Hamzaçebi'den tezkere yorumu: Türkiye bunu yapmak zorunda

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "IŞİD'in kafa kesen, vahşi uygulamalarına Türkiye'nin elbette seyirci olması düşünülemez. Türkiye, batı ittifakını, bu konudaki uluslararası koalisyonu desteklemek, bunun içinde de yer almak zorundadır. Ama askeri hareket, işin olmaması gereken boyutudur" dedi.

Hamzaçebi'den tezkere yorumu: Türkiye bunu yapmak zorunda
Abone Ol google-news
AA
Yayınlanma: 29.09.2014 - 17:11

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Samsun'da CHP'ye yönelik sözlerine yanıt verdi. Hamzaçebi, "Davutoğlu, AKP'nin okumuş etmiş, kültürlü bir adamı. Bütün çalışmalarında, konuşmalarında kendisi, özellikle bu yanını öne çıkarmaya oldukça dikkat ediyor. Çeşitli çevreler, köşe yazıları, haberlerde aydın, entelektüel gibi sıfatlarla anılmak hoşuna gidiyor. Bu sıfatları hak ettiğini göstermenin özel bir gayreti içinde" dedi.

CHP'nin, uzun zamandır görmedikleri aydın, entelektüel bir kişinin başbakan olmasından mutluluk duyacağını ifade eden Hamzaçebi, Davutoğlu'nun, aydın, entelektüel tanımını hak etmediğini savundu.

Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aydın, entelektüel dediğimiz kişi dünyayı, dünyanın sorunlarını bilen, adil olmayan bütün devlet uygulamalarına karşı çıkan, bütün vatandaşlar için ortak doğruyu savunan, bilgisini, uzmanlığını, hakikatle olan ilişkisini siyasi mücadele alanında kullanan kişi aklımıza gelir. Sayın Davutoğlu, bu özelliklere sahip bir politika izliyorsa aydın, entelektüel diyebiliriz. İzlemiyorsa -ki öyle-, bunu açıkça ortaya koymak lazım. Sayın Davutoğlu, Başbakan olduğundan bu yana söylediği bir şey var: 17 Aralık, Hükümet'e yönelik darbe teşebbüsüydü. Kendisi de biliyor ki 17 Aralık'ta, dolar, avro, para kasaları, ayakkabı kutuları, TÜRGEV, 'paraları sıfırlayın' talimatı var. Bunlar ayan beyan ortada olduğu halde işin bu kısmını Davutoğlu bırakıyor diyor ki, 'Hükümet'e yönelik darbe teşebbüsü.' Davutoğlu, bilgisini, uzmanlığını, birikimini, halkın mücadelesi alanında değil yolsuzlukları örtme alanında kullanıyor. Buna şaşırmıyorum, çünkü oraya atamayla gelen bir kişi. Eskiden kontenjan senatörleri vardı, kendisi kontenjan başbakanı. O nedenle efendisinin verdiği görevi yerine getiriyor. Efendisine şükran duyguları içinde, onun bulaştığı bütün yolsuzlukları örtbas etmeyi kendi ana görevi sayıyor. Böyle kişiye aydın, entelektüel dersek bu kelimelere yazık ederiz, saygısızlık ederiz."

 

'Davut harikalar diyarında gibi bir başbakanlık'

Hamzaçebi, Davutoğlu'nun, Gezi hareketini hükümete yönelik darbe teşebbüsü olarak tanımladığını, diğer yandan kendisini evrensel hukuk ilkelerine bağlı, demokrat kişilik olarak tarif ettiğini söyledi.

Davutoğlu'nun, özgürlük karşıtı bir başbakan olduğunu ileri süren Hamzaçebi, Davutoğlu'ndan demokrat ve özgürlükçü bir başbakan olamayacağını savundu. Hamzaçebi, "O, efendisinin kendisine belirlediği, çizdiği siyaset alanı içinde 'Davut harikalar diyarında' gibi bir başbakanlık yapıyor. O, hangi çerçeve ile sınırlamışsa kendisi onunla sınırlı. Erdoğan tarafından, kendisine CHP ile polemiğe girme görevinin verildiği anlaşılıyor. IŞİD, PKK var, tezkereler TBMM'ye geliyor, ekonomide iyiye gitmeyen bir tablo söz konusu. Türkiye'nin dünya kadar sorunu var, o Samsun'dan CHP'ye laf yetiştirmeye çalışıyor" diye konuştu.

 

Bakara Suresi

Hamzaçebi, Davutoğlu'nun, "Sayın Kılaçdaroğlu, sağına soluna baksın, solunda kitap düşmanı bir milletvekili var" dediğini ifade ederek, Davutoğlu'nun önce aynaya bakması gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, aynada, IŞİD'e terör örgütü diyemeyen bir kişiyi göreceğini öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Öyle kitaplar vardır ki bombadan daha tehlikelidir" dediğini belirten Hamzaçebi, "Hadi demokrat olduğunuzu gösterin, kitapları bombadan daha tehlikeli sayan Erdoğan'a yönelik iki cümleniz olsun. Doğrudan onu hedef almanız şart değil" dedi.

Hamzaçebi, AİHM kararları sonrasında Davutoğlu'nun, "Marksist olmadığım halde, nasıl marksizmi biliyorsam, bir ateist de İslam dinini bilmeli" dediğini vurgulayarak, kişinin dini bilmesinin güzel olduğunu kaydetti. Hamzaçebi, Davutoğlu'na, "Siz Marksizmi zorunlu Marksizm derslerinde mi öğrendiniz ya da bunu zorunlu bir ders haline getirmeyi mi düşünüyorsunuz?" diye sordu.

Bakara Suresi'nin 256. ayetinde dinde zorlama olmadığının yer aldığına işaret eden Hamzaçebi, şunları kaydetti: "İnsan dini önce ailesinde öğrenir. Ailede eğer insan dinini, inancını öğrenememişse okulun ona vereceği çok fazla bir şey yoktur. Erdoğan, uyuşturucuyla mücadelede zorunlu din dersinin önemini anlatıyor. Din bir ahlak sistemidir, çocukların böyle bir sisteme sahip olması elbette önemli. Manevi yanının güçlü olması hayatta daha dik tutar, mücadeleci kılar. 34 yıldır zorunlu din dersi uygulaması var, uyuşturucu, bonzai patlamış. Tek başına bir kavramı savunayım derken verdiğiniz örnekler, sizi doğru sonuca götürmez. Davutoğlu, orta öğretimdeki başörtüsü uygulaması için 'ailelerin tercihine bıraktık, çocukları özgür kıldık' diyor. Orada başörtüsünü ailelerin tercihine bırakıyorsunuz da sıra din dersine gelince bunu neden ailelerin tercihine bırakmayı düşünmüyorsunuz? Hükümet, başı her sıkıştıkça başörtüsüne başvuran bir politika izliyor. Başörtüsü etrafında toplumda kutuplaşma yaratarak kendi saflarını daha sıkılaştırmak, böylece oylarını artırmak gibi popülist politika uyguluyor. "

Hamzaçebi, Davutoğlu'nun, "2002'de bu ekonomi, IMF memurunun vicdanına teslim edilmişti" dediğini kaydederek, Davutoğlu'nun, 2005'te o zamanki Hükümet'in IMF'den 10 milyar dolar borç aldığını unuttuğunu söyledi. Hamzaçebi, AK Parti hükümetlerine kadar hiçbir Hükümet'in, askerin, Mehmetçiğin kanı üzerinden ABD ile pazarlık yapmadığını ifade etti.

 

Tezkereler

Tezkereyle ilgili bir soruya Hamzaçebi, şöyle karşılık verdi: "IŞİD terör örgütü olarak tanımlanacak mı bilmiyoruz. Türkiye, bölgenin en önemli ülkesidir. Suriye, Irak tarihi komşularıdır. Bu komşularla yüzyıllarca beraber yaşayacağız. Türkiye kara askeri harekatın parçası olarak IŞİD'e karşı harekete kalkıştığı takdirde bunun gelecek dönemlerde Türkiye'nin bölge siyasetine etkisi olumsuz olacaktır. ABD ve diğer ülkeler, uluslararası koalisyon buradan ayrılıp gidecektir. Ama Türkiye, bu ülkelerle yaşamaya devam edecektir. IŞİD'in kafa kesen, vahşi uygulamalarına Türkiye'nin elbette seyirci olması düşünülemez. Türkiye, batı ittifakını, bu konudaki uluslararası koalisyonu desteklemek, bunun içinde de yer almak zorundadır. Ama askeri hareket, işin olmaması gereken boyutudur. Bunun dışında hangi destekler verilebilirse, Türkiye elbette bu desteği uluslararası koalisyona vermelidir."

"Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın PKK'ya çağrısı bulunduğunu" ifade eden bir gazeteciye Hamzaçebi, "Hükümet, Öcalan'ı muhatap almıştı, şimdi Kandil'i de muhatap alarak iç siyasetin unsuru yaptı" yanıtını verdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler