'Halka ceza verildi'

Aile hekimliğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Fethi Bozçalı, sistemin hem sağlık emekçisi hem de hasta açısından büyük sorunları beraberinde getirdiğini belirterek, "Esas olumsuzluklar 5-10 yıl sonra karşımıza çıkacak" dedi.

'Halka ceza verildi'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.06.2012 - 08:15

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Fethi Bozçalı, İstanbul’da 2010 yılı Kasım ayından bu yana uygulanan aile hekimliği sisteminde çok sayıda sorun yaşandığını belirterek, “Aile hekimliği halka verilmiş en büyük ceza. Bunun yansımalarını bugün hemen göremeyiz ama olumsuz sonuçlar 5-10 yıl sonra karşımıza çıkacak” dedi.

Türkiye’de, önce Düzce’de pilot uygulamaya başlanan ve 2010 yılı kasım ayında yürürlüğe konulan aile hekimliği uygulaması ağır aksak devam ediyor. Bugün Türkiye genelinde 21 bin 183 aile hekimi ve 6 bin 330 aile sağlığı merkezi bulunuyor. İstanbul 3 bin 524 sayısı ile en çok aile hekimini bünyesinde barındıran il olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul’da Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği, ancak yerine aile hekimi bulunamayan 28 pozisyon yer alıyor.

Aile hekimliği uzmanı sayısının Türkiye’de azlığı nedeniyle aile hekimliği mekezlerinde daha çok pratisyen hekimler görev alıyor. Aile hekimliğine ilişkin sorularımızı yanıtlayan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Fethi Bozçalı, bugün hekimlerin uygulama esnasında yaşadıkları en önemli sorunun iş kaygısı olduğunu belirterek, bakanlıkla 2 yıllık sözleşme yapan aile hekiminin 100 ceza puanına ulaşması durumunda sözleşmesinin otomatik olarak feshedildiğini söyledi. “İlaç firmasının kalemini bulundurmanın cezası 5 puan, işe izinsiz gelme’nin cezası 50 puan” gibi ceza puanlarını anımsatan Bozçalı, yılda 2 kez zorunlu denetleme yapıldığını, bu ceza puanlarının tam anlamıyla kullanılmadığını ama suiistimale çok müsait olduğunu söyledi. “Ellerinde bir havuç ve sopa tehdit ediyorlar” diyen Bozçalı, bu ceza puanlarına ulaşan 3 hekimin olduğunu ifade etti. Performans sisteminin mesleki bağımsızlığı zedelediğini vurgulayan Bozçalı, hastanın inisiyatifi daha çok elinde bulundurmak istediğini anlattı. Bozçalı, “Hekime güven azalmış, hasta ilaç yazdırmaya geliyor, muayene ettiğiniz zaman ‘Beni niye muayene ediyorsunuz?’ diyor” ifadelerini kullandı. Bozçalı, son 4 yılda diyabet hastalığının yüzde 7’den 13’e, yüksek tansiyonun da yüzde 3’ten 7’ye çıktığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bunun nedeni 1. basamağın yeterince işlememesi. Hekim o kadar çok hastaya bakıyor ve hastasına o kadar az vakit ayırıyor ki, hastası ile iletişim kurup, yaşam değişikliği ile çözülebilecek sorunları sadece ilaçla çözmeye çalışıyorlar. Bu hastalıklarda özellikle hekimin telkini, yönlendirmesi çok önemli, etkili oluyor, ancak hasta hekimi ile tam iletişim kuramadığı ve ilaca yönelindiği için bu hastalıklarda hem artış görülüyor hem de ilaçla tedavi edilmeye çalışılıyor.”

 

‘Hekimler risk altında’

Dr. Bozçalı, bakanlığın aile hekimliği sisteminin gelmesi durumunda, 2. basamağın rahatlayacağını söylediğini, ancak ikinci basamakta acillerde adeta hasta patlaması olduğunu söyledi.

ASM’lerin hekime yönelik şiddet açısından da çok uygun yerler olduğuna dikkat çeken Bozçalı, “Hastanelerde güvenlik var ancak ASM’lerde bir saldırı durumunda çalışanları koruyacak kimse yok” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler