Gece hayatına eğitimli DJ'ler

Türkiye'nin ilk DJ Akademisi, Kadir Has Üniversitesi bünyesinde açılıyor. İlk hedef eğitimli DJ'leri sektöre kazandırabilmek. Ancak asıl amaçlarının DJ'liğin meslek olarak kabul edilmesi ve müfredata girmesi olduğunu söylüyorlar.

Yayınlanma: 13.03.2011 - 17:29
Abone Ol google-news

Kadir Has Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi ve Virgin Radio bünyesinde eğitime başlayan Pioneer DJ Akademy, Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor. Hem bir üniversitenin bünyesinde olması hem de Türkiye’de ilk kez gece kulübü ve parti DJ’liği eğitimi vermesi itibarıyla farklı bir çalışma bu. Henüz çok fazla duyurulmamış olmasına rağmen ilgi çekmeyi başarmış bile. S&S Music Maker’in kurucusu, DJ Salih Saka ve Kadir Has Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın anlatıyor.

- Öncelikle DJ’liğin nasıl algılandığıyla başlayalım. Kim, ne düşünüyor bu alanla ilgili?

Salih Saka: Eskiler der ya, “Davulcuya, zurnacıya kız verilmiyor.” Aynı şey DJ'lere de musallat oldu. Uzunca bir süre de DJ'ler adam yerine konulmadı. Aslında popüler bir meslek bu. Tabii anlayan ve kabul edenler için. Kimisi, müzisyen bile değil gözüyle bakıyor. Bu yıl, benim DJ’likte 30. yılım ve diyorum ki bu yeni bir sanat dalı.

- Nasıl bir ihtiyaçtan doğdu DJ Akademisi?

S. Saka: 1960’larda başladı bu meslek. O zamanlar birkaç kulüp ve az sayıda DJ vardı. Mesleğimiz nasıl gelişti, dünyada neler oluyor kısmını araştırdık ve bu yola çıktık. Pioneer Türkiye’nin desteğiyle de Türkiye’de yaygınlaştırmak istedik. Bu işi bazılarının yaptığı gibi merdiven altı kursları şeklinde yapamazdık. Bu, DJ’liği bir meslek olarak kabul ettirmeye çalışırken de doğru bir hareket olmazdı. Akademik platforma taşımaya karar verdik.

- Peki siz nasıl baktınız bu öneriye? Bir üniversitenin bünyesinde böyle farklı bir akademi, sizin için nasıl bir alandı?

Mustafa Aydın: Normal bir alan değil tabii. Biz geçen yıl, üniversitenin bünyesinde yaşam boyu eğitim birimini kurduk. Amacımız 7’den 77’ye, herkese ulaşabilmek. Örnekse 5-8 yaş için oyunla bilim öğreten ajan akademisi kurduk. Ayrıca bir mesleği olmayanlara ya da ilgilenenlere aşçılık okulu açtık. DJ akademisi de bu ikisi arasında bir yere oturuyor. Biz bütün toplumu kapsayan bir eğitim kurumu olabilmeyi amaçlıyoruz. O yüzden de klasik alanların yanı sıra bu tür sertifika programlarını da oldukça önemsiyoruz.

- Çekinceniz oldu mu?

M. Aydın: Bu öneri gelince bir araştırma yaptık, hiçbir üniversitede böyle bir şey yapılmamış. Biz de garip kaçar mı diye düşündük. Ama böyle bir meslek var ve bu alanda insanlar çalışıyor, para kazanıyor, sigortalanıyor. Diğer yandan da devlet tarafından bu bir meslek olarak tanınmıyor. Geniş bir grup bu. Sigortasızı, iş güvencesiz çalışanı da var. Dolayısıyla bu boyutu görmezden gelemezdik. Ayrıca son yıllarda dikkatimi çeken bir durum var. Her üniversite gibi biz de bahar festivalinde öğrencilere soruyoruz, kimi istersiniz diye. Eskiden sanatçı isimleri verilirdi şimdi DJ isimleri geliyor bize. Bu gördüğümüz kadarıyla önemli bir alanı kaplamaya başladı.

- Eğlence sektörünün dişlileri sert. Çalışan, hızlıca harcanabiliyor. Çünkü ekonomik sıkıntılarda ilk önce eğlenceden kesinti yapıyor insanlar. Burada, dik durabilmek adına donanımlı olmak gerek elbette. Peki akademi nasıl bir donanımı vaat ediyor?

S. Saka: Biz öncelikle bunu meslek olarak yapmak isteyenleri bekliyoruz. Hobi olarak yapmak isteyenlere de kapımız açık. Çünkü kendi mesleğini bırakıp, hobisi olan DJ’liği yapmaya başlayan üst düzey işadamlarını da tanıyoruz. Bu iş çok farklı. Önce sevmekle ve istemekle başlıyor. Ayrıca beceri de lazım. Fiziksel ve zihinsel olarak da zorlu bir süreç. Her 10 saniyede yeni bir konfigürasyon üretip, karşındaki insanların taleplerine cevap verebilmek kolay değil. Biz de tüm bunları dikkate alarak hem teorik hem de pratik eğitim vereceğiz.

- Diğer yandan da çok sayıda DJ var piyasada. Herhalde setin başına her geçen DJ oluyor ya da ismini, ününü kullanan...

S. Saka: Öyle durumlar var elbette. Ama bunların çoğu devamını getiremiyor. DJ’lik CD’leri peşi peşine çalmak değil. Her iş gibi bu da saygı görmeye layık ve ciddi. Ama bu ülkede sahte evrakla profesörlük yapan insanlar da var. Sandığın içindeki çürük elmalar olarak değerlendirmek gerek.

- Bu yıl, meslekte 30. yılınız. Nedir gözleminiz, dünle bugün arasında nasıl bir fark olduğundan söz edebiliriz?

S. Saka: 30 yıl önce öncelikler farklıydı. Ayrıca artık eğlence anlayışı da değişti. Diskoteğe dans etmeye gitmek yerine, kafe ve barlarda geçirilen süreler uzadı. Toplasanız 10 DJ vardı Türkiye’de. Şimdiye baktığımızda on binlerce var. DJ’lere ihtiyaç gün geçtikçe artıyor. Her gün yeni açılan restoranlar, barlar, otellere baktığınızda çok ciddi bir mesleki açık var aslında. Hobi olarak yapıp, üç gün sonra arkasını dönüp gidebilecek insanlardan ziyade eğitimli ve profesyonel DJ’ler gerek.

- Son olarak nedir hedefiniz ve neyi görmek istiyorsunuz?

S. Saka: Mesleki Yerleştirme Kurumu (MYK) ile toplantı yaptık. Meslek listelerinde DJ’lik yok. Sadece radyo DJ’liği var. Uzun uzun kulüp ve parti DJ’liğinin de meslek olarak görülmesi gerektiğini anlattık. Asıl hedefimiz de bu. Eğitimli DJ’leri sektöre kazandırabilmenin yanı sıra, bunu meslek olarak kabul ettirebilmek. Daha sonraki süreç de lisanslı DJ’leri gerektirecek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler