Gazetecilerin buruk günü
Basın mensupları Türkiye'de muhalif gazeteciliğin baskı ve tutuklamayla eş olduğunu belirterek "Türkiye'de gazetecilerin 'terör' suçundan tutuklanmasının hesabını kim verecek" diye soruyor. Tehdidin herkes için geçerli olduğunu belirten gazeteciler, "Gelecek yıl tutuklamaların olmadığı bir yıl olsun" dedi.
Gazetecilerin haklarını “fikir işçisi” olarak düzenleyen yasanın 10 Ocak 1961’de yürürlüğe girmesiyle kabul edilen “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nü 99 gazeteci cezaevinde kutlayacak. Basılmamış kitapların toplatıldığı, yazarının tutuklandığı bir ortamda “muhalif” gazeteci olmak her an tutuklanmayı göze almayı da gerektiriyor. Siyasi iktidara muhalif basın kuruluşlarında çalışan gazeteciler, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nü değerlendirerek, yaptıkları haberlerden dolayı kimi zaman tutuklandıklarını, haklarında dava açıldığını, kimi zaman da izledikleri haberlerde eylemcilerin sözlü ya da fiziksel şiddetine maruz kaldıklarını söyledi.
Tutuklu Gazete’nin ikinci sayısı da bugün piyasaya “Terörist değil gazeteciyiz” manşetiyle çıkacak. Aydınlık, BirGün ve Evrensel gazetelerinin eki olarak tüm bayilerde okuyucuyla buluşacak Tutuklu Gazete’yi Atılım gazetesi de 14 Ocak’ta yayımlanacak sayısında ek olarak verecek.
“99 gazetecinin tutuklu olduğu, 10 bine yakın davayla basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığı bir ortamda gazeteciler gününü kutlamanın bir anlamı yok” diyen gazetecilerin değerlendirmeleri şöyle:
Murat Selenoğlu (Dicle Haber Ajansı): 36 arkadaşımız bir operasyonla tutuklandı. Basılmamış kitaplarının toplatıldığı bir Türkiye’de, gazetecilerin “terör” suçundan tutuklanmasının hesabını kim verecek bilmiyoruz. Aslında bu tehdit bütün gazeteciler için de geçerli. Bu nedenle ortak mücadeleyi örmeliyiz.
Ali Cemal Karabudak (BirGün gazetesi): Çalışan Gazeteciler Günü’nde meslekte tanıştığım ve beraber haber takip ettiğim birçok arkadaşımın bugün hapishanede olması ve benim onların haberini yapıyor olmam açısından üzücü geçiyor. Ancak arkadaşlarımızın haklarını ve gerçeklerin savunuculuğunu ya da diğer bir tabirle basın özgürlüğünü savunmak bugün bizlere düşmüş bulunuyor.
Şilan Özhan (Dicle Haber Ajansı) 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü bana mesleki faaliyetlerinden dolayı tutuklanan gazetecileri ifade ediyor. Türkiye’de muhalif gazeteci olmanın bedeli ya cezaevi oluyor ya da işten kovulmak. Umarız bir dahaki sene gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden dolayı tutuklanmadığı bir yıl olur.
Çağdaş Küçükbattal (Etkin Haber Ajansı): 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, açılan 10 bine yakın davayla basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığı tabloyu teşhir etmek açısından mücadelenin yükseltilmesi gereken bir gün olarak da görülmeli. 90’larda gazeteciler öldürülürken, şimdi ise tutuklanıyor. Durum böyle olunca verilen kararlar da hukuki değil, siyasi oluyor. Eylemi yapan halk da halkın sesini yansıtan basın emekçileri de “terörist” oluyor.
Eda Yıldırım (Evrensel): Dün, halkın çıkarlarına habercilik yapan gazeteciyi öldürenler bugün de Ergenekon, KCK diyerek cezaevine koyuyor. Haberciliğinden korktuğu için hedef olarak gösteriyor. Gazeteciye, “terörist” yaftası ve arkadaşlarımızın tutuklanması da en açık tezahürü.
Sezim Özadalı (Aydınlık): Bugünlere Uğur Mumcu’ların, Turan Dursun’ların öldürülmesiyle geldik. Şimdi de mesleğini yaparken tutuklanan 99 gazeteci var. Gazetemde “Ergenekon” adı altında düzmece bir davada yargılanan çok sayıda arkadaşım mevcut. Ülkemizde ileri demokrasiden bahsedenler tutuklu gazeteci sayısında dünyada 2. olduğumuzu unutuyorlar.
‘Mücadele sürecek’
ÇGD Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada 10 Ocak 1961 tarihinde çıkan yasaya vurgu yapılarak, “Aradan geçen 51 yıl sonra bugün, gazetecilerin hukuki ve fiili kazanımları budanmış, sendikalaşma neredeyse sıfırlanmış, son olarak da AKP iktidarı tarafından ‘yıpranma hakkı’ ortadan kaldırılmıştır. Medyada iş güvencesi ortadan kalkmış, sigortasız çalıştırma, işten çıkarmalar günlük olaylar haline gelmiştir (...) ÇGD geçmişte olduğu gibi bugün de mesleğimize, meslektaşlarımıza uygulanan baskılara karşı mücadelesini, ödünsüz sürdürecektir” denildi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, AKP iktidarında gazetecilerin kazanılmış haklarının elinden alındığını kaydetti. Toprak, “AKP iktidarı tarafından güdümlü basın yaratılarak, gazetecilerin en temel hakları yok edilmiştir” dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker de yazılı açıklamasında, “basın emekçilerinin demokrasinin can simidi olduğunu” belirtti.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!