Göztepe hazır ve yeterli değilmiş

Anlaşıldı ki Sarı Kırmızlılılar henüz hazır ve yeterli değilmiş. Nitekim Göztepe kendi evindeki ilk maçında Antalyaspor karşısında kötü bir başlangıç yaparak taraftarını üzdü ve gördük ki hazırlık dönemini iyi geçirmemiş.

Göztepe hazır ve yeterli değilmiş
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.08.2019 - 16:42

Kendi evinde Antalyaspor’u bile “ısıramayan” bir takım daha güçlü rakipler karşısında ya da deplasmanda ne yapar; kocaman bir soru işareti oluştu sezonun ilk maçında. Zaten ikinci haftada da direklerinden iki de topun döndüğü maçta Beşiktaş’a çok kolay teslim oldu. Göztepe bu iki maçta kalesinde dört gol görürken siftah yapamadı. Santrafora çare olarak gelen Eren iki maçta da fevkalade uyum sorunu yaşadı. Bu sorunun çabucak çözülmemesi halinde Göztepe’nin gol kısırlığı sürecektir. Göz Göz bu haliyle ısıran ve rakiplere korku salan bir hüviyetten çok uzak. Mevcut kadro ile yürünecekse Tamer Tuna’nın bu takıma özgüven aşılaması ve rakibi ısırmayı öğretmesi gerekiyor. Ya da takıma rakibin çekineceği, dikine oynayan güçlü bir altı numara yanında forvet ve forvet arkası on numara takviyesi şart. Sanneh henüz ısınmamış, öyle gözüküyor.

İki maçlık ‘Z’ raporu

İlk maçta Göztepe maça neden Yasin ve Alpaslan gibi dikine oynayan ve gole yakın isimlerle başlamadı, anlayamadım. 46’da neden Yasin’le beraber Alpaslan oyuna dahil edilmedi, onu da anlayamadım. 62’de gerideyken Alpaslan gibi kendisini kanıtlamış bir silah dururken neden Yalçın oyuna alındı, onu hiç anlayamadım! Yalçın’ı on birde oynat maçın başında, anlarım. Öndeyken al, sonradan al, anlarım. Ama “kurtarıcı” olarak alınmasını hakikaten hiç anlayamadım!

Beşiktaş karşısındaki Göztepe ilk on biri de sıkıntılıydı. Önde pres yapamayan, koşularla rakibi yıpratma özelliği olmayan Deniz ve Eren’in ikisine birden neden gerek duyuldu ki zorlu bir deplasman maçında? Alpaslan ve Castro’nun kenarda başlaması da zaaftı. Titi’nin ağırlığını gidermesi şart, daha çabuk olmalı. Halil’in de oyunda olduğu sürelerde topu ayağına yapıştırmadan oynaması kaçınılmaz. Günümüz futbolunda önündeki boş alandaki driplingler dışında topu ayağa yapıştırmak bir maharet değil. Tam tersine ani ataklarda rakibin yerini almasına yardımcı oluyor.

İki maçta da Göztepe’nin şut yüzdesi çok düşük, şut atmayı öğrenmesi gerekiyor. Duran toplarda da tehlike yaratamayan bir Göztepe izledik. Kısaca, dikine oynayan, şut çekebilen, duran topları yaratıcı kullanabilen bir Göztepe aranıyor. Son iki sezonda kazandığı maçlara bakıldığında gol ve gollerin Göztepe’nin rakibin üzerine tempolu gittiği, baskı yaptığı, pres yapabildiği anlarda geldiğini görüyoruz. Göztepe camiası ve taraftar daha iki hafta sonunda “Ne olacak Göztepe’nin hali?” diye konuşuyorsa Başkan Sepil’in geçen sezon ligin son beş maçında ilan ettiği “örtülü sıkıyönetimi” üçüncü hafta maçından önce ilan etmesi şart. Hoca “takviye” diyorsa şimdiden yol yakınken transfer yapmak da şart.

İdeal on bir

İlk iki maça bakarak üçüncü haftada Göztepe’nin şu ideal on bire dönmesi gerektiğini düşünüyorum: Beto-Gassama, Sanneh, Titi, Leo- Poko, Alpaslan-Serdar, Castro, Yasin-Eren.

Borges, Jerome, Deniz, Halil, Reis, Yalçın, Berkan da gereğinde ya da sakatlık-ceza halinde on birde yararlanılacak ya da maçların gidişatına göre sonradan süre alabilecek hazır olması gereken alternatif oyuncular. Üçüncü haftada Göztepe’nin evinde Yukotel Denizlispor ile zorlu bir maçı var. Göz Göz bu maçta ya kafasını kaldıracak ya da bir korku tüneline girecek. Tamer Hoca’nın önlemlerini ona göre alması, sahadaki futbolcuların da arma için, taraftar için savaşçı ruhlarını ortaya koymaları şart. “Cemil Usta Sezonu’ndaki Göztepe” için notlarım şimdilik bu kadar. Umarım yol yakınken yönetim de, teknik heyet de, futbolcular da sezonun keyifli geçmesi için gereken ev ödevini yapar. Yoksa Göztepe kendisine hiç yakışmayan alt sıralara mahkûm olur.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler