Gıda Güvenliği Faslı müzakerelere açıldı
Türkiye'nin AB katılım müzakerelerinde yeni bir fasıl açıldı. "Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı" faslı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in katılımıyla AB Konseyinde düzenlenen Hükümetlerarası Konferansla müzakerelere açıldı.
Türkiye'nin AB müzakerelerinde bakanlar düzeyinde 9'uncusu düzenlenen Hükümetlerarası Katılım Konferansında AB tarafını İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos ve AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle temsil etti. İspanya, 6 ay önce dönem başkanlığını devraldığında Türkiye ile 4 fasıl açmak istediğini duyururken, bazı üye ülkelerin siyasi engellerini aşamayınca en azından bir fasıl açabilmek için büyük çaba gösterdi. İspanya, gıda güvenliği faslında açılış kriterlerini karşılamasının adından AB üyelerinin fasıl açılışına onay vermesi için normalde birkaç ay uzayan süreci 10 güne kadar indirerek adeta rekor hıza ulaştı.
Gıda güvenliğiyle birlikte Türkiye, 2005 yılında tarama süreciyle başlayan AB katılım müzakerelerinde 13 faslı açmış oldu. Türkiye, katılım müzakerelerinde 2006 yılının ilk yarısındaki Avusturya dönem başkanlığında tek, 2007'nin ilk yarısındaki Almanya dönem başkanlığında üç, 2007'nin ikinci yarısındaki Portekiz ile 2008'de Slovenya ve Fransa dönem başkanlıklarında ikişer ve geçen yılın ikinci yarısındaki İsveç dönem başkanlığında tek fasıl açmıştı.
"AB sürecine bağlılık devam ediyor"
Gıda güveniği, veterinerlik ve bitki sağlığı faslının açılışının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin AB sürecindeki kararlılığının, AB'nin müzakereleri başlatma kararını aldığı Aralık 2004'ten bu yana en ufak sarsıntı olmadan devam ettiğini belirterek, şöyle dedi:
"Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin AB sürecine bağlılığı en güçlü şekilde devam etmektedir. Eğer açılacak fasıl teknik bir fasılsa, dönem başkanı ve komisyon başta olmak üzere muhataplarımızın samimi gayretleriyle her türlü teknik engel aşılıyor. Bizim AB sürecinde aşamadığımız engel, siyasi engellerdir. Herkesin bunu fark etmesi lazım. Türk hükümeti ve toplumu, önüne teknik ne konursa konsun gecesini gündüzüne katıp yapıyor, yetiştiriyor. Ama önüne hiçbir objektif kritere dayalı olmayan siyasi engeller konduğunda tabii ki Türkiye'nin tek taraflı iradesiyle bunu aşmak mümkün olmuyor."
Gıda güvenliği faslını kısa bir sürede olağanüstü çabayla açılışa hazır hale getiren Türkiye ve AB'nin "birlikte çalıştıklarında aşamayacakları konu olmadığını" da gösterdiğini vurgulayan Davutoğlu, Dönem Başkanı İspanya'nın sadece fasıl açılışıyla değil, aynı zamanda anayasa reformu başta olmak üzere Türkiye'deki siyasi reformlara güçlü destek vererek ve Geri Kabul Anlaşması ve bununla birlikte yürümesi gereken Vize Serbestisi sürecinde ilerleme için çok çalıştığını ifade etti.
İspanya dönem başkanlığının da desteğiyle Türkiye'de "çok sayıda fasıla denk bir şekilde Türkiye'de anayasa reformu gerçekleştirildiğini" bildiren Davutoğlu, "Siyasi reformlara kararlıyız. Türkiye belki de Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı anayasa reformunu sivil bir inisiyatifle parlamentonun iradesiyle bu dönemde gerçekleştirdi. İnşallah Belçika döneminde de bu anayasanın referandumu gerçekleşecek ve Türkiye'nin AB standartlarına uygun bir demokrasi ve sosyal hayata kavuşması konusunda ciddi atılımlar yapılmış olacak" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, gelecek dönem başkanı Belçika ile birlikte, halen sonuçlanma aşamasındaki Geri Kabul Anlaşmasını imzalamak ve bunun ardından AB'nin alacağı kararla vize serbestisini başlatmak istediklerini söyledi.
Ahmet Davutoğlu, İspanya Dönem Başkanlığında diğer bir önemli ilerlemenin, Türkiye-AB stratejik işbirliği noktasında gerçekleştirildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Özellikle Balkanlarda ortak toplantılar yaptık. Orta Doğu ve Balkanlar konusunda birlikte çalıştık. İspanya Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos'un bu konulardaki yoğun ilgisi, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın yoğun çabası ve AB Genişleme Komiseri Stefan Füle'nin Balkanlara yönelik ilgisi sayesinde hep birlikte aslında bu dönemde Balkanlarda Türkiye ile AB işbirliği yaptığında nelerin gerçekleşebileceğini göstermiş olduk."
Davutoğlu, 13 Temmuzda İstanbul'da düzenlenecek AB ile siyasi diyalog toplantısında Türkiye-AB stratejik vizyonunun belirleneceğini kaydederek "Biz güçlü bir Türkiye, güçlü bir AB, dünyada etkin bir AB istiyoruz. Bunun için Türkiye'nin AB'ye ciddi katkılar yapacağına inanıyoruz" dedi.
İsrail'in yardım gemilerine saldırısı
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren gemilere kanlı saldırısının ve bunun ardından yaşananların Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Türkiye'ye dönük tepki yarattığını savunan bir gazeteciye şu karşılığı verdi:
"Türkiye-AB ilişkileriyle Türkiye-İsrail ilişkileri arasında bir bağlantı görmüyorum ama böyle bir ilişki söz konusu olacaksa, AP'nin İsrail saldırısıyla ilgili çok net bir kararı var. Eğer bir bağlantı söz konusuysa şöyle olmalı: Farklı Avrupa ülkelerinden parlamenterler de o gemilerdeydi. Bu Türkiye'ye ya da Türk vatandaşlarına karşı bir saldırı değildi, içinde Avrupa vatandaşlarının da, Avrupalı parlamenterlerin de bulunduğu bir gruptu. İsrail ile Türkiye değil, İsrail ile pek çok Avrupa ülkesi arasında bir mesele olarak ele alınmalı. Avrupalı pek çok meslektaşım bana telefon açıp onların vatandaşlarını İsrail'in elinden kurtardığımız için teşekkür etti. Dolayısıyla bu sorunu hiç kimse bir Türk-İsrail meselesi olarak görmemeli. Sorun İsrail ile uluslararası toplum arasındadır. Özellikle de yardım konvoyunda bulunanların milliyetlerine bakacak olursanız İsrail ile AB arasında bir sorundur.''
Son fasılmı olacak
Bakan Davutoğlu, Kıbrıs konusu başta olmak üzere Türkiye-AB ilişkilerindeki sorunlar nedeniyle gıda güvenliğinin ardından AB katılı sürecinde yeni fasıl açılmama endişesi taşıyıp taşımadığını soran gazeteciye, böyle bir kaygısı olmadığını vurgulayarak cevap verdi.
Hiçbir AB üyesinin Kıbrıs sorununun çözümü noktasında Türkiye'nin üzerine düşeni yapmadığını iddia edemeyeceğini belirten Davutoğlu, buna karşın AB'nin ise son 6 yıldır adeta Kıbrıs'ta kendisinin de desteklediği Annan Planı referandumu hiç yapılmamış gibi ve Türk tarafında kabul edilmemiş gibi davranmaya devam ettiğini, bir taraftan KKTC üzerindeki izolasyonları korurken diğer yandan Türkiye'nin AB üyelik sürecinin yavaşlatıldığını ifade etti.
Kıbrıs sorununun BM önderliğindeki müzakerelerde, muhtemelen bu yıl içinde çözülmesiyle Türkiye'nin önüne çıkarılan bu engelin de kalkmış olacağını kaydeden Davutoğlu, isim vermeksizin Fransa tarafından çıkarılan diğer siyasi engellerin de "AB ilkeleri açısından geçerli olmadığını, ahde vefa ilkesiyle bağdaşmadığını" vurguladı.
Davutoğlu, "Gıda güvenliğinin son fasıl olduğu yönünde bir korkumuz yok. Ama eğer bir kaygımız varsa bu hepimizin ortak kaygısı olması lazım" diye konuştu.
İran'la nükleer müzakerelere arabuluculuk
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İran ile nükleer müzakereler için Türkiye'nin yeniden devreye girip girmeyeceğinin sorulması üzerine ise BM Güvenlik Konseyi'nin yaptırımlar kararına rağmen İran tarafının müzakerelere hazır olduğunu duyurduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Devreye girmemiz noktasında iki tarafın çok net ve açık iradeyi ortaya koymaları lazım. İran daha önceki ve bugünkü açıklamasıyla Türkiye ve Brezilya'nın devrede olmasını istediğini vurguladı. Biz Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'ndan ve 5 artı 1 tarafından da (ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere ve Almanya) bu güçlü irade bizim tarafımıza intikal ettiğinde üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Ama nihai kertede bu taraflar arasında yürütülecek müzakeredir. Türkiye'nin bütün çabası nükleer tehdidin yaygınlaşmasını engellemek, bölgemizde yeni gerilimlerin önüne geçmek, bölgesel ve küresel barışı koruyacak adımlar atmaktır."
"Türkiye'yi dışarda bırakmanın maliyetini düşünün"
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'yi AB üyeliğine almanın maliyetini hesap edenlerin, Türkiye'yi dışarda bırakmanın AB'ye maliyetini de düşünmeye başlaması gerektiğini söyledi.
Gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı faslının açılışının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Bağış, "Türkiye'nin AB'ye katılması durumunda bunun kendilerine bazı maliyetler getireceğini düşünen ülkeler varsa, onların Türkiye'yi AB'nin dışında bırakmanın maliyetlerini de hesap etmesinin vaktinin geldiğine inanıyorum" dedi.
Bağış, Kıbrıs sorunu nedeniyle artık müzakerelerin duracağı endişesi taşımadığını vurgulayarak,şöyle devam etti:
"Çünkü Kıbrıs'ta garantör ülkelerden biri olan ve adada askeri üssü ve askerleri bulunan İngiltere AB'ye üye olurken Kıbrıs sorunu vardı. Diğer bir garantör ülke olan Yunanistan üye olurken de Kıbrıs sorunu vardı. Kıbrıs'ın kendisi üye olurken de bu soru vardı. Bunların üyeliği için bir engel teşkil etmeyen Kıbrıs sorununu, Türkiye'nin AB üyeliği için engelmiş gibi göstermeyi hiçbir vicdan kabul etmez."
Dönem başkanlığında "muazzam başarılar elde eden" İspanya'ya teşekkür eden Bağış, bu kapsamda İspanya'nın Türkiye'deki anayasa değişiklik paketine destek vermesinin, bu ülkenin Türkiye konusunda attığı en önemli adımlardan biri olduğunu vurguladı.
Bağış, "Kendi askeri anayasasını sivilleştirmiş bir ülkenin dönem başkanlığında, Türkiye'nin de bir darbe anayasasıyla AB üyesi olamayacağı konusundaki düşüncelerimize ve Türkiye'de gerçekten bütün toplumun kucaklayacağı ve bütün toplumu kucaklayacak bir anayasaya kavuşması için İspanya dönem başkanlığının ve AB Komisyonu'nun verdiği desteği hiçbir zaman unutmayacağız" ifadesini kullandı.
Gıda güvenliği faslında müzakereleri başlatmak için AB Konseyi binasına gelirken Belçika'daki grev nedeniyle biraz geciktiklerini ve bir an "Acaba Belçika bu faslı kendi dönem başkanlığına mı sarkıtıyor" endişesi yaşadıklarını aktaran Bağış, basın toplantısına katılanları gülümsetti.
Bağış, bununla birlikte Belçika dönem başkanlığında da açılacak fasıllar bulunduğunu belirtti.
Başmüzakereci Bağış, İspanya'nın açılması için büyük çaba sarfettiği ve epey mesafe aldığı eğitim ve kültürle enerji fasıllarının, Belçika dönem başkanlığında açılmasını talep etti.
Tarım Bakanı Mehdi Eker
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ise açılan gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı faslıyla birlikte AB'nin bu alanlardaki standartlarının 72 milyonluk Türkiye'yi de içine alacak şekilde genişlediğine dikkati çekerek "AB'nin bu manadaki standartları, biraz daha Doğu'ya, Orta Doğu'ya kaymış oldu. Dolayısıyla AB'de yaşayan yüzmilyonlarca tüketicinin gıda sağlığı alanı genişlemiş oldu. Türkiye de artık AB standartlarını kendisinde uygulayabilecek bir altyapıya ve donanıma sahip olduğunu ortaya koydu" dedi.
Eker, "Son günlerde ülkemizde bir tartışma var. 'Acaba Türkiye'nin ekseni mi kayıyor' diyorlar. Aslında bu faslın açılmasıyla birlikte AB'nin ekseni genişlemiş oldu. Dolayısıyla Türkiye de o eksenin bir parçası. AB ile birlikte Türkiye'nin de ekseni genişlemiş oluyor" diye konuştu.
Eker, AB'den tarım ve gıdayla ilgili olan balıkçılık ve kırsal kalkınma fasıllarının da açılmasını talep ederek, AB'de 2 bin 400 civarında bulunan endemik bitki türünün Türkiye'de 3 bin 900'ü aştığına dikkatİ çekti.
Mehdi Eker, kültürel çeşitlilik yanında biyo çeşitliliğe de önem veren AB'nin mutlaka Türkiye'yi üye kabul etmesi gerektiğini vurguladı.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama