İddianamenin reddi istendi

Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen belgelere ilişkin aralarında Genelkurmay Muhabere ve Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç'ın da bulunduğu 10 şüpheli hakkında hazırlanan ve ''Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat'' davasıyla birleştirilmesi talebiyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamenin reddi ve savcılığa iadesi istendi.

İddianamenin reddi istendi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.05.2011 - 09:27

Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Aksoy tarafından hazırlanan 97 sayfalık iddianamede 4 şüpheliyle birlikte hakkında ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'' ile ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen MEBS Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç'ın avukatı Hüseyin Ersöz, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine gelerek iddianamenin gönderildiği İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine bir dilekçe sundu.

Dilekçede, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK), ''Cumhuriyet savcısının görevi'' başlıklı 160. maddesinin 2 numaralı bendinde, ''Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür'' denildiği hatırlatılarak, aynı yasanın ''Kamu davasını açma görevi'' başlıklı 170. maddesinin 5 numaralı bendinde de ''İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür'' hükmünün yer aldığı belirtildi.

Yine CMK'nın, ''İddianamenin iadesi'' başlıklı 174. maddesinin 1/a ve b bentlerinde de ''170. maddeye aykırı olarak düzenlenen ve suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir'' ifadesinin yer aldığı anlatılan dilekçede, savcılığın soruşturma aşamasında Kadir Sağdıç'ın ifadesine başvurmadığı, savunma delil ve beyanlarını toplamadığı ve soruşturma evrakının Sağdıç'ın suçsuzluğuna dair herhangi bir araştırma yapılmaksızın tamamlandığı savunuldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, hazırladığı iddianameyi söz konusu yasa hükümlerini dikkate almaksızın mahkemeye sunduğunun anlaşıldığı ve Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde, Gölcük'te ele geçirilen belgelerin sahte olduğu, hiçbir imza içermediği ve belge niteliği taşımadığının belirlendiği aktarılan dilekçede, Kadir Sağdıç'ın yeni bir mağduriyet sürecine maruz kaldığı, Donanma Komutanlığında el konulan kayıtların delil niteliği taşımadığı, dijital kayıtlarda adının geçtiği hiçbir yerde Sağdıç'ın imzasının bulunmadığı ve sahte dijital kayıtların da tarih ve kayıt numarası eksikliği nedeniyle belgeye dönüşmediği ileri sürüldü.

Dilekçede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Sağdıç ve diğer şüpheliler hakkında birleştirme talepli olarak İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamenin, CMK'nın ''İddianamenin iadesi'' başlıklı 174. maddesinin 1/a ve b bentlerinde yer alan ''170. maddeye aykırı olarak düzenlenen ve suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir'' hükmüne göre reddedilmesi ve CMK'nın 174. maddesi uyarınca savcılığa iadesine karar verilmesi talep edildi.


Hazırlanan iddianame


Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Aksoy'un, soruşturma kapsamında tutuklanan şüpheliler Behçet Altıntaş, Kemalettin Yakar, Erdinç Yıldız ve Mehmet Can Çağlar ile tutuksuz şüpheliler MEBS Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, Deniz Kurmay Kıdemli Albay Ali Türkşen, Halil Cura, İsmail Bak, Hüseyin Hançer ve Tanju Veli Aydın hakkında hazırladığı 97 sayfalık iddianame, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden ''Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat'' davasıyla birleştirilmesi talebiyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.

Sağdıç, Türkşen, Cura, Hançer ve Bak'ın ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'' ile ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Hançer'in ayrıca ''silahlı örgüte üye olmak'' suçundan 5 ile 10 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülmüştü.

İddianamede, diğer şüphelilerin de ''silahlı örgüt üyesi olmak'' suçundan 5 ile 10'ar yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenmişti.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler