Gelecek hâlâ karanlık
Denis Villeneuve’ün imzasını taşıyan ‘Bıçak Sırtı 2049’, ilk filmin ayak izlerini doğru yönde takip eden, orijinaline layık bir devam filmi olmuş.
“Blade Runner dünyanın görünüşünü ve bizim ona bakışımızı değiştirdi” diyor cyber-punk’ın babası, yazar William Gibson. 20. yüzyılın en etkili 3 bilimkurgu filminden biri olan (diğer ikisi “Metropolis” ve “2001: Uzay Macerası”) 1982 yapımı “Blade Runner” bugün türe ilgisi olsun olmasın hemen herkes tarafından baştacı ediliyor ama, inanır mısınız, film ilk vizyona çıktığında gişede iki seksen yatmış ve alelacele gösterimden kalkmıştı.
Sonradan gördük ki, tıpkı Gibson’ın dediği gibi, hem sinemada hem de gerçek hayatta “Blade Runner”ın yarattığı görsel evren alabildiğine yaygınlaştı ve yapay zekâ/robot teknolojisi değil belki ama filmin mimari ve çevresel kehanetlerinin büyük bölümü tuttu. Yapay zekâ/ robot teknolojisi boyutu da yakın bir gelecekte kapımızı çalacak, emin olabilirsiniz. Yönetmen Ridley Scott’ın, Philip K. Dick’in 1968 yılında nazizmin insanı insanlıktan çıkarışını düşünerek yazdığı “Do Androids Dream of Electric Sheep?” adlı romanından yola çıkan ama kitaptaki replicantları tarif edildiği gibi ‘kalpsiz, etraflarında olan bitenle ilgisiz’ makineler gibi değil de, insandan daha üstün nitelikli varlıklara dönüştürdüğü filmi yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı bugün bilim- kurgu sinemasında bir devrim yaratmış olarak kabul ediliyor.
Denis Villeneuve’ün filmiyse böylesi bir etkiye sahip değil belki ama birçoklarının beklentisinin aksine (buna bu satırların yazarı da dahil), ilk filmin ayak izlerini doğru yönde takip eden, orijinaline layık bir devam filmi olmuş. Gelecek tasvirleri çok güçlü, atmosfer yaratmakta alabildiğine başarılı (artık Roger Deakins’e o Oscar’ı verirler herhalde), ilk filmden gelen karakter ve olay örgülerini 30 yıl sonrasına taşımakta da mahir bir senaryoya sahip “Blade Runner 2049 - Bıçak Sırtı 2049”. Tabii Rutger Hauer’in o müthiş final sahnesi (hani şu “Siz insanların inanamayacağı şeyler gördüm” diye başlayan monoloğunun olduğu) gibi bir sahne var mı derseniz, o kadar da değil ne yazık ki. Yıl boyunca izlediğimiz “Logan”, “Alien: Covenant - Yaratık: Covenant”, “War For the Planet of the Apes - Maymunlar Cehennemi: Savaş” gibi karanlık filmlerin ardından aynı çizgiyi daha da koyultan “Blade Runner 2049 - Bıçak Sırtı 2049”un gelmesi bir hayli manidar doğrusu. Tüm bu filmler gelecekten ziyade bugüne, dünyanın ve insanoğlunun halihazırdaki berbat haline dair şeyler söylüyor aslında, farkındasınız değil mi?
Sansür mü var?
Filmi izlerken en az iki sahnede görüntünün fluya düştüğünü fark ettik ve buna ilk önce anlam veremedik. Sonradan bu sahnelerde bazı görüntülerin eksik olduğu, görüntünün merkeze yaklaştırıldığı ve böylece kenardaki bazı şeyleri göremediğimiz bilgisine ulaştık. İddialar, bu sahnelerdeki bazı görüntülerin (muhtemelen çıplak insan bedenleri) ‘müstehcen’ bulunduğu ve doğrudan sahneyi kesmektense böyle tuhaf bir çözüme gidildiği yönünde. Filmin dağıtımcı firmasından bir açıklama gelmediği için bir yargıya varmak zor, üstelik bizim basın gösteriminde izlediğimiz kopyanın vizyona girenle aynı olup olmadığını da henüz bilemiyoruz, ama umarız basit bir ‘teknik arıza’ söz konusudur ve kimsenin aklına filmi sansürlemek gelmemiştir.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!