Gazeteciler işaretleniyor
İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, özel yetkili mahkemelere atıfta bulunarak "Özel görevlendirilmiş mahkemeler gibi özel görevlendirilmiş gazeteciler ve hukukçular da var. Bunlar 'Majestelerinin gazetecileri ve hukukçuları'dır. Bunlar, tutuklanacak gazetecilerin listelerini yazıyor, sonra tutuklamalar başlıyor" dedi.
İstanbul Barosu, Ankara Barosu, Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) ve Türk Ceza Hukuku Derneği işbirliği ile dün Taksim’deki Orhan Adli Apaydın Konferans Salonu’nda “Sanık Sandalyesindeki Gazeteci” başlıklı bir sempozyum düzenlendi. Türk ceza adaleti sisteminin basın özgürlüğü yönünden yarattığı temel sorunlar ve çözüm önerilerinin tartışıldığı sempozyumun açılış konuşmasını yapan GÖP Dönem Başkanı ve gazetemiz yazarı Orhan Birgit, Türk basını ile Batı basın arasında büyük uçurum olduğunu söyledi. İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal ise “Türkiye bir omurilik felci geçiriyor. Bir ülkenin omuriliği bağımsız yargıdır. Türkiye’de ise zulüm ve haksızlık bizzat hukuk eliyle gerçekleşiyor. Bunun adı ‘ileri faşizm’dir. Bir sorunla karşılaştığımızda yargı çözer diyorlar. Yargı ise Türkiye’yi çözüyor” diye konuştu.
Türk Ceza Hukuku Derneği Başkanı Avukat Fikret İlkiz Türkiye’de yaşananlara dikkat çekerek “Geldiğimiz nokta düşüncelerimizin, niyetlerimizin, hayatımızın özel yetkili soruşturma altına alınmasıdır. Özel yetkili mahkemeler tarafından her an soruşturma altındasınız. Aslında soruşturulan, dava dosyası olan, delil sayılan sizin ve benim hayatımızdır” dedi.
Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, AİHM’nin Türkiye’yi ifade özgürlüğü açısından 207 davada mahkûm ettiğini anımsattı. Feyzioğlu, İstanbul Barosu eski başkanlarından avukat Turgut Kazan’a hitaben “Tehlikelisiniz Sayın Başkan kabul edin” ifadelerini kullanarak, “En son Kazan’ın İlhan Cihaner’i savunurken ‘sanık’ olduğuna da ‘tanık’ olduk. Bu tarihte görülmemiş bir örnektir. Özel görevlendirilmiş savcılık bizim de kayıtlarımızı istemiş. Bizim Kazan’a desteğimiz devam edecek” dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç ise basına yönelik baskıların artması nedeniyle, Türkiye’de ilk defa 93 meslek örgütünün bir araya gelerek GÖP’ü oluşturduğunu söyledi. Erinç, “Gazeteciler hakkında açılmış dava sayısı 10 bin civarında. TÜİK’in verilerine göre ise gazeteci sayısı 28 bin. Bu rakamlar, durumun ne kadar korkunç olduğunu gösteriyor” dedi.
Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bertil Emrah Oder de Türkiye’de siyasi iktidarın otoriterleşmeye başladığının en büyük göstergesinin basın yasalarında basın özgürlüğüne yönelik sınırlamalar olduğunu söyledi. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar “Basın bir hakkını yerine getirirken bundan sorumlu olamaz. Bunun suç teşkil etmemesi lazım” diye konuştu.
Dindar gençliğin yarını El Kaide
ÇGD Başkanı Ahmet Abakay ise Adıyaman’da Alevi yurttaşların evlerinin işaretlenmesi olayını anımsatarak “Başbakan da eline kırmızı tebeşiri almış, gazetecilerin üzerine çarpı koyuyor. O kişiler daha sonra yok oluyor” dedi. Abakay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “dindar gençlik yetiştirmek istiyoruz” açıklamasını eleştirerek, “Bunun devamı dindar gazeteci, sendika, sanat ve dindar devlettir. Bugünün dindar gençliği yarının El Kaide’si, Hizbullahı’dır. Sen bize neyi örnek gösteriyorsun?” diye konuştu. TGS Başkanı Ercan İpekçi de “Sanık sandalyesinden kalkmak için çırpınıp duruyoruz. Böyle bir ortamda korkusuzca eleştiri hakkın kullanabileceğini söylemek mümkün değildir” dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi