Gül ve Napolitano'nun açıklamaları

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilere, Ergenekon davası ve usülsüz dinlemeler konusunda açıklamalarda bulundu.

Gül ve Napolitano'nun açıklamaları
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.11.2009 - 09:46

Törende, 21 pare top atışı eşliğinde iki ülkenin ulusal marşlarının çalınmasının ardından Napolitano, Onur Kıtası'nı selamladı.

Cumhurbaşkanı Gül ile İtalya Cumhurbaşkanı Napolitano, Büyük Şeref Kapısı'nın önünde önce ikili sonra eşlerinin de katılımıyla fotoğraf çektirdiler.

Törende, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve protokol yetkilileri de hazır bulundu.

 

Gül'den Ergenekon açıklaması

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, adaletin çok hassas bir konu olduğunu belirterek, "Adalete inancın hiçbir zaman zedelenmemesi gerekir, bunun çok korunması gerekir" diye konuştu.

Çankaya Köşkü'nde İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano ile ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Gül, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Ergenekon" soruşturması kapsamında üçüncü bir ihbar mektubunun kendisine de gönderildiği yönündeki haberlerini hatırlatan bir gazetecinin, mektubun gelip gelmediğini sorması üzerine, "Bana mektup ya da CD gelmedi. Gelirse haber verirler" karşılığını verdi.

Gül, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, TCK'nın "Usulsüz dinlemeler" ile ilgili maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin açıklama yapıldığının hatırlatılması ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile dün gerçekleştirdiği görüşmelerde bu konunun ele alınıp alınmadığının sorulması üzerine, şöyle konruştu:
"Dün hem Yargıtay Başkanı hem Adalet Bakanı'nı dinledim. Adalet konusu en hassas konudur. Adalete inancın hiçbir zaman zedelenmemesi gerekir, bunun çok korunması gerekir. Tabii ki hukuk devletinde dinlemeler nasıl olur, nasıl yapılır bunlar çok açık şekilde tespit edilmiştir. Yeri geldiğinde kanunların emrettiği şekilde dinleme yapılıyorsa buna çok özen göstererek yapılması gerekir. Kanunsuz dinleme zaten kabul edilebilecek bir şey değildir. Gördüğüm kadarıyla bu konuyla ilgili çok tartışma olduğuna göre her şey tekrar gözden geçir
iliyor."


"Gölge edilmesin"

Napolitano'yu Türkiye'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, ziyaretin Türkiye ile İtalya arasında mükemmel düzeyde seyreden ilişkilerin en anlamlı ifadesi olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, İtalya'nın, Türkiye'nin çok değer verdiği, Akdeniz havzasında ortak çıkarları paylaştığı dost ve müttefik bir ülke olduğunu kaydederek, gerek ikili ilişkiler gerekse çok taraflı işbirliğinin sağlam ve güçlü bir zeminde giderek derinleştiğine işaret etti.

İki ülke arasında büyük bir ekonomik hareketlilik olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, 13 milyar euroluk ticaret hacmiyle Rusya ve Almanya'dan sonra Türkiye'nin en büyük üçüncü ticari ortağının İtalya olduğunu hatırlattı. Türkiye'de 700'e yakın İtalyan şirketinin faaliyet gösterdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke firmalarının birçok büyük projede beraber çalıştığını da sözlerine ekledi.

Gül, baş başa ve heyetler arası görüşmelerde iki ülke ilişkilerini gözden geçirdiklerini, gelinen seviyeden duyulan memnuniyeti dile getirdiklerini ve bunun güçlenerek devam etmesi gerektiğini ifade ettiklerini söyledi.

Türkiye ile İtalya arasında enerji alanında da büyük bir işbirliğinin söz konusu olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Gül, bunun gelişmesine önem verdiklerini karşılıklı olarak teyit ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Gül, görüşmelerde Türkiye'nin AB üyelik sürecinin de ele alındığını ifade ederek, konuk Cumhurbaşkanı Napolitano 'nun bu konuya stratejik vizyonla günlük politikaların ötesinde baktığını, Türkiye'nin AB üyeliğinin Avrupa'ya katkı sağlayacağına inandığını söyledi.

 

Türkiye'nin AB üyeliği

Cumhurbaşkanı Gül, bir İtalyan gazetecinin, Türkiye-AB ilişkilerini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine şunları dedi:
"Türkiye'nin AB süreci hukuki temelleri olan bir süreçtir. AB Zirvesi, 2004 yılında karar verirken bir şaka yapmadı ya da geçici bir şekilde 'bugünü atlatalım' diye bir şey söylemedi. Çok uzun çalışmalardan, tartışmalardan, stratejik bir çok belgenin tekrar okunmasından, artılar, eksiler yan yana konup neticede 'Türkiye'nin AB'ye üyeliği Avrupa Birliği'ne çok büyük katkılar sağlayacaktır' kanaatine varıldıktan sonra herkes oy birliğiyle müzakerelere başlama kararı verdi ve herkes imzasını attı. Ahde vefa uluslararası ilişkilerin, uluslararası hukukun temel ilkesidir. Bu herkesi bağlayıcı bir şeydir."

 

Anayasal değişiklikler

Cumhurbaşkanı Gül, Bir İtalyan gazetecinin Anayasal reform sürecine ilişkin sorusunu yanıtlarken de yeni ve bugünkü Türkiye'ye daha uygun anayasa yapılması tartışmaları olduğunu ifade ederek, başkanlık sistemine geçilmesine ilişkin bir tartışmanın Türkiye'nin gündeminde olmadığını söyledi. Gül, Türkiye'nin zaman zaman Anayasa maddelerini değiştirdiğini ve bununla da Anayasa'nın bütünlüğünün bozulduğunu bildirdi.


Napolitano'nun açıklamaları

Gül ile görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Napolitano, Ankara'da kendisine gösterilen sıcak misafirperverlikten dolayı teşekkür ederek, kendisinin Cumhurbaşkanı Gül'ün davetini büyük bir memnuniyetle kabul ettiğini bildirdi.

Napolitano, ziyaretinin şu anda farklı ülkelerde Türkiye'nin AB üyeliği konusunda yapılmakta olan tartışmalara çok önemli katkı yapacağına inandığını söyledi.

Gül'ün Türkiye-İtalya ikili ilişkileri hakkındaki ifadelerinin altını çizmek istediğini belirten Napolitano, "Çok iyi ilişkiler sürdürüyoruz, ama daha ileriye doğru geliştirilebilecek ilişkiler bunlar" dedi. Aralık ayında hükümetlerarası bir zirve yapılacağını belirten Konuk Cumhurbaşkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin şu anda Gıda Zirvesi için birlikte olduklarını, kendisinin de dün akşam Erdoğan ile bir araya geldiğini hatırlattı.

Napolitano, bu ziyaret ve görüşmelerin iki ülke arasındaki işbirliğinin çok önemli bir göstergesi olduğunu belirterek, Türk ve İtalyan dışişleri bakanlarının da yarın İstanbul'da görüşeceklerine işaret etti.

Konuk Cumhurbaşkanı, iki ülke iş adamları ve şirketleri arasında da çok sıkı ilişkiler bulunduğunu belirterek, Türkiye'de 700'den fazla İtalyan firmasının faal olduğunu, enerji ve savunma sanayi alanlarında iyi bir işbirliği bulunduğunu ve bunun daha ileri götürülebileceğini kaydetti. Savunma sanayi alanında çok önemli fırsatlar bulunduğunu ifade eden Napolitano, KOBİ'lerin rolünün önemine dikkat çekerek, Türkiye'nin İtalya'nın zengin KOBİ birikiminden faydalanmasının mümkün olduğunu, çünkü İtalyan sanayinin özünün KOBİ'ler olduğunu bildirdi.

İtalya Cumhurbaşkanı, iki ülkenin uluslararası kuruluşlarda da birlikte çalıştığını hatırlatarak, İtalya ile Türkiye'nin BM reformu konusunda tümüyle hemfikir olduğunu belirtti. Konuk Cumhurbaşkanı, NATO'nun eski bir üyesi olan Türkiye'nin Balkan ülkeleri ve Afganistan gibi bölgelerde çeşitli misyonlar üstlendiğini de anımsattı.

 

Türkiye-AB ilişkileri

Konuşmasında Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerine de değinen Napolitano, bu konuda "basit ifadeler" kullanacağını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İtalya bir vaatte bulundu ve bu ahdine vefalı olacaktır. Aralık 2004'te sadece İtalya atmadı bu imzayı, bütün üye ülkeler attılar ve 1999'da verilen bir karar zaten bazı noktaları açmıştı, artık Türkiye Kopenhag kriterlerine uymuş olarak zaten tam üyelik müzakerelerini açabilecekti ve bu 2004'te de hükme bağlandı, imzalandı, müzakereler açıldı. Geçmişte birçok kişi birçok konuda evet veya hayır diye görüşlerini beyan ettiler. Bunca yıldır artık tartışıldığına göre, 2004'te verilen kararın hak edilmiş bir karar olduğunu kabullenmemiz gerekir. Böyle birden bire, gönülden geçmiş, yüzeysel bir karar olarak algılayamayız. Artık ahde vefa kavramını algılamalı ve bunu takip etmeliyiz. Bu karar da zaten belli kriterlerle, uzun uzun düşünüldükten sonra verilmiş bir karardır."

Napolitano, yarın vereceği konferansta bu konuyu daha derinliğine ele alacağını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Dünya şu anda değişmekte, Avrupa'nın değişen bu dünyada önemli bir rol oynaması ancak tam anlamıyla bir birlik oluşturmasıyla mümkün olacaktır. Bir yandan da bu birlik, farklı bakış açılarını bir araya getirebiliyorsa olur. Dolayısıyla Türkiye'nin AB'ye girmesi, AB için katma değerdir, çok önemli bir imkandır ve bu sayede AB yeni dünyanın yeni sahnesinde daha önemli bir rol oynayabilecektir. Bu hem benim şahsi görüşüm, hem de İtalya'nın tutumu. Bunun başka dost Avrupa ülkelerinde de kavranmasını ve takdir edilmesini, farklı görüşleri değiştirmesini umuyorum."


Konuk Cumhurbaşkanına sorular


Polonyalı bir yetkilinin Türkiye'nin AB kültürüne uyumlu olmadığı yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Konuk Cumhurbaşkanı, bu açıklamayı yapan yetkilinin Polonya'nın Avrupa Parlamentosundaki başkanı olduğunu sandığını belirterek, kendisini tanıdığını ve çok takdir ettiğini, ama eğer bu şekilde Türkiye'nin kültürünün Avrupa kültüründen uzak olduğunu söylemişse bir hususu sormak istediğini söyledi.

Napolitano, 2003 yılında Brüksel'de Avrupa için bir anayasa oluşturmak amacıyla bir toplantı yapıldığını ve aday ülkelerin temsilcilerinin hazır bulunduğunu, müzakereleri henüz açmamasına rağmen Türkiye'nin de aynı şekilde orada olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Peki Polonya temsilcileri o zaman 'Bu şahıs burada ne yapıyor ki? Avrupa ile bir alakası yok Türkiye'nin' deseydi... Müzakereler devam edecek ve Türkiye hukuk, ekonomi sistemini, insan haklarına saygı, demokrasi ve diğer temel konuları, göz ardı edilmemesi gereken küçük konuları da fasıl fasıl uygulamakta, daha iyiye götürmekte ve gereğini yapmakta. Bunlar bitince de zaten Türkiye'nin AB'ye üye olması gerekiyor. Şu anda yapılacak tartışma yok zaten, yeni başladı, müzakereler bitecek. Şimdi engelleyici davranışlarda bulunmanın bir anlamı yok."

Kıbrıs ile ilgili bir soruya karşılık olarak da Konuk Cumhurbaşkanı, bu sorunun çok uzun süredir devam ettiğini, bugün çözümlenmesi gereken sorunlardan biri olduğunu kaydetti.

Napolitano, bu çözümün Türkiye'nin AB müzakereleri bağlamında olması görüşünü dile getirerek, Annan Planına Kıbrıs Türklerinin onay verdiğini, ancak Rumların hayır dediğini hatırlattı ve "Ancak şimdi geriye dönük bir polemik yapmanın anlamı var mıdır, bilmiyorum. Şu anda ortada bir mesele var ve önemli olan da bunun çözülmesi gerektiği" dedi. Napolitano, adadaki iki liderin halen müzakere etmekte olduğunu ve bu müzakerelerin sonuca ulaştırılması gerektiğini söyledi.

İtalya Cumhurbaşkanı, anayasal reformlarla ilgili bir soruya karşılık olarak da, İtalya Cumhuriyeti'nin anayasasına göre parlamenter demokrasi temelli olduğunu ve bu sistemin kuvvetlendirilebileceğini, mekanizmalarının dönüştürülebileceğini belirtti.

Kendisinin de bazı anayasal değişikliklerin yanında olduğunu ifade eden Napolitano, parlamenter demokrasinin daha da ilerletilebileceği düşüncesinde olduğunu kaydetti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler