İddianameler çelişkilerle dolu

Bostancı’daki çatışmada öldürülen Orhan Yılmazkaya ile aynı fakültede okuyan bir alışveriş merkezinde kitabını tanıtmak istediği için yemek yiyen Vatan gazetesinin web sitesinin yöneticisi Aylin Duruoğlu’nun yalnızca bu yemek nedeniyle tutuklanıp 10 ay cezaevinde kalması soruşturmanın en tepki çeken noktalarında biri olmuştu. İddianamelerde, “78’ler Tükenmez”, “Teoride Doğrultu”, “Demokratik Kadın Hareketi” gibi bir çok dergi yasadışı yayın olarak değerlendirilmişti. Ankara’daki Tekel işçilerine destek eylemleri arasında Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) üyesi Tuncay Yılmaz ile Sosyalist Parti üyesi Mahir Sayın’ın buluşabilmek için yaptıkları telefon konuşmasının iddianamede “Devrimci karargah örgütünün isminin zikredildiği şifreli konuşma” olarak nitelenmesi de oldukça gülünç bir ayrıntı olarak hafızalara kazınmıştı.

İlki 1 Ekim 2010’da Hanefi Avcı’nın dahil olduğu ikinci iddianame de 4 Şubat 2011’de kabul edildi. Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile SDP’lilerin ve TÖP’ün yan yana getirildiği soruşturma, işkencecisi ile işkenceye uğrayanı aynı örgüte üye yapması nedeniyle kafalarda soru işaretleri yaratmaya devam ediyor. İddianamelerde yer alan ayrıntılar da soruşturmanın ciddiyetini sorgular nitelikte. Örneğin SDP üyesi Sultan Seçik Kubilay’ın 1997 yılında tutuklandığında evinde yapılan aramada bulunanlar bu soruşturma kapsamında yapılan aramada çıkmış gibi iddianamede yer aldı. SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, partililerle restaurant ve kafede buluşması, birlikte yemek yemesi ögrütsel ilişki olarak yorumlandı.
 

Maydonoz Kafe

TÖP’lü Yılmaz ile Sosyalist Parti üyesi Sayın arasında geçen “Tuncay: Siz neredesiniz… Mahir: Maydanoz’dayız, gel. Tuncay: Maydanoz’dasınız ha… Mahir: Burası Devrimci Karargah yaa…” şeklindeki konuşma iddianamede aynen şöyle yorumlandı: “...şeklinde görüşmelerin geçtiği şifreli yapılan konuşmalarında Devrimci Karargah örgütünün isminin zikredildiği görülmüştür.” Hakkındaki iddialarla ilgili cezaevinden bir yazı gönderen Tuncay Yılmaz “Maydanoz’un 78 günlük Tekel direnişinin çadırlarının yanı başındaki ‘Maydanoz Kafe’ olduğunu, Tekel işçilerini ziyarete giden devrimcilerin, sosyalistlerin, işçilerin kışın soğuğundan korunmak için bu kafede toplandıklarını, Mahir Sayın’ın bu minvalde bir espri yaptığını anlatmak ağrına gidiyor insanın” dedi. Yılmaz ayrıca Orhan Yılmazkaya’nın evinin dışında yakalanabilecekken yargısız infazla ölü olarak ele geçirilmesini protesto etmek için 18 siyasi parti ve demokratik kitle örgütünün birlikte düzenlediği basın açıklamasına katılmasının da iddianamede savunulabilen tek maddi delil olduğunu belirtti. Yılmaz, Ergenekon davası başladığında Silivri’de “Yetmez! Fırat’ın doğusundaki Ergenekoncuları da, 12 Eylülcüleri de tutuklayın” sloganı ile düzenlenen eyleme de katıldığına dikkat çekerek Ergenekon bağlantısı nedeniyle tutuklanmasının yarattığı tezata vurgu yaptı.

IMF karşıtlığı

İddianamede IMF ve Dünya Bankası karşıtı eylemlere, Nevruz’a katılmak, TEKEL işçilerinin direnişine destek vermek de örgüt üyeliğinin kanıtı olarak gösterildi. İlk iddianamede örgütün Türkiye lideri olduğu ikinci iddianamede de Devrimci Karargah’ın yeniden yapılandırılması için görevlendirildiği öne sürülen Ulaş Erdoğan daha önce MLKP üyeliğinden dolayı tutuklanmış. İddianameye göre Erdoğan Çeçenistan’da da savaşmış, Abhazya’da da kalmış. İddianamede Ulaş Erdoğan’ın Denizli’deki sevgilisi ve sevgilisinin arkadaşları da sanık olarak yer aldı. Demokratik Dönüşüm’ün Kartal’daki bürosuna giden bir aktivist, bu dergiye iki yazı yazan bir sendikacı, bir vicdani retçi bile örgüt üyesi olarak soruşturmaya dahil edildi.
 

Aylin Duruoğlu

Devrimci Karargah’a üye olduğu gerekçesi ile 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Vatan Gazetesi İnternet Sitesi Genel Yayın Yönetmesi Aylin Duruoğlu 10 ay cezaevinde kaldıktan sonra 23 Şubat 2010’da tahliye edildi. Hakkındaki tek suçlama, öldürülen Orhan Yılmazkaya ile bir alışveriş merkezinde yemek yemesiydi.