Grammy artık bizden sorulur
Bu ülkede iyi haber almaya ve vermeye pek alışkın olmasak da bugün değişiklik yapıp sevinçli bir telaşımızı paylaşalım. Ne de olsa, dünyanın en fiyakalı müzik ödülü olan Grammy’nin jürisine bu yıl, Türkiyeli iki müzisyen davet edildi. Başak Yavuz ve Utar Artun.
Etnosentrik klişeler üstünden bakarsak iki dünyaya bedel, müzik adına baktığımızda ise çok daha fazlası eden Başak Yavuz ve Utar Artun müzik bilgileri, birikimleri, tavırları ve tarzları ile Türkiye’nin -aslında basit bir pazar yeri olmanın ötesine geçmeyen- müzik endüstrisinin dikkatini çekemeyecek kadar yetkinler. Fakat National Academy of Recording Arts and Sciences’ın dikkatini tabii ki çektiler ve Arif Mardin, Ahmet Ertegün, Arto Tunçboyacıyan’ın ardından, isimleri Grammy muhitinde gezen ilk Türkiyeliler oldular.
Yavuz ve Artun’un da jüri üyeleri arasında yer aldığı 58. Grammy ödülleri 15 Şubat 2016 tarihinde Los Angeles'ta gerçekleşecek. Klasik müzikten caza, dünya müziğinden popüler müziğe kadar alt kategorilerle birlikte toplam 83 dalda verilen Grammy ödülü, bildiğimiz bir yarışmadan öte başarı ödülü olarak (Nobel/Oscar gibi) biliniyor ve jüri üyelerinin verdiği toplam oylara göre belirleniyor.
Grammy jürisi olmak ya da olmamak
Grammy jürisi olmak için aranan şartlar arasında; uluslararası arenada başarılı olmuş 12 albüm yapmış olmak ve/veya daha önceki beş yıl içerisinde Grammy adaylığı ve/veya ödülü almak gibi kriterler bulunuyor. Bunlara ek olarak iyi bir özgeçmiş, Avrupa ve Amerika'da başarılı eserler ve konserler vermek, ulusal ve uluslararası çaptaki yarışmalarda dereceler elde etmek, basında isminizin geçmiş olması gibi belli başlı kriterler de var. Ödülü kazanmak için gereken kriterler ise en az bu kadar. Onu da artık Grammy kazanan bir müzisyenimiz olduğunda konuşuruz.
Utar Artun
İnsanlık için atılan adımlar
Utar Artun konservatuvar eğitimine her ne kadar vurmalı çalgılar sanatçısı olarak başlamış olsa da bestecilik hayalleri kurdu. Hacettepe Ü. Ankara Devlet Konservatuvarı'nda Haşim, Hakan ve Tarkan Yedican ile vurmalı sazlar, Ekrem ve Seçil Öztan ile müzikal, Sevgi Ünal ile de solfej ve teori çalıştı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni, Bilkent Senfoni ve Hacettepe Senfoni gibi önemli orkestralarda yer aldı. Piyanoyu da perküsyon olarak varsaydığı için iki enstrümanı bağdaştırmak konusunda pek zorluk yaşamadı, hatta geçtiğimiz ay yayımladığı Cajonversations isimli müzik videosunda piyano ile perküsyonu (cajon) birlikte çalarak bir ilke imza attı.
Caz müziğine olan ilgisini Prof. İlhan Baran aracılığıyla kazanan Utar, bu türün sınırsız olasılıkları üzerine Bill Evans'ı ilk duyduğunda düşünmeye başlasa da müzik endüstrisinin tarz savaşlarına "müziği bir bütün olarak görerek" karşılık veriyor. 2009’da girdiği Berklee College of Music’ten 2,5 yılda "summa cum laude" (en yüksek onur) ve tam burs ile mezun olan Utar, New England Konservatuvarı’ndaki kompozisyon mastırını da bu yıl tamamladı. ABD'de olduğu süreçte birçok beste yarışmasında birincilik kazanmasının yanında caz piyanisti olarak Amerika, Avrupa ve Türkiye’de sayısız festivalde yer aldı.
Yaptığı müziği şu an gelişmekte olan ve büyüyen bir Utar Artun olarak tanımlayan sanatçı, kafasındaki müziğe henüz erişmediğini, belli bir zamanın geçip pek çok tecrübe edinmesi gerektiğini söylüyor: “Sadece geleceğe veya geçmişte yaptıklarıma yoğunlaşarak hedefime ulaşmam mümkün değil. Yaptığım her eylemin insanlık tarihine geçeceğini varsayarak, hayatım boyunca adımlarımı buna göre attığımı söyleyebilirim. İnsanlık için bir şeyler yaptığımızı bilmek oldukça önemli!”
Başak Yavuz
İfade, özgünlük, dürüstlük
Başak Yavuz’un ilkokulda piyano, gitar ve vokalle başlayan müzik hikayesi lisenin sonlarına doğru klasik kompozisyon okuma niyetine evrilmiş ama kendisini mimarlık okurken bulmuş. Bir akşam, Quartet Muartet'i dinlemek için gittiği Nardis’te sahnedeki Sibel Köse’yi izlerken cazın bir girdap gibi onu içine çektiğini fark eden Başak, Nardis Genç Jazz Vokal Yarışması’ndeki birinciliğin ardından Manhattan School of Music’in master programına başlamış. David Liebman, Peter Eldridge, Theo Bleckmann, Darmon Meader, Jay Clayton, Jim McNeely, Phil Markowitz gibi müziğe yön veren sanatçı ve eğitmenlerle çalışma fırsatı bulmuş. İki yıldır Bilgi Üniversitesi’nde şarkı yazımı dersleri vermesinin yanı sıra Ceyda Özbaşarel Gülşen (yine bir Nardis şampiyonu) ile birlikte, şarkı yazarları için “Bi’ şarkım var!” isimli açık sahneler düzenleyen Başak, bunun radyodaki yansımasını Açık Radyo’da aynı adlı programla sürdürüyor. Yine Açık Radyo’da Dünyanın Cazı programını da hazırlayıp sunuyor.
Uzunca bir süredir Grammy jürisine katılmayı aklından geçiren Başak’ın başvurusunun kısa bir süre sonra kabul edilmesiyle birlikte dünyanın dört bir yanından sanatçılar kendisiyle iletişime geçip müziklerini paylaşmaya başlamış. Grammy’de caz ve dünya müziği dallarında oylama yapacak olan Başak’ın seçimlerindeki başlıca kriterler özgünlük, dürüstlük ve ifade olacak.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Arnavutköy'de sürpriz hasat: Sanki hiç toplanmamış gibi
- Memurlar için yeni dönem başlıyor
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki