Hristofyas: Türkiye'ye yönelik baskı uygulansın

Rum haber ajansına göre, 1960'da Türk-Rum ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk ve tek cumhurbaşkanı Başpiskopos III. Makarios'u anma töreninde konuşan Hristofyas, "Kıbrıs sorununu çözme çabalarımızda uluslararası topluluğu Türkiye'ye yönelik baskı uygulaması için teşvik ediyoruz ki böylelikle Türkiye Güneydoğu Akdeniz'in bu bölgesinde barış ve güvenliği inşa edecek karşılıklı kabul edilebilir bir çözüme ulaşmak için gerekli esnekliği ve iyi niyeti göstersin" iddiasında bulundu.

"Türkiye'den, Kıbrıs Rum yönetimi ve AB'ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmesini beklediklerini, ancak Türk tarafından gelen açıklamaların, diyalog yoluyla çözüme yönelik çabalara yardımcı olmadığını" öne süren Hristofyas, "Türkiye, zorlu yolu seçiyor" dedi.

Hristofyas, "Diyalog yoluyla, tek egemenliğe, tek vatandaşlığa ve tek uluslararası kimliğe sahip bir devleti işlevsel kılacak çözüme ulaşmayı hedeflediğini" kaydetti.

Takvim ve hakemliğe karşı

Kıbrıs Rum tarafının sıkı takvimleri ve arabuluculuğu (hakemliği) kabul etmediğini yineleyerek, "Kıbrıs sorununa Kıbrıslıların kendilerinin bir çözüm bulması gerektiğini" ifade eden Hristofyas, "Sıkı takvimlerin ve arabuluculuğun olduğu 2004'teki tecrübeyi aklımızda bulundurarak, uluslararası topluluğa Kıbrıs'taki iki toplumun liderlerinin müzakerelerde esas aktör olacağını net bir şekilde izah ettik" diye konuştu.

Kıbrıs müzakere sürecine de değinen Hristofyas, "Şu ana kadarki ilerlemenin, beklenilen ilerleme olmamasına rağmen Kıbrıs Rum tarafının diyaloğa devam edeceğini" söyledi.
Dimitris Hristofyas, "Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığındaki görüşmelerin, beklenilen ilerlemeyle sonuçlanmaması bizi hayal kırıklığına uğratmıyor ve çaba göstermeyi bırakmayacağız" dedi.

Hristofyas, "Adanın askersizleştirilmesine, Türklerin Kuzey Kıbrıs'a yerleşimine son verilmesine, tüm Kıbrıslıların mülkiyet haklarının ve ayrıca kendi evlerine ve mülklerine dönme haklarının yeniden inşa edilmesine yönelik mücadelelerine devam edeceklerini" ifade etti.

Hristofyas, Makarios'a atıfta bulunarak, "Makarios'un 1977 Üst Düzey Anlaşması'nda belirlenmiş olan iki toplumlu ve iki bölgeli bir federasyonu kabul etmesinin, almış olduğu en cesaretli ve en önemli karar olduğunu" söyledi.