Hafiyeler hep peşinde
Çarşı'nın ruhu 2. Abdülhamit'in hafiyelerine karşı Beşiktaşlı gençlerin verdiği savaştan miras.
Kulübün kuruluşundan önce başlıyor muktedirlerle kavgası. Taraftarın bugünkü ruhu o günlerin mirası. 2. Abdülhamit’in hafiyelerinin peşlerinde dolaştığı gençlerin kurduğu bir kulüp ne de olsa onlarınki. Ruhunu da adını da semtten alan bir takımın taraftarları övünerek anlatıyor kulüplerinin kuruluş hikâyesini:
“Yıl 1902. Beşiktaşlı bir grup genç ara sıra Serencebey Mahallesi’nde o zamanın Medine Muhafızı Şhaplı Osman Ferit Paşa’nın konağında buluşup jimnastik yaparmış. Her şeyden korkan 2. Abdülhamit’in meşhur hafiyeleri bu buluşmaları öğrenmiş ve bir gün konağı basıp gençleri karakola götürmüş. Gençlerin bir kısmı saraya yakın olduğu ve o zamanlar kötü gözle bakılan futbol oynamadıkları için sorun büyümeden çözülmüş.”
Bugün Çarşı olarak tanınıyorlar ama 1900’lerin başında konağa faytonla gittikleri için gençlere “arabacılar” denirmiş. Tabii kulüp taraftarları da uzun yıllar “arabacılar” olarak adlandırılmış.
Çarşı’nın doğuşu ise 80’ler olarak bilinir. Tribünde yerleri hep kapalıdır. Aslında tüm kulüplerin taraftar gruplarının yeridir kapalı tribün. Ama endüstriyelleşen futbolda her şey metalaşınca tribünlerde de durum değişmeye başladı. Kapalı tribünde oturmak da parası olan taraftara kaldı. Beşiktaş’ta dolayısıyla da Çarşı’da ise bundan söz etmek pek mümkün değil. “Çünkü biz buna da karşıyız” diyorlar. “Adaletsizliğe karşı olan Çarşı kendi tribünündeki adaletsizliği de engelledi.”
Tribünlerde sesi hep çıktı. Filmlere bile sahne oldu. Kemal Sunal’ın “Gol Kralı Şaban”da kapalı tribünde bağıranların da Çarşı olduğunu söylerler. 1980 darbesi öncesinde politik mesajları yoktur aslında. Her şey darbe sonrasına denk gelir.
Yaratıcılık, mizah ve politika
Kitlelerin politikleşmesi açısından alternatifsizliğe bir çözüm olarak siyasallaştıklarını söylüyorlar. “İnsanlar kendilerini ifade edebilecek bir adres arıyorlardı. Ee burada hem eğlence, hem spor, hem de bir duruş var yani her şeyin bir arada olduğu bir adres burası. Onun için de doğal olarak insanlar Çarşı’nın etrafında kümelendi ve kendiliğinden bu ruh ortaya çıktı. Haksızlığa, adaletsizliğe karşı olan insanların ortaklaştığı bir adres olduk. Bizim dilimizle, insani değerlerin yanında durmak politik ise Allahına kadar politiğiz.”
Bilim insanlarının Plüton’un bir gezegen olmadığını açıklamasının ardından Beşiktaş tribünlerinde “Hepimiz Plütonuz” pankartı yer aldı. Çünkü “yılların gezegeni” Plüton’a haksızlık yapıldığı düşüncesindeydiler.
Ben Çarşıyım diyen herkes Çarşı’dandır
Genellikle sol jargonu kullanır Çarşı.İnsan haklarından yanadır; ırkçılığa da, nükleere de karşıdır. Bu kadar muhalif olunca muktedirlerin yok edilecek hedeflerinin de başında gelir. 4 yıl önce içinde birçok faktör barındıran nedenlerden dolayı kendini feshetmeye kalktı ama daha sonraki iki maçta birileri tarafından “çakma” Çarşı oluşturulmaya çalışılınca gerginlikler oldu ve “hoop” deyip “gerçek” Çarşı’yı geri getirdiler.
Elbette içlerinde “silaha, külaha bulaşmış” insanlar var, iktidara yakın olanlar da. Akçeli işleri de işin içine katmak lazım ama Çarşı’nın genel ruhu içinde bunları da eritiyorlar. Kendisine “Çarşı” diyen ve iktidar mitinglerinde boy gösteren çakma grupları da unutmamak lazım. Tribün içerisinde de Çarşı yozlaştırılmaya çalışılıyor. Rant mekanizmasıyla metalaştırılmaya, otopark mafyası işe sokularak kriminalize edilmeye çalışılıyor. Amaç ruhunu yok etmek. Bütün bunlara verecek tek yanıtları var: “Boşuna uğraşıyorlar çünkü bu ruh ölmez.”
Ben Çarşıyım diyen herkes Çarşı’dandır. Halka mal olan bir oluşum onlarınki. Üyelik diye bir mekanizmaları ya da kuralları yok. Ne de olsa anarşizm var ruhlarında. Küba’daki de Çarşılıyım diyebilir, Berlin’deki de. Kaldı ki oralarda varlar.
Son dönemlerde bir dernekleşme çalışması içinde Çarşı ama taraftar buna da karşı. Onlara göre “yazılı teamüllerle yürümez bu iş.” Çünkü duygusal bir bağ bu; kural ve sınır tanımayan bir örgütlenme. Bu örgütlenmeyi kurallara bağlarsanız ruhuna aykırı düşer.
Çarşı’nın elbette söz sahibi liderleri var. Ama onları da kimse liderimiz ol diye seçmemiş. Takıma, semte daha fazla zaman ve emek harcayan isimler bunlar. Onun için de herkesin saygı duyduğu, ağabey olarak gördüğü isimler. Üstelik sadece futbol takımına değil pinpon maçına bile gidenler onlar...
Dişi Kartallar
Çarşı’nın “Dişi Kartallar”ını da unutmamak gerekir. Öyle ki bazıları erkeklerden daha radikal bile olabiliyor. Özellikle semtte izlenen maçlarda rakip takımın taraftarını kovacak kadar hem de. “Onların gözü daha kara. Deplasmanlara bile geliyorlar. İnönü’de de ciddi varoluşları var” diye \t\tanlatıyorlar Dişi Kartalları.
Bir nevi antifaşist cephe
* Gezi Direnişi’nde yaşananlar Çarşı’yı daha da radikalleştirmiş, birleştirip bütünleştirmiş. Aslında bütün futbol seyircisi bu süreçte yer aldı ama önderliğini de Çarşı yaptı. Cadı avına, baskınlara, gözaltılara rağmen yılmadı. Lig başlarken yasağa rağmen yine tribünlerde “Her yer Taksim, her yer direniş” diye bağırdılar. Artık sahası yoktu, onun için “Her yer İnönü, her yer Beşiktaş” sloganı da yükseliyordu tribünlerden. Ama o kadar korkutmuşlardı ki muktedirleri, bu sloganda bile yayıncı kuruluşun sansürüne uğradılar. Sonuçta Çarşı, Fenerbahçe ve Galatasaray gruplarıyla bir araya gelip “İstanbul United”ı kurdu. Bir nevi antifaşist cephe. Ne mi yapıyorlar? “Bir araya gelip faşizme karşı zıplıyorlar.”
50 yıllık ritüel: Kazan, Hasbi, Ahtapot
* Maça semtten gider Çarşı. Ya Kazan birahanesinde buluşulur veya köy içinde toplanılır. Kimi zaman Ahtapot meyhanesidir adres, kimi zaman Hasbi. (Bugünlerde Abbasağa da yeni buluşma yerlerinden biri olmuş durumda). Maç İstanbul’daysa birkaç saat eğlenilir, yenilir içilir. Daha sonra toplu olarak ağaçlı yoldan İnönü’ye yürüyüş yapılır. “Hep böyle olmuş, bundan sonra da böyle olacak” diyorlar. Deplasmanlarda ise bir gece önceden buluşulur. Sabaha kadar sürer sohbet, tezahüratlar için yeni sloganlar varsa, beğenilmişse kâğıtlara yazılır ve herkese dağıtılır. Kazan birahanesi bir mabettir Çarşı için, üstelik sahibi Fenerbahçelidir. Bunu herkes bilir ama kimse için sorun değildir.
* Genellikle ve çoğunlukla alkolsüz maça gidilmez. Onun için maç öncesi alkol kontrolüne de karşılar. “O zaman kimse gidemez. Böyle bir gerçeklik yok. Bu bir provokasyondur” diyorlar. Kasımpaşa Stadı’nda oynanacak maçların açık bir provokasyon olduğunu söylüyorlar. “Biz şimdi İstiklal’e çıkıp oradan Kasımpaşa’ya yürüyeceğiz sonra alkol kontrolü yapacaklar. Sonucu belli değil mi? Şimdi bize tribünde siyasallaşmak yasak diyorlar ama Emre Rabia işareti yaparak sahada siyaset yaparken bir şey olmuyor. Bu çifte standart değil mi?”
Bu çifte standart değil mi?
* İnatçı, radikal ve ben doğruyum diyen bir duruş onlarınki. Gücünü de buradan alıyor. Onun için de “bize sadece futbol olarak bakmamak gerekiyor” derken haklılar. Haksızlığa karşılar, özlerinde anarşizm yatıyor.
* Dedik ya muktedirlerle hep çatışmışlar, onun için Beşiktaş yönetimiyle de zaman zaman çatışma yaşıyorlar. Ama her yönetim döneminde olmuyor bu; eleştiriye tahammül edemeyen, taraftara farklı yaklaşan yönetimle dertleri var onların. Haksızlık oldu mu dost diye bakmıyorlar, doğruları düz çünkü. Haksız yere kırmızı kart görüp oyundan atılan rakip takımın oyuncusunu alkışladıkları, hakemi yuhaladıkları gibi.
Çarşı'nın ruhu Köyiçi'nden geliyor
* Aileden Beşiktaşlı ve Çarşılı bir isim Reha Tokgöz. Gezi olaylarında bir hekim olarak yaralılara müdahale eden Çarşılılardan biriydi. “Bizler maça giderken birkaç saatliğine de olsa farklı bir kimliğe bürünüyoruz” diyor. “Doktor, mühendis, mimar her meslek grubundan insan ya da işsizler üzerlerine siyah beyaz formalarını giyip kendilerini var ediyorlar. Ruhu Köyiçi’nden geliyor Çarşı’nın, çünkü biz bir semt takımıyız. Her maçta orada buluşulur öyle gidilir bu üç dört saatlik bir mesaiye. Farklı bir dünyada yaşarsınız o zaman diliminde. Bunu takımla da birleştirirsiniz ve ortaya bu muhteşem ruh çıkar.”
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği