"İfade özgürlüğünün neresindeyiz?"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, basın özgürlüğünün var olduğunu, ancak pratikte bundan söz edilemeyeceğini söyleyerek ''Yasaları ne kadar düzeltirseniz düzeltin, gazetecilerin çalışma haklarını tanımadığınız sürece Türkiye'de ifade özgürlüğünden söz etmenin olanağı yoktur'' dedi.
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde açılan 27. İstanbul Kitap Fuarı etkinliği çerçevesinde TGC tarafından ''İfade Özgürlüğünün Neresindeyiz?'' konulu panel düzenlendi.
Panelde konuşan TGC Başkanı Orhan Erinç, ifade ya da basın özgürlüğünün Türkiye'de hem var hem de yok denilebilecek ender nitelikte kavramlardan biri olduğunu söyledi. Kağıt üzerinde bakıldığında basın özgürlüğünün var olduğunu, ancak pratikte bundan söz edilemeyeceğini savunan Erinç, şöyle konuştu:
''Siyasi iktidar bilgilendirme hakkını yasalaştırdığı için birtakım övücü sözler sarf etti. Evet, halkın bilgilenme hakkı yasası Türkiye'de çıkarıldı ama şöyle gariplikle birlikte, halkın bilgilenme hakkından yararlanamayacağı konular var. Bu konular arasında devlet sırrına giren bilgiler de yer alıyor. O nedenle yasada, 'Devlet Sırrı Kanunu'nda belirtilecek konular' diye gönderme var. Ama Devlet Sırrı Kanunu aradan 7 yıl geçmesine rağmen çıkmadı. Türkiye'de ilk defa bir yasada, olmayan bir yasaya gönderme yapmak gibi bir hukuk başarısını da göstermiş olduk. İfade özgürlüğünün mutlak bir özgürlük olduğunu söylememiz mümkün değil. Kişilik haklarının savunulması, şiddete özendirme yapılmaması, ayrımcılığa başvurulmaması söz konusu. Bunlar olmadığı sürece ifade özgürlüğünün kullanımına engel getirilmemesi gerekiyor. Bu da Türkiye'de sözde kalan konulardan birisi.''
Gerçek anlamda ifade özgürlüğünden bahsedilmesi için gazetecilerin yasal haklarını kullanması gerektiğini belirten Orhan Erinç, bugün Türkiye'de fiilen gazetecilik yapan, ancak çalışma koşulları açısından gazeteci sayılmayanların sayısının, gazeteci sayılanların sayısından beş kat daha fazla olduğunu anlattı.
Gazetecilerin bir bölümünün kendileri için çıkarılan yasa kapsamında çalıştırılmadığına da dikkati çeken Erinç, bu gazetecilerin bir çoğunun genel iş yasası kapsamında, bir kısımının da telifli olarak çalıştığını belirtti. İfade özgürlüğünün medya aracılığıyla kullanılabilmesinin önünde, gazetecilerin kimlik ve kişilik haklarının yarattığı sorunların bulunduğunu dile getiren Erinç, ülkedeki çalışma mevzuatına göre gazetecilerin sendikal özgürlüklerini kullanma hakkının engellendiğini ifade etti.
Gazetecilerin çalışma hakları
''Yasaları ne kadar düzeltirseniz düzeltin, gazetecilerin çalışma haklarını tanımadığınız sürece Türkiye'de ifade özgürlüğünden söz etmenin olanağı yoktur'' diyen Erinç, ''(İfade özgürlüğü konusunda iyi bir yerdeyiz) demek isterdim, ama üzgünüm. Karamsarlığa, ümitsizliğe düşmek bizim için lüks oluyor. O nedenle mücadeleye devam etmeliyiz. Bu mücadeleyi de ancak okur-yazar, izleyici katkısıyla sağlayabiliriz'' şeklinde konuştu.
Eski TGC Başkanı Nail Güreli de ifade özgürlüğünün, basın ve iletişim özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti. Güreli, basın özgürlüğünün gazetecilerin bireysel özgürlüğü değil halkın haber alma ve bilgi alma hakkının bir aracı olduğunu kaydetti. Medya-siyaset-ticaret üçgenindeki çıkar ilişkilerinin her zaman, her türlü gerçeğin, herkes tarafından öğrenilmesini engellediğini söyledi.
Basının sorunlarının sadece gazetecilerin problemi olmadığını vurgulayan Güreli, ''Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, demokrasi, hukukun üstünlüğü herkesin sorunudur. Herkes sahip çıkmalıdır. Günü geldiğinde bunlar herkese lazım olur'' dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!