Hedefi karma eğitim

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın derdinin karma eğitimi sonlandırmak olduğunu söyledi.

Hedefi karma eğitim
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.11.2013 - 21:38

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, üniversite öğrencilerinin “kızlı erkekli, evlerde, yurtlarda kalmasına müsaade edemeyeceklerini” açıklayan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Senin derdin, nasıl karma eğitimi yok edebilirim. Görevi Kadıköy’den gelen vapurları dikizlemek. Kadına nasıl bakıyorsun, boyundan utan! Adam ol adam, 60 yaşına geldin. Özetle dikizciden Başbakan olmaz” sözleriyle yanıt verdi.

CHP’nin grup toplantısına, Hasdal Cezaevi’nde “nikâh tanıklığı”nı yaptığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin babası Muharrem Çelebi de katıldı. Toplantıda, “Atina’ya Cami Yapma ve Yaşatma Derneği” Başkanı, Kılıçdaroğlu’na flama hediye etti. Kılıçdaroğlu, Kırkpınar başpehlivanlığı unvanını alan İsmail Balaban’a ise “beşi bir yerde” taktı. Kılıçdaroğlu, konuşmasına eski Başbakan Bülent Ecevit’i, “Bir liderimiz vardı, adı Bülent Ecevit, 7. ölüm yıldönümünde onu andık. Ecevit halk adamıydı, katıksız sosyal demokrattı, hayatı dürüstlük içinde geçti” sözleriyle anarak başladı. Kılıçdaroğlu’nun mesajları şöyle:

Vekillere teğmen Çelebi talimatı: Fakir bir ailenin çocuğu, bütün okulları birincilikle bitirmiş, tutuklanıyor. Batıda meydana gelse kıyamet kopar. Cezaevi Komisyonuna söylüyorum, bu davanın takipçisi olacaksınız. Teğmen, ifadesinde “Ben 15 Mayıs 1919’da İzmir’i teslim eden, Ali Nadir Paşa’ların değil, direnen savaşan Mustafa Kemal’lerin emrindeydim” diyor. Bunu deyince tabii ki içeri atılıyor. AKP adaleti bu. Küçücük bir odada nikâh şahitliği yaptım. İnsanın gözleri doluyor. Böyle bir tabloyu Allah kimseye yaşatmasın. İsyan etmemek mümkün değil.

İçlerindeki Yezid’i çıkarsınlar: Hz. Hüseyin’den söz edenlerin önce içlerindeki Yezid’i çıkarmaları gerekir. Kerbela zalime karşı direnmektir. Hz. Hüseyin asla ve asla iktidara biat etmedi, doğruluktan ayrılmadı. Dedesi Hz. Muhammet’in derin felsefesinden etkilendi ve onu katlettiler, derin bir acıdır ve hepimizin gönlündedir.

Boyundan utan: (Başbakan) Kadını bir insan olarak görmüyor, ikinci sınıf yurttaş olarak görüyor. 10 yılda kadına karşı şiddet yüzde 1400 arttı. Diktatöre sorarsınız sorumlusu CHP’dir. AKP’ye oy verenler de bazı kadınlar, kusura bakmayın onlar da dirensin. Kadının giysisi ve bedeni üzerinden siyasete son. Sana ne kardeşim, nasıl giyinirse giyinsin. Cambaza bak politikasıyla bütün haklarını elinden aldılar. Demokrasi geriye gidiyorsa, bunun en ağır faturasını kadınlar ödeyecektir. Kabataş İskelesi’nden türbanlı bir kadın, altı aylık çocuğu var, 60 kişi saldırmış, üstüne idrar daha neler neler. Niye bu tahriki yapıyor. Utan utan, boyundan utan bari. Böyle yalan söylenir mi? Dünya çapında bir yalancımız var. Sizin kaç çocuk doğuracağınıza bir kişi karar veriyor, nasıl doğum yapacağınıza bir kişi karar veriyor, niye sesiniz çıkmıyor, “sana ne kardeşim” demiyorsunuz.

Palalıya ne yaptılar: Halkı kandırarak, hedef değiştirerek asıl amacına ulaşmak istiyor. “Kadını nasıl çalışma yaşamının dışına iterim” derdindeler. Kadın kardeşlerim bunu unutmasınlar. Sana bu kadar ağır cezayı fatura eden bir iktidara oy vermeyeceksin. “Cennet kadınların ayakları altındadır” ama elinde palayla kadını döven kişiye ne yaptılar? Başbakan çıkıp bir laf etti mi? İçinden “oh, iyi oldu” demiştir.

Derdi, karma eğitim: “Kız ve erkekler aynı yurtlarda kalmayacak” diyor. Zaten kalmıyorlar ki. Nasıl bir kafa bu. Hayatın boyunca yurdun önünden geçmeyen biri bunu nasıl söyleyebilir. Senin derdin yurt sorunu değil, senin derdin karma eğitimi ben nasıl sonlandırırım. Bu ülkede yurt yoksa sorumlusu kim ? TOKİ, Sovyet tipi evler yapıyor, niye yurt yapmıyor? Kafalarının gerisinde bir şablon var, o şablonu adım adım uygulamaya koymak. Türkiye’yi bir Ortadoğu ülkesi haline getirmek. Herkesin, her yurttaşın özellikle de kadınların bunları bilmesi lazım. Suudi Arabistan’da kadınlar mücadele ediyor, ‘araba kullanacağız’ diye, yarın sizin için de böyle bir yasak gelirse hiç şaşmayın.

60’ına geldin, adam ol: İstanbul, kimliksizleştirilmeye çalışılıyor. İstanbul’a giden bir başka adam var. Dolmabahçe’ye oturuyor, görevi Kadıköy’den gelen vapurları dikizlemek. O vapurlarda martıları da izlersiniz, seyredebilirsiniz. Bir de kötü niyetle seyretmek var. Bakın ne diyor, “Benim değerlerimle uyuşan şeyler değil.” Nedir senin değerin? Böyle bir adamın olduğu ülkede demokrasiden söz edilemez, ancak bir diktatör düşünülebilir. ‘dikizci’ dedim diye dava açmış, sevsinler davanı, açmazsan namertsin! TDK sözlüğüne baktım, dikizlemek, birşeyi “gözetlemek” diyor. Ne var bunda. Niyetin farklı senin. Dikizci dedim vallahi haklıyım. Önyargılarından arın biraz, adam ol adam! 60 yaşına geldin, kadınlara nasıl böyle bakabiliyorsun sen?

Damdan niye düştün: “Ben damdan düştüm bunun için biliyorum” demiş bugün öğrenci evleriyle ilgili konuşurken. Neden damdan düştüğünü anlatmasını bekliyorum, ne yaşadın? Geçmişinde ağır travmatik sorunları olmayanların böyle bir ifade kullanması mümkün değil. Bu dikizci zihniyet ülkeye, demokrasi, laiklik getiremez. Dikizcilik yapmanın normal, bunu eleştirmenin anormal olduğu bir Türkiye’de yaşıyoruz. Türkiye’nin geldiği hale bakın. Sadece Dolmabahçe’den kadınları dikizlese tamam diyeceğiz. Bizim evlerimizi de dikizliyor, dinliyor. Özetle dikizciden Başbakan olmaz

Laikliği Mısır’da hatırladı: Erdoğan, Türkiye’de laiklikten hiç söz etmez. Mısır’da söz ediyor. “Müslüman ülkeyiz mucit çıkmaz” dedi bir bakan. Aklı o kadar tutulmuş ki Müslümanların mucit çıkaramayacağına inanmış. Laiklik demokrasinin tek garantisi değildir ama laiklik olmazsa demokrasi olmaz. “Sizin teminatınız benim” diyen adamdan laik olmaz. Aslında “sizin sahibiniz benim” demek istiyor. Kimsin sen 76 milyonun sahipliğine soyunuyorsun.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler