İHD'den diyalog çağrısı
İnsan Hakları Derneği, (İHD) Kürt sorununun barışçıl ve demokratik tarzda çözümü için demokratik kamuoyunu, siyasi partileri ve devlet organlarını göreve çağırdı.
İHD'nin kuruluşundan bu yana Genel Başkanlık görevini yürüten Akın Birdal, Hüsnü Öndül, Yusuf Alataş, Reyhan Yalçındağ Baydemir ve mevcut Başkan Öztürk Türkdoğan, dernek genel merkezinde Kürt sorununa ilişkin çözüm önerilerini açıkladıkları bir basın toplantısı düzenlediler.
İHD'nin bildirisini okuyan Genel Başkan Türkdoğan, Cumhurbaşkanı Gül'ün Mayıs ayında yaptığı açıklamalarla Kürt sorununun Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunu ifade ettiğini anımsatarak Kürt sorununun çözümünde Hükümet'in ve Meclis'in atması gereken adımları hala atmamasını temkinli şekilde takip ettiklerini bildirdi. Kürt sorununun siyasal olduğu kadar bir insan hakları sorunu olduğunu dile getiren Türkdoğan, kültürel haklar bağlamında Kürtler'in topluluk olarak kimliklerinin tanınması ve kültürlerinin yaşatılması için insan hakları belgelerine uygun Anayasal düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade etti. Kürt sorununun "demokratik bir Anayasa" ile kalıcı çözüme ulaşacağını söyleyen Türkdoğan, kalıcı çözüm bulununcaya kadar ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını, sorunun toplumun tüm kesimleri tarafından tartışılmasını, diyalog ortamının bir an önce kurulmasını istedi. Öncelikle Meclis çatısı altında sağlıklı bir diyalog mekanizmasının kurulması, ardından Hükümet ile sivil ve toplumsal muhalefet örgütlerinin diyaloğa girmesi gerektiğini kaydeden Türkdoğan, sorunun çözümüne yapılacak diğer önemli katkının silahlı çatışmaların kalıcı olarak durmasını sağlamak olacağını kaydetti.
Bütün bunlardan sonra demokratik bir anayasa yapılması gerektiğini belirten Türkdoğan, Türkiye'nin "ulusal, etnik, dinsel ve dilsel azınlık veya yerli halklarla ilgili uluslararası sözleşmeleri onaylaması, ayrımcılığın tüm unsurlarının önlenmesiyle ilgili sözleşme ve BM bildirilerini kabul etmesi, kadın ve çocuk haklarıyla ilgili tüm BM sözleşme ve bildirilerini kabul etmesi, yaşam hakkı ve işkence yasağı ve hukukun üstünlüğü, adaletin yürütülmesiyle ilgili tüm sözleşme ve bildirilerini kabul etmesi gerektiğini" ifade etti. Ortak bildiride, sosyal açıdan koruculuk sisteminin lağvedilerek köye dönüşlerin önünün açılması, yasadışı suç örgütlerinin lağvedilerek suç işleyenlerin yargı önüne çıkarılması istendi. Ortak bildiride, "Biz İHD olarak barış ve demokrasi istiyoruz. Savaşa karşı çıkıyoruz. Bütün bu nedenlerle Kürt sorununun barışçıl ve demokratik tarzda çözümü için demokratik kamuoyunu, siyasi partileri ve devlet organlarını göreve çağırıyoruz" denildi.
Birdal: Kürtlerin kimliği kabul edilmiş olsaydı bu sorunu tartışmayacaktık
İHD eski Genel Başkanı ve DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da, Türkiye'de Kürtler'in varlığının reddedildiğini dile getirerek "Eğer herkesin gerçekten dili, kimliği, kültürü, varlığı kabul edilmiş olsaydı ve bu, Anayasal güvenceye bağlı kılınmış olsaydı bugün bu sorun tartışılıyor olmayacaktı" diye konuştu. İHD olarak ezilenlerden, dışlanmışlardan yana olduklarını söyleyen Birdal, Kürt sorununun Türkiye'nin temel sorunu olduğunu ifade ettiklerini, Cumhurbaşkanı Gül'ün "Kürt sorunu vardır ve çözülmesi gereklidir" yönündeki açıklamalarının kendilerini haklı çıkardığını bildirdi. "İnsan hakları savunucuları yaşadıkları döneme yalancı tanıklık yapmamışlardır" diyen Birdal, Güneydoğu'da yaşananlara gözlerini kapatmadıklarını, orada yaşananları her platformda dile getirdiklerini anımsattı. Kürt sorununun insan hakları temelinde çözülebileceğini vurgulayan Birdal, şöyle konuştu:
"Bugün geldiğimiz dünyada Soğuk Savaş sonrası kimlik üstünlüğü ya da önceliği ideolojilerin önüne çıkmıştır. O nedenle herkes kendi diliyle, kendi kimliğiyle yaşamak istiyor ve bu, kabul edilmelidir. Her halkın insanca, özgür ve eşit yaşamaya hakkı vardır. Kültürel çeşitliliğimizi açığa çıkarıcı, zenginleştirici bir irade ortaya konulmalıdır. Gerçekten 85 yıllık körlüğe son verilmelidir. Bu süreçte kimse zafer-yenilgi hissiyatına kapılmamalıdır. Bu süreçte kimileri bunu zafer olarak, kimileri de yenilgi olarak böyle bir psikolojik durum içerisine kapılınmamalıdır. Gecikerek de olsa çözülmesi gereken bir sorundur. Herkesin tutunacağı bugün bir dal kalmıştır; barıştır, demokrasidir ve insan haklarıdır. Şimdi yeni yasama yılını örneğin bir umut ve barış yılı olarak ilan edebiliriz. Gerçekten 1 Eylül örneğin barış için bir randevu olabilir, barış randevusu olabilir bu."
Birdal, bir gazetecinin sorusu üzerine Kürt sorununu çözmeyen iktidarların "tepetaklak" olduğunu ifade ederek "Bu sorunu çözümsüz bırakırsa bakın 2 yıl sonra tanık olacağız AKP diye bir iktidarla buluşmayacak Türkiye" dedi. Kürt sorununun çözümü için ekonomik önlemlerin de alınması gerektiğini söyleyen Birdal, savunma ve silah harcamalarının Kürt sorununun çözümü için kullanılabileceği görüşüne yer verdi. Abdullah Öcalan'ın muhatap alınmasıyla ilgili olarak Birdal, "Bu sorunun çözümüne gerçekten niyet etmişlerse ve bu konuda kararlılık ve cesaret göstereceklerse bu sorunun çözümüne kim katkıda bulunacaksa Öcalan dahil, PKK dahil, İHD dahil, DTP dahil, bundan kaçınmayacağız" dedi. Birdal, DTP olarak da çözüm için niyet oraya konursa diyalog sürecinin başlayacağını umut ettiklerini söyledi.
Öndül: Barışa katkıda bulunacaksa görüşleri dikkate alınmalı
Eski Genel Başkanlardan Hüsnü Öndül ise yeni ya da sorunun çözümü için konuşmanın, tartışmanın gerekli olduğunu belirterek "Sürpriz öneriler olmayabilir, ama Yaşar Kemal örneğinde olduğu gibi ne düşünüyorsak onları söylemeliyiz, konuşabilmeliyiz. Öyle bir dönemden geçiyoruz. O nedenle derneğin çağrısı bizim için çok önemli" dedi. Barışın toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla gerçekleşebileceğine dikkat çeken Öndül, "Bir daha çatışmalar yaşanmamalıdır, savaş koşulları yaşanmamalıdır, savaşa dönülmemelidir. Barışı da hak eksenli olarak inşa edebilmeliyiz" diye konuştu. Öndül sorunun çözülmesi için herkesin katkısına ihtiyaç olduğunu ifade ederek, "Abdullah Öcalan eğer barışa olumlu katkıda bulunacak bir kişiyse onun görüşleri de dikkate alınmalıdır, DTP'nin görüşleri dikkate alınmalıdır" dedi.
Alataş: Somut adımlar atılabilir
Eski genel başkanlardan Yusuf Alataş da uzun yıllardır ilk kez Kürt sorunun çözümüne ilişkin olumlu bir ortam olduğunu, ancak sorunun çözümünün kısa zamanda mümkün olmadığını vurgulayarak "Bu süreçte barış çalışmalarını engellememesi açısından son derece önemli olan şiddetsiz, çatışmasız bir döneme ihtiyacımız var" dedi. Çözüme ilişkin hemen atılabilecek somut adımların olduğunu belirten Alataş, bunların yerleşim yerlerinin değiştirilen Kürtçe isimlerinin iade edilmesi ve koruculuk sisteminin kaldırılması olduğunu bildirdi.
Yalçındağ: Acılar yarıştırılmamalı
"Babaların ve annelerin oğullarını ve kızlarını gömdüğü bir coğrafyada olağandışı şeyler yaşadık 30 yıl boyunca" diyen eski Genel Başkan Reyhan Yalçındağ ise, "Eğer acıları yarıştırmayla, bu kadar acı da biz yaşadıktan hareketle sadece sorunu çözmeye dair birşeyler söylersek başından birçok şey tıkanır diye düşünüyorum ben. O nedenle de geçmişe doğru bir yüzleşme kesinlikle yaşanacak, vicdani, akli bir yüzleşme yaşanacak çünkü toplumun yarılan, darmaduman olmuş adalet duygusu onarılmadan da ciddi ve onurlu bir barış sürecine erilemeyeceğine inanıyorum ben" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza