"İğrenç bir iş"

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, haberleşme hürriyetinin özel hayatın gizliliğinin anayasa ile güvence altında olduğunu belirterek, "Dinlemenin keyfi, habersiz ve kanunsuz yapılması halinde bu ne ahlaki ne de hukuki bir iştir. Tamamen yanlıştır, iğrenç bir iştir. Bunun lanetle hepimiz kınıyoruz. Böyle bir şey olmamalı" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.11.2009 - 19:57

Milletvekilleri Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ı, Bakanlığın Plan ve Bütçesinde dinlemeyle ilgili soru yağmuruna tuttu. Görüşmeler sonrasında dinleme ile ilgili sorulara yanıt veren Yıldırım, haberleşme hürriyetinin özel hayatın gizliliğinin anayasa ile güvence altında olduğunu belirterek, "Dinlemenin keyfi, habersiz ve kanunsuz yapılması halinde bu ne ahlaki ne de hukuki bir iştir. Tamamen yanlıştır, iğrenç bir iştir. Bunun lanetle hepimiz kınıyoruz. Böyle bir şey olmamalı ama oluyor mu oluyor. Bugün mu oluyor hayır. Türkiye'de mi oluyor hayır. Bütün dünyada oluyor" diye konuştu.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) kuruluşuna kadar yasa dışı dinlemelerin hiçbir müyediyesinin olmadığının altını çizen Yıldırım, dinlemenin suç bile teşkil etmediğini kaydetti. Dinlemelere ilişkin yasal düzenlemenin zaruret haline geldiğini ifade eden Yıldırım, şikayetin isteğe bağlı olmaktan çıkıp, resen de olabilmesi ve cezaların olabildiğinde artırılması için Adalet Bakanlığı'nın çalışma başlattığını anımsattı.


"TİB, dinleme yapan kuruluş değil"

TİB'in dinleme yapan kuruluş olmadığını vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"TİB'in böyle bir görevi yok. TİB, telekomünikasyon yolu ile Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma ve MİT'in dinleme taleplerin mahkeme kararıyla yapıldığını denetleyen bir birimdir. Ortam dinlemeleri TİB'in görev alanı içinde değildir. Daha doğrusu bir bu anlamda yasal bir düzenleme yok. TİB'in faaliyete başladığını 2006'dan itibaren telekomünikasyon yoluyla yasal olmayan hiçbir dinlemeye izin verilmemiştir. Sinyal takibi ve dinleme kayıtları tutulur ama bunlar TİB'in bilgisine kapalıdır. Hiçbir şekilde TİB bunlara girip bakma yetkisine sahip değildir. Eğer orda herhangi bir kişi yetkisini aşarak bunu yaparsa suç islemiş olur."


"Bende mağdur oldum"

Dinlemelerin yayınlanmasına da değinen Yıldırım, bununla ilgili bir olayın da kendi başından geçtiğini söyledi. Yıldırım, başından geçen olayı şöyle anlattı:
"Dinlemeler yayınlanıyor. İster yasal ister yasal olmayan. Benim de başımdan geçti. İki kişiye yasal bir dinleme yapılmış. İkisi arasında konuşurken benden bahsediyorlar. 'Efendim, bakanla görüştüm. Şu işi bağlandım' diye konuşmuşlar. Benim haberim yok. Şimdi ne oluyor burada ben mağdur oluyorum. Benim gibi yüzlerce, binlerce insan mağdur oluyor."


"Herhalde hakimlerin istisnası yok"

Kimin dinleneceği kimin dinlenemeyeceği konusunun bilgisinin dışında olduğunu belirten Yıldırım, hukukçu olmadığını, yasaları bilmediğini, sadece dinlemelerin ya savcı ya da hakim kararıyla yapıldığını bildiğini kaydetti. Yıldırım, "Hakimler dinlenir mi dinlenemez mi o konu da bilgim yok. Her halde bir istisnası yok. Dokunulmazlık konusu olan insanların herhalde dinlenmesi bu yöntemlerle olmuyor veya hiç olmuyor onu tam bilemiyorum. Başbakanı altı yıl hiçbir yasal izin alınmadan dinlemişler. Bizi de sizi de dinliyor olabilirler. Hakikaten bu hiçbir yere sığdıramayacağız iştir. Gayriahlaki iştir. İğrenç bir şeydir. Bunun mutlaka giderilmesi lazım" diye konuştu.


Yıldırım'dan korku imparatorluğu eleştirilerine yanıt

Bunun önüne geçmenin herkesin boynunun borcu olduğunu ifade eden Yıldırım, korku imparatorluğu oluşturuyor eleştirilerine de yanıt verdi. Yıldırım, "Bizim korku imparatorluğu oluşturup herkesi dinleyerek, idari olarak diğer kurumlar üzerinde bir baskı oluşturacağımız yaklaşımları çok insafla bağdaşmıyor. Böyle konu asla mevcut değil. Bu konu enine boyuna Meclis'te tartışılmalı. Çözümü Parlamento bulacak" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler