Gönül Sohbet İster
İnsanlığın en önemli buluşunun ne olduğu tartışmasının içinden çıkmak elbette mümkün değildir. Bu çok büyük değişkenlikler gösterir. Fakat bunlar içinde yazının yeri de bir başkadır.
Bu giriş nereden aklıma geldi derseniz, zaman zaman sizlerle bazı şeyleri bu sayfada yazı aracılığıyla paylaşmam mümkün oluyor. Ülkede neler olup bitiyor, gözden geçiriyoruz.
Gündem gene yüklü. Gündem demişken, Başbakan Erdoğan’ın bir gündem değiştirme ustası olduğu gözlerden kaçmıyor. Zamanlama olarak da pazar günleri. Başbakan’ın muradını anlıyoruz da onun her konuda peşine düşenlere ne demeli?
Gelelim biz son günlerde olup bitenlere.
Önce hiç dikkat çekmeyen bir konu. Kış geldi çattı. Ulaştırma Bakanlığı bir yönetmelik çıkardı. Buna göre araçlara kış lastiği takmak mecburi kılındı, 1 Aralık-31 Mart tarihleri arasında. Bu tavır güvenlik açısından vazgeçilmez. Yönetmelik yürürlüğe girdi, ertesi gün Bakan açıklama yaptı: “Bu mecburiyet yalnız ticari araçlar için.” Niçin? Ticari olmayan araçları sürenlerin güvenliği önemli değil mi? Bu yaklaşım kabul edilemez. Unutmamak gerekir ki, kış lastiğinin niteliği kışın yaşanan hava ve iklim koşullarına uygun üretilmiş olmalarında. Ayrıca sözünü ettiğim yönetmeliği okudum; iki araç sınıfı için bir ayırım yok. Bu yalnızca hukuki temeli olmayan, özel araç sürenleri görünüşte koruyan, fakat aslında tehlikeyle baş başa bırakan bir çözüm. Doğru değil. Her fırsatta Türk insanı AB’den söz ediyor ya artık dönüp bir AB ülkelerine bakın lütfen.
YÖK Yasası’nı yeniden yapma hazırlığı sürüyor. Bu, bir başka yazının konusu olacak. Ama hemen söyleyeyim, taslak buram buram merkeziyetçilik kokuyor, oysa tam tersi olmalı. Benim yuvam İstanbul Üniversitesi. Biz bu ocakta özerklik günleri yaşadık, şimdi yerinde yeller esen özerklik. Üniversitemize yeni rektör seçilecekmiş; atanacak desek daha doğru olur. Adaylara baktım hepsi tıp fakültelerinden. Aday tespiti yapılırken sayısal çoğunluğa bakınca, başka bir çözüm olabilir mi? Olamaz elbet. Nerede eskinin her dönem bir başka fakültenin hocalarından aday seçme yöntemi?
İlk ve ortaöğretimde öğrencinin üniforma giyme mecburiyeti kaldırıldı. Üniforma sözcüğünün içinde iki sözcük var, biri üni(tek), diğeri forma (biçim). Bu tür giyim tarzının konulmasının bir temel amacı var. Üniforma okulda çocuklar arasındaki farklılığı kaldırmak için düşünülmüş ve uygulanmıştır. Bugüne kadar da kimsenin şikâyeti olmamıştır. Bu konudaki gelişmeleri yaşayarak göreceğiz.
Hukuk cephesinde belirli bir hareketlilik elbette var. İşte birkaç satırbaşı.
“Anadilinde savunma” sloganıyla bir yasama çalışması yürütülüyor, yakında sonuçlanacak. Yola çıkış amacı sanıkların kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri. Salt sanık hakları açısından bakarsak, adil yargılanma hakkının bir uygulaması diyebiliriz. Bu yöntem uygulanırken tercümandan yararlanılacaktır. Başka türlü olmaz. Tercüman inşallah sanığın meramını tam anlamıyla ortaya koyar. Ayrıca tercümana ödenecek olan parayı sanıktan almak ne oluyor ki? Hukukçu olanlar bilir, ceza adalet sisteminde devlet önce masrafı öder, sanık mahkûm olur ve hüküm kesinleşirse, hükümlü bu masrafı devlete öder. Bu, 1929’dan beri (CMUK’nin yürürlük tarihi) böyledir. Bundan niçin vazgeçiliyor ki? Hatadan dönmek erdemdir.
Ülkenin ihtiyacı olmayan yeni anayasa çalışması da sürüyor. Muhalefet partileri de değirmene su taşıyorlar. Oysa çözüm bellidir. Anayasada çağın gereklerine uygun özgürlük düzenlemelerini yaparsınız, konu kapanır.
Dokunulmazlıkların kaldırılması gündemde, zaten ne zaman düştü ki. Bir ülkede dokunulmazlıkların kaldırılması mekanizması işletilmezse, bu konuda temel ilkelere uygun tavır konulmaz ve dosyaların tümü için işlem yapılmazsa, sayısı bine yaklaşan dosya içinden, “aradan çekerek” dosya alma yöntemi düşünülürse, milletvekilinin kendisinin “dokunulmazlığımı kaldırın” dediği olaylarda dahi bu yöne gidilmezse bu sorun biter mi? Bitmez elbette.
Bu yazıyı kaleme aldığımda böyle bitiyordu. Sonra önemli bir gelişme oldu. Ajanslar şu haberi geçtiler: “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın parti grubuna verdiği talimat doğrultusunda sadece terör değil, yolsuzluk ve yüz kızartıcı suçlarla ilgili dosyalar da ‘dokunulmazlıkların kaldırılması’ çalışması kapsamına alındı.”
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!