Gökçimen, emniyetteki ifadelerini doğruladı

Birinci Ergenekon davasının 178. duruşması başladı. Tanık Esra Feride Gökçimen, daha önce Semih Tufan Gülaltay'ın tutuklu olarak yargılandığı İstanbul 12. Ağır Caza Mahkemesi kapsamındaki davaya ilişkin emniyette verdiği tüm ifadelerin doğru olduğunu söyledi.

Gökçimen, emniyetteki ifadelerini doğruladı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.04.2011 - 09:29

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 16 tutuklu sanık katıldı. Duruşmada, başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay ile tutuksuz sanıklar Aykut Metin Şükre ile birleşen dosyanın sanığı Erkan Ayyıldız da hazır bulundu.

Tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ergün Poyraz, Hayrettin Ertekin, Mehmet Fikri Karadağ ve İsmail Sağır ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, sanıklarla bir arada bulunmamak için talepte bulunan tanık Esra Feride Gökçimen'in tanık odasında hazır olduğunu yanında da hakim Hüsnü Çalmuk'un bulunduğunu belirtti. Gökçimen'in tanık odasındaki görüntüsü de duruşma salonundaki ekranlara yansıtıldı.

Öte yandan Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük söz alarak tanığın bulunduğu odaya gitmek istediğini söyleyince Şengün, isteyen bir sanık avukatının odaya gidip gelebileceğini belirtti. Küçük de tanık odasına gitti. Şengün, Gökçimen'in 7 Nisan tarihinde mahkemeye dilekçe vererek tanıklığından dolayı tehdit aldığını ve bunun devam edeceğini ifade ederek, tanık koruma kapsamında yer alan hükümlerden yararlanmak istediğini söylediğini kaydetti.

'Emniyet ifadem doğru'

Gökçimen de daha önce Semih Tufan Gülaltay'ın tutuklu olarak yargılandığı İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi kapsamındaki davaya ilişkin emniyette verdiği tüm ifadelerin doğru olduğunu söyledi. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde duruşmalar başlamadan önce Solmaz Gülaltay ve Emre Gülaltay tarafından telefonda yapılan ağır tehditler üzerine herkes gibi ifadesini geri çektiğini anlatan Gökçimen'e Başkan Şengün, 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyada mağdur sanık konumunda olduğunu hatırlattı. Sanık olduğunu bilmediğini ifade eden Gökçimen, Şengün'ün kendi mahkemelerinde tanık olarak verdiği ifadelerinin doğru olup olmadığına ilişkin sorusuna da anlattıkları bazı şeylere tanık olmadığını, ancak yazılı olarak da ifade verdiğini belirterek, bu ifadelerinin doğru olduğunu dile getirdi.

Şengün'ün, ''Mahkemedeki ifadende niye öyle dedin'' sorusuna ise Gökçimen, korktuğunu belirterek, ''Tehditlerden dolayı çok endişe duydum. Oğlumu tekerlekli sandalyede göreceğimi, bana anlatamayacağım kadar ağır, kötü şeyler yapacaklarını söyledi. Şikayetçi olmamamı, şikayetimi geri çekmemi istedi'' dedi. Hakim Şengün'ün ''O korkuyu nasıl yendiniz?'' sorusu üzerine de Gökçimen, yemin ederek çıktığı bu mahkeme huzurunda gerçeği sakladığı için vicdanen rahatsız olduğundan, korkusuna rağmen, gerçeği söylemek adına bu duruşmaya geldiğini kaydetti.

Kendisine yönlendirme yapılmadığını, yazılı beyanlarını kendisinin yazdığını dile getiren Gökçimen, bunları kabul ettiğini söyledi. Şengün'ün, ''Size sanıklar tarafından sorular sorulacak hazırlıklı olun. Telefon tehditlerine ilişkin şikayette bulundunuz mu?'' sözlerine Gökçimen, daha önceden başına bir şey gelmesi durumunda sorumlusunun Semih Tufan Gülaltay olduğuna dair şikayette bulunduğunu, ancak bir sonuç çıkmadığını anlattı.

'Susmak zorunda kaldım'

Gökçimen, bu şikayetin ardından da kendisinin aranması üzerine ''gerçekten kötü şeyler yapabilirler'' düşüncesiyle susmak zorunda kaldığını dile getirdi. Esra Feride Gökçimen, avukat Vural Ergül'ün sorusu üzerine de Gülaltay'ı görmek istemediği, buna hazır olmadığı, sağlığının iyi olmadığı gerekçesiyle mahkemeye dilekçe verdiğini söyledi. Geçen duruşmada mahkemenin kendisi hakkında aldığı koruma kararından daha sonra haberi olduğunu ifade eden Gökçimen, koruma talep ettiği dilekçeyi yazarken de kimsenin kendisini yönlendirmediğini anlattı.

Ergül'ün kendisine gelen tehditleri açıklamasını istediği Gökçimen, ''Solmaz Gülaltay telefonla aradığında 5-10 dakika falan konuştu. Önce ılımlı bir şekilde yaklaşarak ifademi geri çekmemi, benden başka şikayetçi kalmadığını, oğlunun mağdur olduğunu, şikayetimi çekersem bana kızgın olmayacaklarını söyledi. Ben de devlete anlattığımı belirtince, eğer şikayetimi çekmezsem anlatamayacağım şekilde bana kötülük yapacaklarını söyledi. Oğlumu korumak zorundaydım. O davada şikayetimi geri çekince her şey bitecek zannetmiştim. Ama bitmedi'' diye konuştu.

Duruşma, Semih Tufan Gülaltay'ın Gökçimen'e sorularını yöneltmesiyle devam ediyor. Gökçimen, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki Gülaltay'ın tutuklu yargılandığı dava kapsamında emniyette alınan ifadesinde, ''Gülaltay'ın yanında kaldıkları dönemde, Muzaffer Tekin'in sık sık bu binaya geldiğini, Danıştay saldırısından 2 gün önce de yine Tekin'in yanında 4-5 kişilik grupla Gülaltay'ın ofisine geldiğini ve saatlerce toplantı yaptıklarını, Alparslan Arslan'ın da olaydan önce bu binaya kalabalık bir grupla geldiğini gördüğünü'' söylemişti. Sanıklarla yan yana gelmek istemediği için 10 Mart'ta yapılan kapalı oturumda tanıklığına başvurulan Gökçimen, bu emniyet ifadesinde ise bazı değişiklikler yapmıştı.
 

Güney hakkındaki güvence talebi

Bu arada, avukat Vural Ergül tarafından mahkemeye verilen dilekçede, Tuncay Güney'in mülakatında adı geçtiği için Doğu Perinçek, Veli Küçük, Adnan Akfırat ve diğer isimlerin sanık olarak yargılandığını belirterek, Güney'in bugüne kadar bir türlü ifadesinin alınamadığını ve hakkında yakalama kararı çıkarılmadığını kaydetti. Mahkemenin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 246. maddesinin 1. fıkrası kapsamında Güney hakkında ''duruşmaya gelmesi halinde tutuklanmayacağı hususunda bir güvence belgesi'' verilmesini isteyen Ergül, yine Güney için tanık koruma tedbirleri gibi Terörle Mücadele Kanunu'nun 20 ve 5276 sayılı Tanık Koruma Kanunu'nun 5'inci maddesindeki koruma tedbirlerine hükmedilerek kendisine davette bulunulmasına karar verilmesini talep etti.

 

Gökçimen, gizli sanık odasında ifade verdi

Duruşmada, sanıklarla yan yana olmak istemediği için gizli sanık odasında tanıklığına başvurulan Gökçimen, Gülaltay'ın sorularını yanıtladı. Gülaltay, tanığın ifadesindeki çelişkileri ortaya çıkarmak için soruları olduğunu belirterek, kendisinin tutuklu olduğu İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava kapsamında Gökçimen'in, 11 Temmuz 2006 tarihinde emniyette alınan ifadesi ile 10 Mart'ta mahkemede tanık olarak verdiği beyanlardan okuyarak sorularını yöneltti.

Gökçimen, Semih Tufan Gülaltay'ın, Küçükyalı'daki binasının bodrum katında, bazı gençleri adamları ile birlikte dövdüğünü ve işkence ettiğini ileri sürdü. Gülaltay'ın eşi Muzaffer Gökçimen'e zorla 15 bin dolarlık senet imzalattığını, eşinin yararlı buluşlarını zorla elinden aldığını belirten Gökçimen, ''İsmet Kubliş'i bile dövdünüz, kaburgalarını kırdınız. Sizin baskıcı tutumunuzdan dolayı herkes sustu. 70-80 yaşındaki adamı bile falakaya yatırıp dövmediniz mi? Oradaki falakaları, sopaları ve zincirleri inkar mı ediyorsunuz? Onların bağırtılarını binadaki herkes duydu'' diye konuştu.

Gülalay ise yapılan aramada bu binanın bodrum katında işkence aleti, mermi, bıçak gibi malzemeler ile esrar içildiğine dair bir şey bulunmadığını ifade ederek, Gökçimen'in yalan beyanda bulunduğunu söyledi. Gökçimen de yalan söylemediğini dile getirerek, ''Bu çocuklara, zaman zaman, doğruyu göstermek için dayak atıyorlardı. Ben bir kere aşağıya indiğimde dumandan etraf görünmüyordu. Esrar içildiğini söylediler'' şeklinde konuştu. Duruşma sırasında Gökçimen'in ''Sağlığım bozuk, Semih Tufan Gülaltay'ı görünce daha da bozuluyor'' sözleri üzerine Gülaltay, ''Soru sordukça daha da bozulacak'' dedi.

Gülaltay'ın ''Nedir bu kinin nedeni, neden bu derece iftira attınız?'' sorusu üzerine de Gökçimen, iftira atmadığını kaydetti. Gülaltay, Gökçimen'in, sanıklardan internet ortamında yayın yapan ''Özel Büro''nun kurucusu olduğu iddia edilen Erkut Ersoy'u tanımasına rağmen, aksini iddia ettiğini belirtti. Gökçimen de Ersoy'u tanımadığını, sadece özel mail gruplarına üye olduğunu, Çamlıca'da düzenlenen ''Özel Büro'' internet sitesinin tanışma yemeğine de katıldığını, yemeğe gelen herkesin de kaydının alındığını söyledi. Gülaltay da bu yemeği, ''Özel Büro''nun düzenlediğini, Kuvayı Milliye Derneği ile ilişkisinin olmadığını, Derneğin başkanı Mehmet Fikri Karadağ'ın bile bu yemekten haberi olmadığını dile getirdi.

 

Gökçimen: Eymür ve Fikri Karadağ'ı tanımıyorum

Gülaltay, Mehmet Eymür tarafından, Tutkun Aybaş'a, ''Semih Tufan Gülaltay özel bir örgüt kurdu. Önemli operasyonlar yapacak'' şeklinde haber yaptırıldığını ileri sürerek, ''Sizi, birileri Mehmet Fikri Karadağ ile bir araya getirmek için mi görevlendirdi? Eymür ile tanışıyor musunuz?'' sorusuna Gökçimen, Eymür ve Karadağ'ı tanımadığını dile getirdi.
Küçükyalı'daki binada, herkesin, Gülaltay'dan habersiz bir şey yapmadığını belirten Gökçimen, ''Ne yapacağımızın, nereye gideceğimizin bilgisini size veriyorduk. Bunu siz istiyordunuz. Sizi ''Özel Büro''nun yemeğine davet etmedim. Katılacağımı söyledim'' dedi. Beyanlarının doğru olduğunu belirten Gökçimen'e Gülaltay, ''Çok meydan okuyan bir şekilde, çok cüretkar konuşuyorsunuz. Bir taraftan da tehdit edildiğinizi söylüyorsunuz'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de Gülaltay'ı bu şekilde konuşmaması konusunda uyardı. Duygu sömürüsü yapmadığını ifade eden Gökçimen, ''Anneniz ve kardeşiniz tarafından ciddi tehdit aldım. Olaylar bitsin istediğim için bazılarını Muzaffer Gökçimen'den duyduğumu söyledim. Kendi gördüklerimi de söyledim. Bunların arkasındayım. Yalan beyanda bulunmuyorum. Kimse size komplo kurmuş değil'' şeklinde konuştu. Gülaltay'ın ''Alparslan Arslan'ı önce büromda gördüğünüzü, duruşmada ise görmediğinizi söylediniz. Bu çelişkiyi açıklar mısınız?'' sorusuna Gökçimen, burada yapılan 10 Mart'taki duruşmada çok korktuğu için gerçeği sakladığını anlattı.

Gülaltay'ın ''Sizi Alparslan Arslan mı tehdit etti?'' sorusuna ise ''Hayır'' yanıtını veren Gökçimen, ''Ne kadar psikopat bir aile olduğunuzu bildiğim için korktum'' diye konuştu. Bu sözlere sinirlenen Gülaltay, ''Hanımefendi terbiyesizlik yapmayın'' dedi. Duruşma, Gülaltay'ın sorularını yöneltmesiyle devam ediyor. Öte yandan, Gülaltay'ın, Gökçimen'e soruları sırasında Danıştay dosyasının sanığı Alparslan Arslan, bağırarak küfür etmeye başladı. Arslan, jandarma tarafından ağzı kapatılarak salondan dışarı çıkartıldı.

 

Duruşma 14 Nisan'a ertelendi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, başka suçtan tutuklu sanık Semih Tufan Gülaltay, tanık Esra Feride Gökçimen'e sorularını yöneltti.

Gülaltay, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı dosyada yer alan Gökçimen'e ait telefon kayıtlarına ilişkin HTS raporlarına göre Gökçimen'in bazı emniyet müdürleriyle sürekli görüştüğünü söyledi. Gökçimen de Gülaltaylardan kaçarken önce oğlunu güvenli yere bırakmak için Ankara'ya gittiklerini, burada ismini hatırlamadığı bir emniyet görevlisiyle dışarıda görüşüklerini, konuyu anlattıktan sonra bu kişinin olayın İstanbul'da geçmesi nedeniyle kendilerini İstanbul Emniyetine yönlendirdiğini anlattı.

Gülaltay'dan kaçtıkları dönemde 2-3 tane ayrı telefon hattı kullandıklarını ifade eden Gökçimen, Gülaltay'ın ''Yüksekova çetesinin sanığı olan Kadir Yılmaz ile telefonda görüşmüşsünüz'' sözleri üzerine de bu kişiyi tanımadığını söyledi.

Gülaltay, Gökçimen'in avukatı olan bu davanın tutuksuz sanıklarından Fuat Turgut'un aynı zamanda Kadir Yılmaz'ın da Yüksekova çetesi davasında avukatlığını yaptığını dile getirdi. Gülaltay, emniyet görevlilerinin izinsiz ortam dinlemesi yaptırarak, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyaya bu dinlemelerin yer aldığı CD'leri de koyduklarını belirtti.

Gökçimen de o dosyada mağdur durumunda olan kişilerle bir yerde yemek yediklerini belirterek, ''Suat Turgut boynuna alıcı astı. İnsanlar içlerini döktüler. Fuat Turgut'un hazırladığı bu CD'yi emniyete bildirdik'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, tanığa soru sorma işlemine ara vererek, duruşmayı 14 Nisan Perşembe gününe erteledi.

Bu arada, duruşma sırasında rahatsızlanan tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım, sağlık görevlilerince muayene edilerek salondan çıkarıldı.

Alparslan Arslan'ın açılamayan cep telefonu

Sanık avukatlarından Vural Ergül tarafından mahkemeye verilen dilekçede ise Alparslan Arslan'ın cep telefonuna yüklenen 5 bin 400 elektronik posta adresinin hangi tarihte ve kimler tarafından yüklendiğinin tespiti için görevlendirilen bilirkişilerin telefonu açamadığı için inceleme yapılamadığını bildirdiklerini kaydetti.

Yaptığı araştırma sonucunda bu model cep telefonlarında lityum iyon pil kullanılmadığını, nikel kadmiyum gibi eski teknoloji pil kullanıldığını tespit ettiğini belirten Ergül, uzun süre kullanılmayan eski teknoloji pilin de açılamayacağını öğrendiğini anlattı.

Ergül, bu telefonun bu kez üretici firmaya gönderilerek 5 bin 400 elektronik posta adresinin hangi tarihte ve kimler tarafından ne surette yüklendiğinin tespit edilmesini istedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler