Hapishane ölümünde gardiyanlar serbest

Belçika'da polis memuruyla tartışan ve gözaltına alınan, ertesi gün de 'yemek yerken boğularak öldüğü' söylenilen Mikail Tekin'e yapılan otopside, 'fiziksel şiddet' gördüğü belirtilmesine karşın, olaydan sorumlu tutulan 3 gardiyan serbest bırakıldı.

Yayınlanma: 13.08.2009 - 09:07
Abone Ol google-news

Belçika'nın Jamioulx hapishanesinde geçen cumartesi günü hayatını kaybeden Mikail Tekin olayına tepkiler devam ederken, Savcılık tarafından sorgulanan 3 gardiyanın serbest bırakıldığı, herhangi bir suçlamaya veya disiplin cezasına hedef olmadıkları bildirildi.

Türk vatandaşı Tekin (31), geçen cuma günü, cuma namazı çıkışında polis memurlarıyla bir tartışma çerçevesinde gözaltına alınmış, bilinen sağlık sorunlarına rağmen, henüz net olarak açıklanmayan gerekçelerle adli bir karar olmadan doğrudan hapishaneye kapatılmıştı.

Hapishane yönetimi, ertesi gün, Tekin'in ailesini arayarak, "yemek yerken boğulduğunu ve öldüğünü" bildirmiş, cesedin bir an önce teslim alınmasını istemişti.

Ailenin ve hapishanedeki şahit mahkumların tepkileri üzerine Savcılık olaya el koymuş, pazar günü yapılan otopside, Tekin'nin "fiziksel şiddet" nedeniyle öldüğü anlaşılmış ve açıklanmıştı.

Savcılık, olayla ilgili 3 gardiyanı sorgu altına almış, hapishanenin diğer gardiyanları, arkadaşlarına destek amacıyla grev hareketi başlatmıştı.

Grev hareketinin son bulması, gözaltındaki gardiyanların hiçbir suçlama veya disiplin cezasına hedef olmadan salıverilmelerinin ardından tartışma ve tepkiler devam ediyor.

Cenazesi, memleketi Sivas'ta toprağa verilmek üzere Türkiye'ye götürülen Tekin'in ailesi adli süreç başlatırken, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül'ün Belçika Parlamentosu'na gönderdiği ve olayla ilgili bilgi istediği mektubun Brüksel'e ulaştığı belirtiliyor.

Kamuoyunun ve Türkiye'nin tepkilerine rağmen olayı mümkün olduğunca görmezden gelen Belçika basını, Türk basın ve kamuoyunun tepkilerini eleştirme girişiminde bulunuyor.

Belçika ulusal haber ajansı Belga, konuya ilişkin yazısında yer verdiği bir paragrafta, Türk hapishanelerinde de sorunlar olduğunun, "1978'de yapılan Geceyarısı Ekspresi filminden" bilindiğini ifade etti.

Haber ajansı, bu yazısında, öldürülen Tekin'in, "100 kilo ağırlıkta ve 1.90 metre boyunda olduğunu", psikolojik sorunları bulunduğunu belirtmek ihtiyacı duyarken, söz konusu "hasta" şahsın neden hapishaneye atıldığı, ellerinin neden bağlandığı ve neden şiddetle dövüldüğü ve öldürüldüğü hakkında bilgi vermedi. Hapishane yönetiminin, daha sonra tamamen gerçek dışı olduğu kanıtlanan, "yemek yerken boğuldu" iddiasının kaynağı ve nedeni üzerinde de durulmadı.

Yazıda, Tekin'in hapishanede "gürültü patırtı yaptığı için", 3 gardiyan tarafından "sakinleştirici hücreye" (tecrit hücresi) nakledildiği, bu "nakil" sırasında gardiyanların "tutukluya hakim olmak durumunda kaldıkları", bu sıradaki koşulların sorgulamada belirleneceği anlatılarak, "Yapılan otopside gerçekten de şiddet izleri bulundu. Yapılacak soruşturma, gardiyanların tavrının koşullara uygun olup olmadığını, tutuklunun ölümüne neden olup olmadığını belirler" ifadesine yer verildi.

Grev hareketi nedeniyle olay yerinde incelemeler yapamayan Savcılık, soruşturmanın devam edeceğini bildirirken, gardiyanlarla ilgili bir suçlama veya cezai işlem bulunmadığını duyurdu.


Belçika'da hapishanelerin durumu

Belçika İnsan Hakları Derneği (LDH), ülkedeki insan hakları ihlallerinin giderek arttığına işaret eden kapsamlı yıllık raporunu bu yıl başında açıklamıştı.

"Başka ülkelerde insan hakları söz konusu olduğunda çok konuşan Belçika'nın kendine miyop baktığını" ifade eden LDH, bu ülkede bazı temel hak ve hürriyetlerin saygı görmediğini belirtmişti.

LDH, Avrupa Konseyi ve BM kurumlarının da Belçika'yı uzun yıllardır uyardığını hatırlatmıştı.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komisyonu da sürekli denetlemelerin ardından, Belçika'daki hapishanelerin durumunun "içler acısı" olduğunu tekrarlıyor.

Belçika hapishanelerinde 8 bin 200 yatak kapasitesine karşın, 10 bin tutuklu veya mahkum barındırılıyor.

Bu tutukluların 4 bin 400 kadarının yabancı olması, bunların 2 bin 200 kadarının da hücre cezası görmesi dikkati çekiyor.

Genel nüfusta yabancı oranı yüzde 10'u bulmayan Belçika'nın hapishanelerinde yabancı oranı yüzde 45'e yaklaşıyor ve çift tabiiyetliler bu oranın dışında kalıyor.

Hapishanelerdeki yabancıların tabiiyet sıralamasında bin mahkumla Faslılar ön sırada yer alırken bunu Cezayirliler, Fransızlar ve eski Yugoslavya kökenliler takip ediyor.


Tekin'in cenazesi Sıvas'ta toprağa verilecek

Belçika'nın Jamioulx hapishanesinde geçen cumartesi günü hayatını kaybeden Mikail Tekin'in cenazesinin, Sıvas'ta yapılacak otopsinin ardından toprağa verileceği bildirildi.

Gerekli bürokratik işlemlerden sonra Tekin'in cenazesinin CÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi morgunda yapılacak otopsinin ardından yetişmesi durumunda bugün ikindi namazının ardından toprağa verilmesinin planlandığı bildirildi.

Bu arada dün Sıvas'a gelen Tekin'in annesi Dönüş Arslan, oğlunu kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor. Bir akrabasının Küçük Minare Mahallesi 5. Sokak'taki evinde kız kardeşleri Raziye Baş, Döndü Çelikkol ve diğer yakınlarıyla birlikte taziyeleri kabul eden Arslan, olayın sorumlularının cezalandırılmasını istiyor.

Oğlunun fotoğraflarına sarılan acılı anne Arslan, ''İnanmıyorum. O yaşıyor, ölmedi. Onun istediği bir sevgiydi, ona herkes darbeyi vurdu'' diye gözyaşı döküyor.

Oğluyla telefonla en son görüştüğünde kendisine (Ben ölürsem sakın üzülme) dediğini anlatan Arslan, ''Yine saçmalıyorsun Mikail, ne ölümü dedim. (Yok anne kötü olursan bu dünyada yaşarsın, ben doğruyum beni yaşatmazlar bunlar) dedi'' diye konuştu.

Oğlunun orada bir hastanede tedavi gördüğünü, orada oğluna çok ağır ilaçlar verildiğini ve içmemesi durumunda tehdit edildiğini söylediğini öne süren Arslan, ''(Sen üzülme anne, benim ölümüm sizi rahat ettirecek) dedi. Sır var bunda. Öleceğini nasıl biliyordu, bir şey var, bunu tehdit ediyorlardı'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon