Halet Çambel ile buluşma
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, bu akşam arkeolog Halet Çambel için "Halet Çambel ile Buluşma" başlıklı bir etkinlik düzenliyor.
Buluşmada, İsa Küçük’ün yazdığı “Halet Abla Destanı”ndan Zeliha Berksoy, Rutkay Aziz, Aziz Berkay Ateş, Emir Çubukçu ve Can Kulan’ın sunacakları okuma tiyatrosu ve Halet Çambel ile yapılan kısa söyleşilerden oluşan bir video gösterimi de izlenecek.
Gecede, açılışı 26 Mart’ta gerçekleşen Ara Güler ve Reha Günay’ın çektiği fotoğraflardan oluşan “Halet Çambel Portreleri” sergisi de gezilecek.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından yayımlanan, M. Melih Güneş’in hazırladığı “Halet Çambel ile Buluşma” kitabı da bu hafta satışa sunulacak. Çambel’in arşivinden ilk kez yayımlanacak bazı belgeler ve Semiha Berksoy resimlerinin yanı sıra Ara Güler ve Reha Günay’ın objektifinden fotoğraflar, Yaşar Kemal, Oktay Akbal, Arif Keskiner, Gündüz Vassaf, Cengiz Bektaş, Mehmet Özdoğan, Nezih Başgelen, Filiz Ali, Güven Arsebük, Zeliha Berksoy, Oktay Ekinci, Reha Günay, M. Melih Güneş, Hamdi Yücel Gürsoy, Yücel Kanpolat, İsa Küçük, Emre Paksoy, Teoman Ünüsan’ın bu yayın için kaleme aldıkları yazıların bulunduğu kitapta, Çambel’in yaşam yoldaşı Nail Çakırhan’ın Sultanahmet Cezaevi’ndeyken yazdığı 8 Şubat 1948 tarihli bir mektuba ve sergide yer alan fotoğraflara da yer veriliyor.
Halet Çambel’in sabırla emek verip korunmasını sağladığı Karatepe’deki çalışmalarını anlatan, yönetmenliğini Aylin Eren’in yaptığı “Toroslar’da Bir Efsane” adlı belgesel filmin DVD’si de Beşiktaş Belediyesi ve Hasan Özgen’in desteğiyle kitapla birlikte veriliyor.
Kitapta yer alan yazılardan örnekler:
Sonsuza Bir Uzun Soluk: Halet Çambel
Halet Çambel koşulların çok çetin olduğu Toroslarda ortaya çıkarılan arkeolojik buluntuları yazgısına terk etmemiş, onların bir çatı altında korunmasını sağlamıştır. Ömrünü yalnızca mesleği olan arkeolojiye değil, insanlığa da adamıştır. Belki de bu yüzden, yörede herkesin “abla”sı olabilme payesini edinmiştir.
Halet Çambel yaşam yoldaşı Nail Çakırhan’la birlikte, önemli bir Osmanlı sivil yapısını, ailesinin ve kendisinin yaşadığı bir ahşap yapıyı ‘60’lı yılların kıyımından kurtarmakla yetinmemiş, arkeoloji ve mimarî araştırma merkezi olarak kullanılması için tereddütsüz bağışlamıştır.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından düzenlenen “Halet Çambel ile Buluşma” etkinliklerinin bir parçası olan elinizde tuttuğunuz bu yayın, Halet Çambel’in yaşamının 95. yılı için kısa zamanda elbirliği ve samimiyetle oluşturulmuş bir andaçtır.
Türkiye mimarlığı, uzun solukluluğuyla yılmaksızın sonsuzluğa devrettiği kültür yapılarıyla da Halet Çambel’e olan gönül borcunun farkındadır.
Halet Hanım Karatepe’de
Yaşar Kemal
Halet Çambeli anlatmak zordur. Onu derinlemesine anlamak zaman ister. Ben onu biliyordum. Kim olduğunu Arif Dinodan öğrenmiştim. Halet Çambel Nazım Hikmetin onunla birlikte şiir kitapları yazdığı genç bir şairle evlenmişti. Genç şair Nazım Hikmetle hapisanedeydi.
Halet Toroslarda bir Hitit kalesi bulmuştu. O kaleyi ona bizim ilkokul öğretmenimiz Ekrem Bey göstermişti. Halet atına binip Kadirliye gelip gidiyordu. Bir keresinde karşılaştık, atını tuttu bana bankayı sordu. Önüne düşüp onu bankaya götürdüm. Atını bağlayacak yer uzaktı, atı ben tuttum. Biraz sonra döndü, atı aldı çekmeye başladı.
“Sen burada ne yapıyorsun?” dedi.
“Öğretmen vekilliği yaptım Bahçe köyünde, sizin Hitite çok yakın, o yere düşmüş rüzgar heykeli mi ne, oralarda öğrencilerimle çiğdem soğanı çıkarıyor, Cumartesi Pazar çiğdem soğanını sütle pişiriyor, öğrencilerlmle yiyoruz. Böylelikle öğrencilerim hastalanmıyor.”
‘’Başka?’’
“Başka, şiir, hikaye, roman, yazarım’’
‘’Başka?’’
‘’Ağıtlar, destanlar, Karacaoğlan, Dadaloğlu toplarım. Arif Beyle, Abidin Beyle çalışmalarımı çok severim. Onlar sizi de, kocanızı da çok severler. Nazım Hikmetle kocanızın birlikte yazdığı kitabı Abidin Bey verdi bana.”
‘’Ne yaptın sen?’’
‘’Okudum, kimseye de göstermedim. Öyle kitapları bizim evde saklamam, komşuda saklanır.’’
Tek başına atın üstünde gidip gelmesi o kadar iyi değildir, başına bir bela gelir. O kasabaya hiç olmazsa bir kişiyle gidip gelmeli. Böyle düşünerek onunla ben de, o atlı ben yaya dağa yürüdük. Biraz gittikten sonra o attan indi, atı bana verdi.
“Ata biraz da sen bin” dedi..
“Ben binmem” dedim.
“Öyleyse ben de ata binmem” dedi. At, ben, o yürümeye başladık. ...
İyilik Meleği
Hamdi Yücel Gürsoy
...İşte Halet Hanım, aklına koyduğunu yapan, sözünün arkasında duran, mangal gibi yürek taşıyan, birçok insanın düşünemeyeceği ve yapamayacağı işleri yapan, 1936 yılında önce Atatürk’ün daha sonra Berlin Olimpiyatlarına katılan ilk bayan sporcu olması dolayısı ile Hitler’in önünden Türk bayrağı ile geçip Türkiye’yi olimpiyatlarda en iyi şekilde temsil eden, birçok lisan bilmesine rağmen bilmişlik yapmayan, maddi durumu iyi olduğu halde belli etmeyen, okuyamayanı okutan, işyeri açan, açılan işyerlerini destekleyen, sevdiğini riyasız seven, biricik aşkı Nail Çakırhan’ın son nefesine kadar yanında olan, asrın bağışını yapan, bizim gönlümüzde en yüce yerde olan iyilik meleği Halet Yenge, sana sağlıkla uzun yıllar dileriz.
www.mimarist.org
Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'