Gelenek de yaşasın gelecek de

Kuzey Ege coğrafyasında herhangi bir yer olmak değil, özel bir yer olmak istiyorlar. Zeytinin yanı sıra turizmde de marka değeri olan bir konum edinmek istiyorlar. Bölgenin zenginliklerini hem burada yaşayıp üretenlere hem de dışarıya anlatmak üzere kollar sıvanmış. Bölgenin en önemli zenginliği zeytin ve zeytinyağını tanıtmak üzere birkaç yıldır düzenlenen festival, bu yıl biraz daha büyütülmüş.

Zeytincilik azaldı

Küçükkuyu tatlarını tanıtmayı amaçlayan CHP’li belediye başkanı Cengiz Balkan, markalaşma yolunda zengin yemek kültürünün bir fark yaratacağını düşünerek yola koyulduğunu, ‘100 Kadın 100 Yemek’ projesinin de böyle ortaya çıktığını anlatıyor. Küçükkuyu’ya Girit Midilli’den mübadele ile gelenler de var, 40’lı yıllarda dağ köylerinden göçenler de. 80’lerin başından itibaren de Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerden göç alıyor kasaba. Kültür çeşitli olunca yemekler de zenginleşiyor; Kazdağları’nın otları, zeytinlerinin yağlarıyla tatlanıyor.

Eskiden zengindi

15 yıl öncesine kadar halkın yüzde 70-75’i geçimini zeytinden sağlarken, bu oran şimdi yüzde 50’lere düşmüş. Yüzde 5 balıkçılık, yüzde 30 inşaat ve turizmden geçiniliyor artık. Zeytinlerin çiçek açtığı bir dönemde yapılıyor festival, nisanda... Bu nedenle adı Zeytin Çiçeği Festivali.

Öğreniyoruz ki, zeytin üreticisi 50’lere kadar çok zengindi. İstanbul’un iyi yerlerinde, lüks semtlerinde gayrimenkulleri vardı hepsinin. Ancak, son yıllarda zeytin artık hak ettiği yerde değil. Var-yok yılları üreticinin belini büküyor. Raf fiyatı ile üreticinin satış fiyatı arasında uçurum söz konusu. 100 kilo zeytinden 20 kilo yağ çıkıyor. 20 kilo yağdan üretici 300 lira alıyor. 150’si zaten hasatta maliyete gidiyor. Yıl içinde budama, ilaçlama gibi harcamalar da var. Arsalar küçük, tek aileye ait bahçeden gelen gelir, kurtarmıyor. Ortalama bir üretici yılda 150 çuval zeytin topluyor. Bundan da 30 bin lira kazanıyor ortalama. Bunun 15 bini cebine kalıyor.

Sefer müjdesi

DENTUR Avrasya Grup Yönetim Kurulu Danışmanı Gökhan Berkay, Küçükkuyu- Midilli seferleri için bir süredir çalışmalar olduğunu anlattı. Eski bir balıkçı barınağı, iskele olarak belirlenmiş ve bir gümrük kapısı olmak üzere hazırlanmış. Bina hazır, bakanlıktan sınır kapısı izni çıktığı an seferler başlayacak. Turlar oraya gelen yabancı turistleri de Küçükkuyu’ya getirmeyi planlıyor. Petra- Küçükkuyu birbirini tamamlayacak iki destinasyon olacak. Çanakkale’yi de içine alacak paket programlar hazırlanıyor.

Organik yaşam vurgusu

Nar Grup Üst Yöneticisi Samir Bayraktar, Küçükkuyu’daki yağın çok özel olduğuna dikkat çekerek, organik yaşama vurgu yaptı. Küçükkuyu’nun marka olması için organik yaşam kültürünü öne çıkarması gerektiğine değinen Bayraktar, “Burası marka olmak istiyorsa lütfen hiçbir şey yapmasın. Erozyondan kaçının. Türkiye’de en temiz yerlerden biri Körfez. Diğer bölgelerdeki üreticiler buradan arazi almaya çalışıyor” dedi.