'Hırlı mı hırsız mı nereden bileyim'

Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, bir hayali ihracat soruşturması dosyasında adı geçen şüpheliler için aracılarla görüştüğü iddialarına tepki gösterdi. Danıştay’a giren çıkan herkesin kayıt altına alındığını vurgulayan Karakullukçu, “Göreve geldiğim gün söylemiştim. Ben Hüseyin Karakullukçu’yum açıklık ve şeffaflıktan yanayım. Halka burayı kapatamam. Ama kapıdan giren adam hırlı mı hırsız mı, tahkikat yapma, araştırma şansım da yok. Dışarda kiminle ilişkisi var, ne işi var ben nereden bileyim” dedi.
 

Milliyet’teki haber

İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen hayali ihracat soruşturmasında, suç örgütü üyesi olarak dosyada yer aldığı iddia edilen Yalçın Bayrak’ın, örgütün lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Barbaros Hayrettin Aksoy’un çeşitli firmalarının cezaları ile ilgili olarak Danıştay’da temaslarda bulunduğu, Bayrak’ın Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu’yla görüştüğünün saptandığı dün Milliyet Gazetesi’nde yayınlandı. Karakullukçu, bu iddia üzerine şunları söyledi:

Hepsi kayıtta

“Eski binamızda böcek yakalandıktan sonra, yeni binada aynı şeyin yaşanmaması için güvenlik amacıyla binanın girişi, çıkışı, iç cephesi, dış cephesi, otoparkı kamerayla kayıt altına alındı. Vatandaş da üye ve hakimlerimiz de araçlarından indikleri anda elektronik sistemle kayıt altındalar. O kapıdan giren çıkan herkes kayda alınıyor ve kontrol ediliyor. Gizli saklı hiçbir şey yok. Ama odalarda kamera kaydı yok.
 

Ricalar olmuş mu?

Benim çok sayıda tanıdığım var. Hepsi de ziyaretime gelir, herkese kapım açık. Vatandaştan onlarca dilekçe geliyor. Hepsiyle hukuk çerçevesinde, adaleti yerine getirmek adına alakadar olmaya çalışıyoruz. Bana gelen herkesi tanımam da mümkün değil. Bana bazı kişilerin ricası üzerine gelen kişiler de olmuştur. Ama bu kişiler ne rica etmiştir, ricaları yerine gelmiş midir, bunlar doğru mudur, hiçbiri araştırılıp sorulmadan gerçek dışı, kamuoyunu yanıltıcı şekilde, sadece görüştüğüme ilişkin haber yapılmıştır. Beni ziyarete gelen kişilerin hakkında soruşturma olup olmadığını araştırma yapmam sözkonusu olamayacağı gibi bu kişilerin kimlerle ilişkisi olduğunu bilmem de mümkün değildir.”

Kınıyorum

Karakullukçu yazılı açıklamada ise kendisini suç ve suçlularla ilişkili göstererek, şahsı üzerinden Danıştay’ı yıpratmaya dönük bu haberi ve haberi yapanları kınadı. Karakullukçu, haberi  gazetecilik mesleği ile de bağdaştıramadığını da bildirdi.
 

Aksoy’u tanırım

Karakullukçu, NTV’ye yaptığı açıklamada ise Aksoy’u tanıdığını belirterek, “Kendisi işadamıdır. Daha önce konuşmalarımız oldu. Benden hiçbir talepte bulunmadı. Davalarıyla ilgili aramadı. Danıştay’da çok dava da kaybetmiş biridir. Ben yargıç değil idareciyim. Karar alma noktasında değilim. Hiçbir arkadaşım da benim sözümle hareket etmez” dedi.
 

Danıştay’da ‘böcek’ çıkmıştı

ŞUBATTA Danıştay, bir üyenin odasında dinleme cihazı bulunmasıyla gündeme gelmişti. Başkan Hüseyin Karakullukçu, gazetecilerin, Danıştay Üyesi Zeki Yiğit’in odasında bulunan dinleme cihazına ilişkin sorularını yanıtlamıştı. Cihazın bulunması üzerine tutanak tutulduğunu ve olayın ilgili makamlara iletildiğini açıklayan Karakullukçu, cihazı kimin, ne amaçla ve ne zaman koyduğunun araştırıldığını, ancak sonuç alınamadığını söylemişti. Karakullukçu, “Bir şeyin izinsiz dinlenilmesi aslında büyük bir olay. Hiç alışık olmadığımız, bizde çok rastlanmayan bir şey. Üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Yeni binaya taşınıyoruz. Artık böcek möcek kalmayacak, ilaçlayacağız her tarafı” demişti.

Karakullukçu, 30 Mayıs’ta TOBB Üniversitesi’nde verdiği konferansta da şunları söylemişti: “Benim de telefonlarım dinleniyor. Ben rahatım, çok rahatım. Niye? Çünkü herkesin dinleniyor. Danıştay’da dinlenme cihazı ‘böcek’ bulunmuştu. Dinlemeye çalıştıkları arkadaşımızın ağzından kerpetenle cümle alamazsın. O kadar çok dinlemeye çalışmışlar ki, böcek yapıştırmışlar, düşmüş, tekrar yapıştırmışlar. Kapının önüne bir araç getiriyorlar, yatak odanıza kadar dinleniyor. Yasa dışı dinleme, özel hayatın gizliliğini ihlaldir, suçtur. Hepimiz rahatsızız bundan. Hukuki değil, yasal değil, geçerliliği de yok.”

(Hürriyet)