Genelkurmay'dan 'vakıf' yalanlaması

Genelkurmay Başkanlığı bazı basın yayın organlarında TSK Dayanışma Vakfı ve TSK Hukuki Yardım Sandığı'nın, yargılanan ordu mensuplarına hukuki yardım desteğini kestiği, Vakfa çok sayıda askeri personelin yardım yapmayı kestiği, yargılanan personelin astronomik avukatlık ücretlerinin Vakıf tarafından karşılanacağı, TSK Hukuki Yardım Sandığının faaliyete geçip kaynak toplamasının uzun zaman alması üzerine TSK Dayanışma Vakfının avukatlık desteğine yönelik karar aldığı gibi bir dizi haberlerin tümünü yalanladı.

Genelkurmay'dan 'vakıf' yalanlaması
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.02.2011 - 15:03

Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesine konulan açıklamada, bazı basın yayın organlarında, TSK Dayanışma Vakfı ve TSK Hukuki Yardım Sandığı hakkında kamuoyunda farklı algılamalara neden olabilecek haberlerin yer aldığı bildirildi. Söz konusu haberler şöyle sayıldı:

 

-"İkinci Silivri Yardım Sandığı devreye girdi" (30 Kasım 2010 tarihli Star Gazetesi)
-"TSK mensubuna avukatlık yardımı" (08 Ocak 2011 tarihli Hürriyet Gazetesi)
-"Erken ölüm parası darbe sanıklarına mı gidiyor?" (12 Ocak 2011 tarihli Taraf Gazetesi)
-"Genç subaylar rahatsız", "Duyuruda sicil tehdidi var" (01 Şubat 2011 tarihli Star Gazetesi)
-"Silivri kapsam dışı" (06 Şubat 2011 tarihli Yeni Şafak Gazetesi)
Genelkurmay Başkanlığı söz konusu haberlerle ilgili üç bölümden oluşan açıklamasında, sahip olduğu vakıfları tanıtırken, bu kuruluşlarla ilgili haberlerde dile getirilen iddiaları şöyle yanıtladı:
"1. TSK Dayanışma Vakfı:
TSK Dayanışma Vakfı; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli personelin vefatında ailesine, malul olanların kendisine ekonomik destek sağlamak maksadıyla 01 Ocak 2000 tarihinde kurulmuştur.
Tamamen gönüllülük esasına göre, her yıl vakıf katkı payı yatıran sadece görevdeki personel vakıf yardımlarından faydalanmaktadır. Vakıf, ilk kuruluşundan itibaren sadece muvazzaf personeli kapsamaktadır. Emekli personelin vakıfla veya vakfın yapacağı yardımlarla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bu husus Vakıf Yönetmeliğinde açıkça yazmaktadır. Aksi yöndeki bazı iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.
Yukarıda belirtilen amaç için kurulmuş olmasına rağmen, askeri hizmete ilişkin görevleri sırasında veya bu görev nedeniyle haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılan TSK mensuplarına, masumiyet karinesi de göz önüne alınarak, savunma hakkının kullanılması için gerekli olan ve karşılamada sıkıntıya düşebileceği maddi kaynak konusunda destek sağlamak maksadıyla TSK Dayanışma Vakfı Senedinde değişiklik yapılması öngörülmüştür.
Bu değişiklik için öncelikle 05 Nisan 2010 tarihinde Ankara 19'uncu Asliye Hukuk Mahkemesine başvurulmuştur. Değişiklik teklifi 11 Haziran 2010 tarihinde mahkeme tarafından kabul edilmiş ve 09 Ağustos 2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Yürürlüğe giren Vakıf Senedi değişikliğine istinaden 25 Ağustos 2010 tarihinde yapılan Yönetmelik değişikliği ile; görevlerini yerine getirmeleri sırasında veya görevlerinden dolayı haklarında soruşturma veya kovuşturma yapılanlar ile hukuk mahkemelerinde aleyhine dava açılan Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli subay, astsubay, sivil memur, uzman jandarma ve uzman erbaşlara 'avukatlık ücreti yardımı' yapılması esasa bağlanmıştır.
TSK Dayanışma Vakfının mevzuatında yapılmış olan bu düzenleme avukatlık ücreti yardımı yapabilmesine yönelik olarak yapılan ilk düzenlemedir. Bu tarihten önceki Vakıf Yönetmeliğine göre personele hukuki yardım yapılması söz konusu değildir. Bu açıdan bazı basın-yayın organlarında çıkan, 'değişiklikten önce de yardım yapılıyordu, değişiklik ile kaldırıldı' iddiası doğru değildir.
Avukatlık ücreti yardımına ilişkin Yönetmelik değişikliği yapılırken, uygulamanın geriye yönelik olarak geçerlilik kazanmasını önlemek maksadıyla, 2010 yılı katkı payı geçerlik döneminin sona erdiği 01 Mart 2011 tarihinden sonra hakkında soruşturma veya kovuşturma açılanların yardım kapsamına alınmasına karar verilmiştir. Bu suretle; 2011 yılında vakfa katkı payı yatırmayı düşünen personelin, vakfın amaçlarındaki değişimi öğrenmesi ve buna göre serbestçe karar vermesi amaçlanmıştır.
Bununla birlikte, yılda bir defa ödenen vakıf katkı payları için sınırlayıcı bir tarih bulunmamakta olup, yılın her döneminde isteyen personel tarafından katkı payı ödenebilmektedir. Yıl içerisinde belli bir tarih esas alınarak kaç kişinin vakfa aidat ödediğinin tespit edilmesi doğru bir netice vermemektedir. Bu nedenle, 'çok sayıda personelin ödeme yapmadığı' şeklindeki haberler doğruyu yansıtmamaktadır.
Vakıf tarafından yapılacak avukatlık ücreti yardımının miktarı Vakfın ekonomik durumuna bağlı olarak belirlenecektir. Ancak ödenecek miktarın üst limiti, yasalarla sağlanan diğer avukatlık yardımı miktarları esas alınarak, 'avukatlık asgarî ücret tarifesinde belirtilen ücretin yirmi katını geçmeyecek şekilde' belirlenmiştir. Bu açıdan, yargılanan personelin astronomik avukatlık ücretlerinin Vakıf tarafından karşılanacağını iddia eden haberler gerçeği yansıtmamaktadır.
Diğer taraftan, bazı basın-yayın organlarında çıkan haberlerin aksine, vakfın mütevelli heyeti ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri hiçbir ücret almamaktadır. Bu durum; Vakıf Senedinin 14'üncü maddesinde de, 'Mütevelli heyet, Yönetim kurulu ve Denetim kurulu üyelerine Vakıf faaliyetleri için ücret ödenmez.' hükmü ile açıkça belirtilmiştir.
2. TSK Hukuki Yardım Sandığı:
TSK Hukuki Yardım Sandığı; halen görevde bulunan TSK mensuplarının görevleri dolayısıyla kişilik hak ve özgürlüklerine karşı yapılan ihlaller nedeniyle, haklarını daha etkin olarak aramak için ihtiyaç duyacakları hukuki yardımın sağlanması maksadıyla, 27 Eylül 2010 tarihinde kurulmuştur. Bahsi geçen hukuki yardım, avukat temini ve ücretinin ödenmesinden ibarettir.
TSK Hukuki Yardım Sandığının faaliyete başlama tarihi, TSK Dayanışma Vakfı tarafından hukuki yardım yapılmasına yönelik karar alınmasından sonradır. Bu açıdan, bazı basın-yayın organlarında yer alan "Hukuki Yardım Sandığının faaliyete geçip kaynak toplamasının uzun zaman alması üzerine TSK Dayanışma Vakfının avukatlık desteğine yönelik karar aldığı" haberleri gerçeği yansıtmamaktadır.
Hukuki Yardım Sandığı; general/amiral, subay, astsubay, uzman ve sivil memur ayırımı yapılmaksızın, Yönerge'de belirlenmiş olan şartları taşıyan ve halen görevde bulunan tüm personele, katkı yapma şartı aranmaksızın hukuki yardım sağlamaktadır.
Sandığın gelir kaynağı, tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak yapılan yardımlardır. Gönüllülük esasını doğrudan veya dolaylı olarak zedeleyecek hiçbir uygulama yapılmamaktadır.
Hakkında herhangi bir nedenden dolayı dava açılmış yani davalı/sanık/şüpheli gibi konumundaki bir personele sandıktan yardım sağlanması söz konusu değildir. Tam tersine, kişilik hak ve özgürlüklerine karşı yapılan bir ihlale karşı dava açmak isteyen, yani davacı konumundaki personel sandık yardımından faydalanabilmektedir.
Hukuki Yardım Sandığı Yönergesinde de açıkça belirtildiği şekilde, Sandığın kurulma tarihinden önce meydana gelmiş olaylara ilişkin dava açmak isteyen personelin sandıktan istifade etmesi mümkün değildir.
3. TSK Dayanışma Vakfı ile TSK Hukuki Yardım Sandığının Karşılaştırılması:
Yukarıda açıklandığı üzere, TSK Dayanışma Vakfı ile TSK Hukuki Yardım Sandığı tarafından sağlanan hukuki yardımların amacı birbirinden tamamen farklıdır. Daha açık bir ifade ile; görev nedeniyle olmak ön şart olmak üzere, TSK Dayanışma Vakfı tarafından sağlanan hukuki yardım 'hakkında dava açılanlara', TSK Hukuki Yardım Sandığı tarafından sağlanan hukuki yardım ise 'dava açacaklara' yöneliktir. Bu açıdan bu iki yardımın birbirlerini tamamlayıcı veya birbirinin yerine geçici hiçbir özelliği bulunmamaktadır.
Her iki yardımdan da sadece görevde bulunan TSK personeli istifade edebilmektedir. İlgili mevzuatta da açıkça belirtildiği gibi, emekli olmuş hiçbir TSK mensubunun söz konusu yardımlardan faydalanması mümkün değildir. Aksi yöndeki iddialar tamamen gerçek dışıdır.
TSK Dayanışma Vakfı ile TSK Hukuki Yardım Sandığının en önemli ortak özelliği, buralara yapılacak katkı payları veya bağışların tamamen gönüllülük esasına dayalı olmasıdır. Hal böyle olmasına rağmen; TSK'da var olan birlik, beraberlik, silah arkadaşlığı ile dayanışma irade ve arzusunun personelin özgür iradesine yansıması neticesinde yapılan yardımların zorla alındığı yönündeki iddiaların da iyi niyetli olmadığı değerlendirilmektedir.
Her iki yardım da, yürürlüğe girdikten sonra meydana gelen/gelecek hukuki durumlara ilişkindir. Geçmişe dönük olarak hukuki yardım yapılması öngörülmemiştir."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon