'Herkes halkın iradesine saygı duymalı'

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ''Artık bütün bu acılardan sonra şunu kabul etmek lazım: Herkesin kendi işini yapması ve halkın iradesine saygı duyması lazım. Halkın seçtiği, halkın iradesi ile gelmeli ve gitmeli, bunun dışında başka yol ve yöntemler bizi sıkıntıya sokar'' dedi.

'Herkes halkın iradesine saygı duymalı'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.09.2012 - 14:15

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Kanaltürk Televizyonu'nda canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

''Balyoz davası sonuçlandı. Kararı nasıl değerlendirirsiniz?'' sorusu üzerine Çiçek, karar açıklandığında yurtdışında olduğunu söyledi.

Çiçek, Türkiye'nin Cumhuriyet gibi kazanımları olduğunu vurgulayarak, ''Demokrasiye geçmiş bir çok ülkede kanlı çatışmalar yaşanmıştır. Ülkemizde de zaman zaman demokrasinin askıya alındığı dönemler oldu. Muhtıralar verildi, darbeye teşebbüs oldu. Bizim de başka ülkeler kadar olmasa da zaman zaman çektiğimiz sıkıntılar oldu. 'Keşke bunlar olmasaydı' diyoruz ama hayatında gerçekleri bunlar'' dedi.

Karar sonrasında yapılan tartışmalara bakıldığı zaman, en az yapılan değerlendirmenin hukuki değerlendirme olduğunu ifade eden Çiçek, davanın sadece bir aşamasının sonuçlandığını daha Yargıtay aşaması olduğunu belirtti. Yargıtay aşamasından sonra kişisel başvuru olarak Anayasa Mahkemesi aşaması da olduğunu anımsatan Çiçek, hukuki değerlendirmenin Yargıtay aşamasından sonra yapılabileceğini bildirdi.

Cemil Çiçek, devam eden davalarla ilgili olarak bugüne kadar pek bir şey söylemediğini anlatarak, ''Bu davayla ilgili hukuki değerlendirme yapabilmek için gerekçeli kararın açıklanması şart'' dedi. Çiçek, kararı değerlendirenlerin de içeriğinden çok durumlarına göre kararı değerlendirdiklerini dile getirdi.

''Hazımsızlıklar oldu''

O dönemlerde halk iradesinin kabullenilmesi konusunda hazımsızlıklar olduğunu, profesörün oyu ile yurttaşın oyunun tartışıldığını ifade eden Çiçek, ''Bunda bir kısım siyasetçelerin de hatası olmuştur. Demokrasiyi benimsemede, özümsemede ve halkın verdiği kararı kabul etmede sıkıntılar olmuştur. 2002'den sonra da bu sıkıntılar yaşanmıştır'' diye konuştu.

Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun, o dönemlerde neler yaşanıldığının bir bölümünü ortaya çıkaracağını anlatan Çiçek, ''Hepimizin olan bitenden gerekli tecrübeyi almamız lazım. Bu dava, devam eden başka davalar, uzun süredir toplumda değişik açılardan tartışılmaya devam edecek'' dedi.

TBMM Başkanı Çiçek, ''Çetin Doğan'la en alttaki teğmenin aynı cezayı alması sizi rahatsız etmedi mi?''sorusunu yanıtlarken, sürecin devam ettiğini, bu konuda bir şey söylemenin doğru ve hukuki olmayacağını söyledi.

''MGK toplantılarında onlarla görev yaparken bir şey hissetmiş miydiniz?'' sorusu üzerine Çiçek, o toplantıların kapalı yapıldığını anımsattı.
 


''Vatandaş sağduyusu ile çözmüştür''

Türkiye'nin yakın tarihi ile ilgili bir çok olayın yeni aydınlandığını ve daha da aydınlanacağını kaydeden Çiçek, ''Artık bütün bu acılardan sonra şunu kabul etmek lazım: Herkesin kendi işini yapması ve halkın iradesine saygı duyması lazım. Halkın seçtiği, halkın iradesi ile gelmeli ve gitmeli, bunun dışında başka yol ve yöntemler bizi sıkıntıya sokar. 4 sene sonunda eğer beğenilmiyorsa o kişiler, halk onları gönderir. 'Halk doğruyu bulamaz, onların seçtiği kişiler yanlı oluyor...' Bu doğru değil. Bizim kördüğüm ettiğimiz sorunları vatandaş, sağduyusu ile çözmüştür. Demokrasiyi düzlüğe çıkaran bizatihi halkın kendisi olmuştur'' diye konuştu.

Çiçek, o dönemlerde Adalet Bakanı olduğu anımsatılarak, ''O dönem yaşadıklarınızı yazacak mısınız?'' sorusuna, ''İmkan olursa yazarız'' yanıtını verdi.

Artık darbeler döneminin bittiğini belirten Çiçek, ''2012'de darbe lafını telaffuz etmek, millete ve ülkeye haksızlık olur'' dedi.
 


''Türkiye'nin işi zor olur''


''İleride darbe olabilme ihtimalini hala yedekte tutarsak, beğenmediğimiz iktidar olursa 'darbe alternatiftir' dersek, Türkiye'nin işi zor olur'' diyen Çiçek, ''Bu yolda gitmeye gerek yok. Türkiye'nin iyi kötü işleyen bir demokrasisi var ve daha da iyi işleyecek. Bundan sonra halk kimi istiyorsa onu seçer, mevcut partilerden memnun olmayanlar da parti kurabilir ve siyaset yapabilir'' diye konuştu.

Çiçek, Engin Alan'ın tutuklu, Sebahat Tuncel'in ise dışarıda olmasının haksızlık olarak değerlendirildiği anımsatılarak, buna ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine, mahkemelerin uyması gereken kuralların hüküm fıkraları olduğunu söyledi.

Mahkemenin ilk başta ''milletvekili seçildiyse tahliye edilmesi gerekir'' diye düşündüğünü, savcılığın bu karara itiraz ettiğini ifade eden Çiçek, Engin Alan ile ilgili kararın kesinleşmediğini, tahliye imkanının her zaman olduğunu belirtti.

Cemil Çiçek, tutuklu milletvekillerini sorunu konusunda baştan beri hep Meclis'in muhatap olduğunu dile getirerek, tutuklu milletvekillerinin serbest kalabilmesi için adli kontroldeki 3 yıl sınırını kaldırdıklarını bildirdi. Çiçek, adli kontrolden pek çok kişinin yararlandığını ancak milletvekillerinin istifade etmediğini ifade etti.

''Terör bir partiyi aşan meseledir''

''Teröre 11 maddelik mutabakat çağrınız oldu. Başbakan tepki gösterdi, üzüldünüz mü?'' sorusuna karşılık verirken Çiçek, mutabakatı açıklarken, 'bunu doğru bulmayan, saçma sapan bulan olabilir'' dediğini hatırlattı. Baştan beri her türlü tartışmaya açık bakış açısı getirdiğini dile getiren Çiçek, mutabakat çağrısını Hükümeti hedef alarak yapmadığını, orta nokta, çıkış yolu bulunabilir mi diye düşündüğünü bildirdi.

Çiçek, ''Bu partiler üstü meseledir, bir partiyi aşan meseledir. Hap gibi 'al bunu yut, olay çözülür'le yapılacak bir mesele değil. Hepimizin biraraya gelip ortak noktalardan hareketle birlikte çözüm bulmamız lazım'' ifadelerini kullandı.

Hudut ötesi operasyon yetkisinin 17 Ekim'de dolacağını hatırlatan Çiçek, ''Yeni bir yetkiyi Hükümet isteyecektir. Biz de o zaman bütün partilerle bu konuyu detaylıca tartışalım'' diye konuştu.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, terör soruna genel yaklaşım yerine, alınacak tedbir kısmının maddeleştirilmesi gerektiğine işaret ederek, terör sorununun özellikle dış boyutunun hep gözardı edildiğini söyledi. Çiçek, uluslararası güçlerin terörü kullandığını vurguladı.

Terörün, 15- 16 yaşında dağa çıkan çocukların yapacağı iş olmadığını ifade eden Çiçek, ''Onlara bu aklı, silahları, eğitimi kim veriyor, 30 senedir bu değirmenin suyu nereden geliyor? Terör örgütü bizi kurşunla, Avrupa'yı uyuşturucu ile öldürüyor. Onlar uyuşmaya devam etsinler'' dedi.

 

Dokunulmazlıkların kaldırılması

Çiçek, dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili soruları da yanıtladı.

''Dokunulmazlık suç işlemenin zırhı değildir'' diyen Çiçek, dokunulmazlığın, milletvekili görevini yapabilsen diye verildiğini söyledi.
 


'Yargıya 'bunu görmezden gel' diyemeyiz''

Çiçek, dokunulmazlıkların genelde dönem sonuna bırakıldığını ifade ederek, ''Milletvekillerinin teröristlerle kucaklaşması farklı bir durum. O kişilerle ilgili çok sayıda dosya var. Toplamda da 770 fezleke var. Bir yerde suç işlendiyse yargıya, 'bunu görmezden gel' diyemeyiz'' dedi.

Cemil Çiçek, ''Bu sorunu biz çözeceksek , sorunu çözmeyecek yerlerde durmamamız lazım'' diye konuştu.

''Seçimler geliyor, seçimlerde siyaset gerilir. Böyle bir ortamda Anayasa nasıl yapılacak?'' sorusunu yanıtlarken Çiçek, ''4 siyasi parti biraraya gelmişiz, ortak toplantılar yapmışız, taahhütlerde bulunmuşuz. Yeni bir Anayasa'yı yapamamış olmanın, siyaset kurumuna verdiği zararı darbeler bile veremez. Böyle bir atmosferi bir daha bulamayız. Darbe yapanların yaptığı Anayasa ile Türkiye 30 yıl daha yoluna devam edecek. Böyle bir şey olur mu? '' dedi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler