Gürültüyü serbest bırakıyoruz!
The Ringo Jets bu topraklarda gerçek anlamda Rock'n Roll yapan nadir gruplardan. Gürültülüler, samimiler ve çok sahiciler. Son yıllarda yeraltından yükselen bu çığlık şimdi gün ışına çıktı.
The Ringo Jets çıkış döneminin hemen ardından yayımladığı EP ile şekillendirdiği diskografisine, bu kez bir LP ile devam ediyor. Albümlerini Milano'nun efsane stüdyosu Officine Meccaniche'de Muse, Franz Ferdinand, Afterhours, Calibro35 gibi gruplarla da çalışmış olan Tommaso Colliva'nın prodüktörlüğünde kaydettiler. Albümde Mauro Refosco (Red Hot Chili Peppers, Radiohead, Thom Yorke) ve Enrico Gabrielli (John Parish, Mariposa, Afterhours, Calibro35) gibi konuklar da var. Grup üyeleri Deniz Ağan Lale Kardeş ve Tarkan Mertoğlu anlatıyor.
-Biz sizi biliyorduk da yeraltından gün ışığına yeni çıktınız sanki. Nedir hikaye?
Lale: Çıktık mı? Biz hala oradayız.
Tarkan: Tam farkında değiliz, her şey bizim dışımızda gelişiyor gibi.
Deniz: Birbirimize bakıyoruz dışarı değil, fazlasıyla içine kapanığız sanırım.
- İyi müzik yapanların az tanındığı bir coğrafyadayız. Kötü müzik yapıp şöhret olanları hiç saymıyorum.
Lale : Sistem böyle işliyor. Herkes birini kopyalıyor, tutan işleri taklit ederseniz yolda kaldılırsınız birgün. Bize de ilk günlerde çok öğüt veren oldu. Bana “seksi giyin, yumaşak çal” demişlerdi en çok!
Tarkan: “Türkiye'de bu işler olmaz” dedikleri çok oldu ama biz inat ettik. Ben istediğim müziği yapmak için epey süründüm.
Deniz: “Biraz daha tutsun” diye elini versen kolunu kaptırırsın.
- Albüm bir zaman yolculuğu gibi bugüne ait değil, belki de zamansız demeli. Grunge takıntısı olan biri de kendine epey malzeme buluyor. Sizin bir tanımınız var mı?
Lale: 90'ların beslendiği gruplardan beslenen bir grubuz. Mayamız aynı.
Deniz: Özgürlük için müzik yapıyoruz, gürültüyü serbest bırakıyoruz.
Tarkan: Spirtüel bir tarafı da var yaptığımızın, ruhani bir şey yakalıyoruz. İçimizden gelen sesi dinliyoruz.
-Üç kişilik gruplar, sahnede büyüyor. “Az adam çok müzik” diyorum ben buna. Grup dinamiği nasıl peki?
Lale: Herkes birbirine sırtını dayıyor daha doğrusu omuz veriyor. Hem davul çalmak kadınlar için çok estetik değil ama davulun başında olmak çok şaman bir ruh hali. Bir yandan da çok keskin!
-İlk EP’nizde tüm şarkılar İngilizce’ydi, albümde de.
Tarkan:Türkçe şarkı yapmayacağız gibi bir derdimiz yok ama bazen müzik ne isterse o olur. Hani bu dünyaya açılma derdi yüzünde de özellikle seçilmedi.
- “Müzik ne isterse öyle olur” doğru ve dünya sahnesinde de gördük sizi. Nerelerdi oralar?
Glimps (Gent), Primavera Sound (Barcelona), Waves (Vienna) gibi önemli showcase festivallerinde yer alan ilk Türk grup olduk. - Memlekette Rock'n Roll'un “r”si bile yokken bu kadar hesapsız kitapsız müzik yapmak da varmış. Kimlerden öykünüyorsunuz?
Son House, Howlin’ Wolf, Bo Diddley, The Who, The Sonics, The Kinks, The Stooges, MC5, Black Flag, SS Decontrol, The Gories ve Flat Duo Jets...
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza