Gökdelenle yükselen dertler

İstanbul'daki gökdelenler birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor. Meteoroloji Uzmanı Mikdat Kadıoğlu'na göre şehrin değişen ikliminin de sorumlusu bu yüksek yapılar.

Gökdelenle yükselen dertler
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.10.2010 - 17:00

Gökdelenler modern şehir mimarilerinin olmazsa olmazları. Küresel şehirler, imajlarını çoğunlukla belli bölgelerde yoğunlaşan gökdelenlerin oluşturduğu siluetlerle pazarlıyor. İstanbul da son çeyrek yüzyılda bir ekonomi merkezi haline gelmesine paralel olarak hızla yeni gökdelenlere kavuştu. Çoğunlukla Maslak ve Zincirlikuyu çevresinde kümelenen gökdelenler birbiri ardına yükselirken çeşitli eleştiriler de beraberinde yükseldi. Öncelikli eleştiri mimarlardan gelmişti. Maslak’taki gökdelenlerin yapımı sırasında uzaklık ve yükseklikle ilgili evrensel kriterlerin göz ardı edildiği söyleniyordu. Dolayısyla Maslak birbirine yakın gökdelenlerden oluşan modern bir gecekondu semtine benzemişti. Son dönemdeyse gökdelenlerle ilgili başka bir tartışma konusu var; İstanbul’un iklimine olan etkileri. Konu hakkında görüşüne başvurduğumuz Meteoroloji Uzmanı Mikdat Kadıoğlu da yüksek binaların özellikle bulundukları konum sebebiyle İstanbul'un ikliminde oynamalara sebep olabileceğini onaylıyor. İstanbul’da iklim ve hava şartları üzerinde rol oynayan iki ana rüzgârın kuzeydoğudan esen poyraz ve güneybatıdan esen lodos olduğunu ve İstanbul’un kuzeyinde kümelenen yüksek yapıların kuzeyden gelen serin ve sert rüzgârları engellediğini söylüyor.

İstanbul’daki iklim dengesizliği yazdan çıkıp kışa girerken kendisini daha çok gösteriyor. Hava sıcaklıkları ve rüzgar şiddeti birkaç gün arayla bile hissedilir derecede farklılıklar gösterebiliyor. Bunun standart dışı bir değişim olduğunu söylemeye gerek bile yok. Peki burada gökdelenlerin etkisi ne kadar? Kadıoğlu’na göre gökdelenlerin en önemli etkisi şehir içindeki hava sirkülasyonunu azaltmaları. Sirkülasyon azalınca da sıcak hava şehir içinde dış etkilere maruz kalmadan sürebiliyor. Ancak Belgrad Ormanı yönünden esen sert rüzgârlar gökdelenlerin arasından bir çıkış bulduğunda sıcaklıkta ve hava şartlarında ani değişimler yaşanıyor.

Kadıoğlu, İzmir’de bugüne kadar yapılan yüksek binaların dağlara dik olarak tasarlanmasını örnek gösteriyor. Böyle bir çalışmanın sebebi İzmir Körfezi’yle içten gelen rüzgârlar arasındaki sürkülasyonu korumak. İstanbul’daysa görünen o ki böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulmamış. Sirkülasyonun azalmasının bir diğer etkisiyse Kadıoğlu’na göre şehirdeki hava kirliliğinin arttırması. Gökdelenlerin potansiyel bir tehlikesiyse şehrin güneşlenmesine engel olmaları. Eğer yüksek yapılar bu hızla artmaya devam ederse ilerde İstanbul iklimini büyük değişiklikler bekliyor. Aslında bu değişikliği Maslak ölçeğinde daha şimdiden görmek mümkün. NTV Hava Durumu Spikeri Gökhan Abur, 2009’da yaptığı açıklamada normalde İstanbul’un en çok kar yağışı alan yerlerinden biri olan Maslak’ta son yıllarda sık sık sis görülmesini gökdelenlere bağlamış ve “Gökdelenlerin yüzeyine çarpan rüzgârlar dokuz kat hızlanıyor ve aynı hızla yapıların tepesine bindiğinde yere iniyor ve soğuk ani bir şekilde artıyor” demişti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler