Hükümet, Kyoto Protokolü'nü neden bekletiyor?

Küresel Eylem Grubu (KEG) aktivisti Önder Algedik, Türkiye'nin Kyoto Protokolü ile ilgili tutumunu eleştirdi. Algedik, ''Yetkililer, 'TBMM açılır açılmaz ilk iş, Kyoto Protokolü'ne ilişkin yasanın görülmesi' diyorlardı. Yasanın halen TBMM Genel Kurulu'nda beklemesi bizi rahatsız ediyor'' dedi.

Hükümet, Kyoto Protokolü'nü neden bekletiyor?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.11.2008 - 09:21

Küresel Eylem Grubu (KEG) aktivisti Önder Algedik, Kyoto Protokolü'ne taraf olunmasına ilişkin yasanın bekletilmesinin Türkiye'ye çok şey kaybettireceğini ifade etti.

İklim değişikliğinin sonuçlarının artık yadsınamaz seviyede dünya ölçeğinde kendini hissettirdiğini anlatan Algedik, ''Avustralya'da, Kyoto Protokolü'ne taraf olmayı reddeden hükümet, yoğun protestoların ardından seçimde kaybetti. Yeni gelen hükümet, 1 hafta sonra protokole taraf oldu. Norveç, karbon salımını azaltma konusundaki 2050 yılı hedefini 2030'a çekti'' diye konuştu.

Gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülke vatandaşlarını kapsayan bir araştırma yapıldığını ve insanlara, 'iklim değişikliğini engellemek için hayatınızdaki lükslerden vazgeçer misiniz?' diye sorulduğunu anlatan Algedik, şöyle devam etti:

''Her yerde yüzde 75-85 arasında 'evet' cevabı çıktı. Türkiye'de ise yüzde 77 'evet'. Bu inanılmaz bir rakam. Daha biz Kyoto'ya bile taraf değiliz. Demek ki bu konudaki bilinç düzeyi yükseliyor. Hükümet, geçen yıl haziran ayında, 'Kyoto'ya taraf olacağım' deyince çok heyecanlandık. Şimdi Kyoto Protokolü'ne ilişkin yasanın TBMM Genel Kurulu'nda beklemesi bizi rahatsız ediyor ama hükümet, tüm hızıyla termik ve hidroelektrik santrali ihaleleri düzenliyor. Bu yasanın, TBMM Genel Kurul gündeminde 2. sıradan 33. sıraya geriletilmesi kabul edilemez bir durum. Bunu ABD de imzalayacak. Biz ondan sonra kime sığınacağız bu konuda. Unutmayalım, bazı ada ülkeleri iklim değişikliği nedeniyle eriyen buzulların suları yükselteceğini şimdiden hesaplıyor ve halkı için satın alacak toprak arıyor. Biz hala kömür santralleri yapma peşinde koşuyoruz.''

 

Türkiye'nin durumu

Türkiye'nin, iklim değişikliğinin etkileriyle ilgili belirgin şekilde sıkıntı yaşamaya başladığını vurgulayan Algedik, Tuz Gölü'nün yüzde 80'inin kuruduğunu, birçok sulak alanın ise haritadan silindiğini anımsattı.

Algedik, ''Kyoto Protokolü'ne bir an önce taraf olmazsak, 'çevreyi kurtarma' adına diğer ülkelere verilen ödevlerin hiçbirisinde sorumluluğumuz olmayacak. 'Tembel öğrenci' muamelesi göreceğiz. AB ile ilgili tüm çevre toplantılarında, 'Kyoto ne oldu?' diyorlar. Bu sorunun cevabını veremiyoruz. Bugün, dünyada 'yeşil kentler' diye bir tartışma var. Bizim haberimiz bile yok. Kyoto'nin geç kalması nedeniyle kirli teknolojileri savunanlar bir adım öne geçti'' diye konuştu.

Kyoto Protokolü sonrası dönemde sorumluluk alacak ülke sayısının artacağını belirten Algedik, gelişmekte olan ülkelerin de bu kategoriye alınacağını ifade etti. Bu anlamda Türkiye'nin bir an önce ne yapması gerektiğine karar vermesi gerektiğini vurgulayan Algedik, ''Bizi ne kirletiyor, nasıl kirletiyor buna bakmamız lazım. Türkiye, sera gazı salımını hızla artıran bir ülke. Kyoto Protokolü'ne ilişkin süreç, artık rafta bekletilemeyecek kadar kritik bir döneme girdi'' uyarısında bulundu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler