Gazeteciye "hedef gösterme" davası

Milliyet gazetesi muhabiri Nedim Şener'in ''yasaklanan bilgileri temin etmek ve açıklamak'' ile ''terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek'' iddialarıyla yargılanmasına başlandı.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, sanık Nedim Şener ile avukatları katıldı. Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğünde görevli Muhittin Zenit'in müşteki olarak yer aldığı duruşmada, İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink, Dink'in kızı Delal Dink ve basın meslek örgütlerini temsilen çok sayıda gazeteci de hazır bulundu.

Savunmasını yapan Şener, Hrant Dink cinayeti nedeniyle yapılan soruşturmada, Trabzon ve İstanbul emniyet müdürlüklerine ait bir takım yanlışlıklar gördüğünü belirterek, ''bu yanlışlıkları gerçeğin ortaya çıkması, topluma bilgi vermek ve böyle bir davada karanlık hiçbir noktanın kalmaması amacıyla kitap halinde yayımladığını'' söyledi.

''Ben hiçbir istihbaratçıyı veya emniyet görevlisini herhangi bir terör örgütüne hedef göstermek kastını taşımıyorum'' diyen Şener, kitapta yer alan belgelerin hiçbir gizli özelliğinin olmadığını, Dink cinayeti ile soruşturmaya yönelik çeşitli davalarda dosyalara giren belgelerden bir kısmını kitabında yayınladığını savundu.

Şener, kendisi hakkında şikayette bulunan emniyet görevlilerinin, Trabzon'da görevli jandarmalar gibi Dink cinayeti nedeniyle, ilerde ''görevi ihmal'' suçundan dolayı sanık olabileceklerini ve mülkiye müfettişlerinin bu konuda soruşturma yaptıklarını iddia etti.
Gerekli dikkatin gösterilmesi durumunda Hrant Dink'in öldürüleceğinin

belirlenebileceğini, buna rağmen önlem alınmadığını ileri süren Şener, ''Benim 'istihbarat yalanları' gibi cüretkar cümle kullanmama neden oldular. Cinayetle ilgili yalanları doğrulayabilirsek Dink cinayeti aydınlatılacak. Bizim adım adım bu zinciri kırmamız lazım'' dedi.

Şener'in avukatı Şehnaz Yüzer de müvekkilinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Basın Yasası çerçevesinde hareket ederek, topluma bilgi vermek amacıyla kitabını yayınladığını ve görevini yaptığını savundu.
 

Davacı

Emniyet görevlisi olan diğer müştekiler Ali Fuat Yılmazer, Faruk Sarı ve Ramazan Akyürek ile birlikte, suçtan zarar görme ihtimaline binaen davaya katılması kabul edilen Muhittin Zenit de, Dink cinayetinden bir yıl önce aldığı istihbari bilgileri üstlerine bildirdiğini ve cinayetin meydana gelmesinden sonra yine faillerin ortaya çıkması için elinden gelen her türlü çalışmayı yaptığını söyledi.

Şener'in kitabında, kullandığı ''Ahmet Dede'' kod ismini vererek çalışma yaptığı terör örgütlerine deşifre edilmesini sağladığını ifade eden Zenit, Şener ile ilgili açtığı hukuk davalarının devam ettiğini bildirdi.

Talimatla alınan ifadesi okunan müşteki Ramazan Akyürek'in de, ''kendisini terör örgütlerine hedef gösterdiği'' gerekçesiyle Şener'den şikayetçi olduğu tutanağa geçirildi. Duruşma ertelendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ayrı ayrı yazılan ve davaların kabul edilmesinin ardından İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında birleştirilen iddianamede, Şener'in ''Hrant Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları'' adlı kitabında, emniyet görevlileri Faruk Sarı, Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'i terör örgütlerine hedef gösterdiği belirtiliyor.

Söz konusu kitapta emniyet görevlisi Muhittin Zenit'in de terör örgütlerine hedef gösterildiği ve aynı zamanda açıklanması yasaklanan gizli belgeleri temin etme ve açıklama suçlarının işlendiği belirtilerek, Şener'in tüm bu suçlardan, 8 ile 20 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep ediliyor.