"Gündem saptırılıyor"

Süleyman Çelebi, yaptığı yazılı açıklamada, ''Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in, Erzurum özel yetkili Cumhuriyet savcılarının talebiyle sorgulanıp tutuklanması ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), Erzurum özel yetkili Cumhuriyet savcılarının 'özel yetkilerini' alması üzerine, ''hukuk devleti'' ve ''bağımsız yargı'' tartışmalarının yeniden gündeme geldiğini belirtti.

''Sekiz yıla yakındır hem yasamada hem de yürütmede çoğunluk iktidarını elinde tutan AKP'nin, kendisini hukuksal planda sınırlayan yargı organlarına karşı yaptığı manevralar, demokrasi ve hukuk anlayışlarını açıkça ortaya koymaktadır'' görüşünü savunan Çelebi, şunları kaydetti:

''AKP iktidarının, toplumun ihtiyaçlarına rağmen 12 Eylül döneminin antidemokratik ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı 82 Anayasası'nın bir ürünü ve yargı bağımsızlığının önündeki en büyük engel olan HSYK'yı demokratik toplum gereklerine uygun bir biçimde değiştirmek yerine, yargının siyasallaştırılması ve etkisizleştirilmesinin bir aracı olarak kullanmak istediği bugünkü tartışmalarda daha net görülmektedir. Yani AKP'nin politikalarına bakıldığında, 12 Eylül anlayışıyla dizayn edilen HSYK, YÖK ve RTÜK gibi antidemokratik yapılanmaları tasfiye etmeyi değil, bu kurumları kendi anlayışı ve inisiyatifi doğrultusunda şekillendirmek istediği söylenebilir.''

AKP'nin, ekonomide neo-liberalizmi, siyasette de yeni bir iktidar biçimini oturtmaya çalıştığını iddia eden DİSK Genel Başkanı Çelebi, ''AKP, demokrasi havariliği ve yenilikçilik cübbesini giyinerek, geleneksel devlet kurumlarıyla çatışmaktadır. Bu çatışmalardan toplum ve emekçiler lehine olumlu bir gelişme veya demokratik bir yönelim beklemek hayalcilikten ibarettir'' görüşünü ifade etti.

Süleyman Çelebi, TEKEL işçilerinin direnişi ve destek eylemlerinin, toplumun geneline yayılarak gerçek bir muhalefet hareketinin ortaya çıkmasından endişe edenlerin, iktidar-yargı tartışmalarını fırsat bilerek gündemi saptırmak istediğini iddia ederek, şunları kaydetti: ''Bu ülkenin gerçek sahibi olan milyonlarca emekçinin gerçek gündemi işsizlik, yoksulluk, adalet ve demokrasi sorunudur. Kazanılmış haklarına, emeklerine, ekmeklerine, alın terlerine sahip çıkmak, insanca yaşayabilecekleri hak ve özgürlüklere sahip olmak, demokratik, sosyal ve adaletli bir ülkede yaşamaktır. Ülkemizin, yaşadığımız yüzyılda sahip olması gereken şey ise özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik yeni bir anayasadır.''