“Michael Nyman Band” adlı grubumla çaldığım zaman evet bu şekilde çalıyorum. Grupta ritim çalgıları yok. Onun yerini doldurmak için bu şekilde çalıyorum. Piyanomla bu ritmi yakalamaya çalışıyorum. Ama solo yaptığım zaman ise klasik çalışıyorum, ses gibi... Bu sanki kendi sesim gibi. Kendimi şiirsel müzik yazan bir adam olarak görmüyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu