'İki tarafın da kazanması lazım'
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Biz, 'AB hem bizim yararımızadır hem de AB üyesi ülkelerinin yarınadır' diye karşılıklı menfaat ilişkilerini hesaba katarak bu süreci götürüyoruz. İki tarafın da kazanması lazım. Bir tarafın kazanıp, bir tarafın kaybettiği bir süreç, bizim lehimize olmaz'' dedi.
Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina'da yapılan toplantı, yaklaşık dört buçuk saat sürdü.
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, kamuda görev alacaklar konusunda yaş sınırıyla ilgili kısıtlamaları kaldıracaklarını bildirdi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamada, gündemlerinde olan konular hakkında bilgiler verdi. Bakan Çiçek, kamuda görev çalacaklarla ilgili de bir kısım düzenleme yapılacağını ifade ederek, bu konuda şu bilgileri verdi: ''Kamuda çalışacaklarla ilgili, bir kısmı kanundan bir kısmı yönetmeliklerden kaynaklanan bir yaş sınırı var. Kamuda görev alacak memur adayları için bir çok ilanlarda '30 yaşından gün almamış olması' gibi bir kısım kısıtlamalar getiriliyor. Bunların bir kısmı yönetmelik meselesidir, bir kısmı da kendi özel kanunlarında var. Bugün yaptığımız toplantıda bu kısıtlamaları kaldırıyoruz. Yönetmeliklerden kaynaklananlar varsa yönetmelikler süratle değiştirilecek, diğer şartları taşıyanlar kamuda görev alabileceklerdir. Kanundan kaynaklanan sıkıntı varsa Meclis'in son günlerinde çıkardığımız yetki yasasına dayandırılarak bunu da ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Böylece puanı tutan ve hangi kuruma girecekse o kuruma mahsus şartları taşıyan kişiler 'artık 30 yaşı geçtiydi geçmediydi' o tartışmaya bakmaksızın doğrudan kamuda göreve başlayabilecekler.''
'Rehavete kapılmamak lazım'
Merkez Bankası Başkanlığına yeni gelen Erdem Başçı'nın bilgi sunduğunu ifade ederek, toplantıda küresel kriz sonrasındaki toparlanma, kriz sonrasında para politikaları, uygulanan politikaların sonuçları ve gelecek dönemdeki küresel risklerle ilgili ayrıntılı bir analiz yaptıklarını anlatan Çiçek, Türkiye'nin krizin etkilerini ''az çok hissetmiş'' bir ülke olduğunu söyledi. Çiçek, ''2008, 2009 ve 2010 yıllarında hükümetin aldığı tedbirler var, MB'nin aldığı tedbirler var. Bu tedbirlerin sonucunda bugünkü sunumun sonuçlarına baktığımızda önemli bir mesafe kat edildiği iyileşme noktasında rakamlarla ortaya çıkmış bulunmaktadır'' dedi.
Faizlerin düşmesi, enflasyonun düşmesi, büyümenin devam etmesi, işsizlik rakamlarındaki azalma gibi bütün bu olumlu gelişmelerin, iyileşme sürecinin Türkiye için memnuniyet verici bir şekilde sürdüğünü ifade eden Çiçek, şöyle devam etti: ''Ancak bunun bizi rehavete kaptırmaması lazım. Onun için de alınan tedbirlerin kararlılıkla sürdürülmesi, özellikle mali disiplinin sürdürülmesi gelmektedir. Özel kesim borcunun daha kontrollü ve sağlıklı şekilde artmasının sağlanması gerekmektedir. Yapısal reformlara önümüzdeki dönemde de en başta enerji yatırımları olmak üzere devam etmesi gerekmektedir. Ayrıca dünyadaki gelişmelerin de yakından takip edilmesi burada ifade edilmiştir. Küresel riskler olarak üzerinde durduğumuz konu şudur; bunlardan bir tanesi tüm dünya ekonomisini etkileyen ABD, AB ve Japonya'nın kamu borcu problemidir. Çünkü oralardaki her olumsuz gelişme bizimki gibi ülkelere de ister istemez olumsuz bir kısım etkiler meydana getirmektedir. Buradaki politikaların Türkiye tarafından da yakından takip edilmesi gerekmektedir. İkincisi gelecek dönemle ilgili olarak jeopolitik riskler olarak görüyoruz. Bunlar Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşanan problemler. Bunların olumsuz bir çok yansımalarının olduğu, olacağı tecrübeyle sabittir. Özellikle petrol fiyatları bu gelişmelerden etkileniyor bu da ister istemez Türkiye'nin açığını artıran önemli faktörlerden bir tanesidir. Ama bütün bunlara rağmen aldığımız tedbirlerin seçime bakmaksızın kararlılıkla sürdürülmesi ve mali disiplinin yine hassasiyetle sürdürülmesi en önemli tedbir olarak gözükmektedir.''
AB
AB konusunun Bakanlar Kurulu'nu değişmez gündem maddesi olduğunu anımsatan Bakan Çiçek, rekabet politikalarıyla ilgili bir kısım tartışmaların bu süreçte yapıldığını, bu faslın açılması gerektiğini belirterek, ancak halen Türkiye'nin yapacağı bir kısım faaliyetler, yatırımların rekabete dayalı güçlü bir ekonomiye kazanabilmek açısından Türkiye'nin önüne çıkarılan bir kısım sıkıntılar bulunduğunu söyledi. Çiçek, bunların aşılması halinde bu faslın da açılabileceğini düşündüklerini belirterek, ''Neticede biz, 'AB hem bizim yararımızadır hem de AB üyesi ülkelerinin yarınadır' diye karşılıklı menfaat ilişkilerini hesaba katarak bu süreci götürüyoruz. İki tarafın da kazanması lazım. Bir tarafın kazanıp, bir tarafın kaybettiği bir süreç, bizim lehimize olmaz. onun için rekabet politikaları Türkiye'nin bir kısım sanayi çabaları açısından ekonomisi daha güçlü hale getirebilmesi bakımından ileri sürelen hususlar var. Onları aşmaya çalışıyoruz'' dedi.
Seçim güvenliği
Bakan Çiçek, toplantıda ayrıca seçim güvenliği konusunu ele aldıklarını bildirdi. Türkiye'de seçim takviminin işlediğini anımsatan Bakan Çiçek, Anayasa'nın 79. maddesine göre seçimlerin yönetimi ve denetiminin yargı yoluyla yapıldığını belirterek, ''Bu sorumluluğun gereği olarak dürüst bir seçimin, güvenli bir seçimin yapılabilmesi için gerekli iş ve işlemlerin yapılması, bununla ilgili itirazların karara bağlanması YSK'nın görevidir'' dedi.
Çiçek, şöyle devam etti: ''YSK, 6'sı Yargıtay'dan, 5'i de Danıştay'dan olmak üzere 7'si asil, 4'ü yedek olmak üzere 11 yüksek yargıç tarafından sürdürülmektedir. Son yaşadığımız sıkıntı sebebiyle zaman zaman bize 'siz de oraya işte niye atadınız, filan gibi' serzenişler oldu. Herkes bilmelidir ki hükümetler ile YSK arasında hiçbir ilişki yoktur. Dolayısıyla seçimin, düzgün düzenli ve güvenli bir seçim olabilmesi noktasında denetimi de yönetimi de YSK'ya yani yargıya aittir. Ancak seçim güvenliğini sağlanması konusunda hükümet olarak biz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Oy kullanımında vatandaşın sandık başına gitmesinde ve 24. defa sandık başına gidecek vatandaşımız, bundan önce alınmış ne tedbir varsa onları güncelleştirerek 12 Haziran'da başarıyla seçimin gerçekleşmesi noktasında İçişleri Bakanlığının yaptığı çalışmalar var. İçiişleri Bakanımız bu konuyla ilgili etraflı bilgi vermiştir. Bakanlar Kurulunda daha çok seçim güvenliği ağırlıklı bir toplantı yapmış olduk.''
"Devlet Bakanlıkları kalkacak"
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çiçek, ''Merkez Bankası Başkan Yardımcılığına yapılacak atama belirlendi mi?'' sorusu üzerine konunun Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın görevi ile ilgili bir konu olduğunu belirtti. Sorunun Babacan'a sorulması gerektiğini ifade eden Çiçek, ''Çünkü biz bu kararnameleri Bakanlar Kuruluna getirip konuşmuyoruz. Onun için Sayın Babacan gerekiyorsa bir açıklama yapar'' dedi.
Devlet Bakanlıklarının kaldırılması ve yeni bakanlıkların oluşturulması konusunda Yetki Kanunu kapsamındaki çalışmaların geldiği aşamanın sorulması üzerine de Çiçek, şunları söyledi:
''Yetki Kanunu ile ilgili olarak o zaman da ifade etmeye çalıştık. Seçimlere gidiyoruz, 12 Haziran'da seçimler yapıldıktan sonra yeni bir hükümet kurulacak. Biz kendi açımızdan 8,5 yıllık tecrübelerimizi de dikkate alarak hükümetin yeniden yapılandırılması ile ilgili yetki kanunu çıkardık. Henüz Sayın Cumhurbaşkanı onaylamadı. Yürürlüğe girdikten sonra... Ama biz bu arada, bu kanunu gönderirken bir çalışma başlatmıştık. Özellikle devlet bakanlıklarının kaldırılması, devlet bakanlıklarının görev alanına giren hususlar ve günün ihtiyaçlarına göre, yeni bakanlık ihdası ile ilgili bu kanun çerçevesinde bir hazırlık yaptık, kendi içimizde seri toplantılarla... Dolayısıyla biz bu çalışmaları mümkünse 12 Haziran'ı takiben yürürlüğe koymak istiyoruz. Daha evvel de olabilir ama esas itibarıyla düşüncemiz seçimler yapılsın, hükümet kurulduğunda bugünkü modele göre, ondan sonra o günkü düşüncemize göre, kurup iki defa iş yapmayalım, zaman kaybetmeyelim. Bunu hesaba katarak bu ikisini denkleştirecek, yeni bir model ortaya çıkaracağız, çalışıyoruz. Ticaret bakanlığı, iç ticaret, Sanayi Bakanlığında, dış ticaret ayrı bir müsteşarlıkta... Türkiye'de ticaret önemli. İhracata dayalı bir büyüme ve ekonomisi büyük ölçüde ihracat üzerine inşa edilen bir ülkede ticaretin tek elde toplanmasını arzu ediyoruz. Türkiye'nin sosyal politikaların bugün değişik kurumlarda, değişik genel müdürlüklerin bünyesinde yaptığı sosyal hizmetler var, politikalar var, uygulamalar var. Bunlara ayrı ayrı değil, tek bir bakanlık çatısı altında sosyal politikalar olarak konuyu gündeme getirmeyi düşünüyoruz. Bu doğru bir iş. Şimdi seçim propagandalarına baktığımızda özellikle ana muhalefet partisi bu konuya vurgu yapıyor. Bunu da ifade ediyor. Bizim yaptıklarımızın herhalde ya farkında değil ya kendisine derli toplu bilgi verilmemiş, bizim yaptıklarımızı 'biz yapacağız' diye anlatıyor. Yeri gelmişken onu da burada ifade etmeye çalışayım. Onun için onlar da benzer bakanlıklar kurulacağını söylüyor. Şehirleşme Bakanlığı falan diye. Bunlar bizim düşüncemiz zaten. Bunların bir kısmını Yetki Kanunu çıkarırken de ifade etmeye çalıştık. Daha verimli, daha etkin bir politika sürdürülebilmesi açısından Bakanlar Kurulunu baştan teşkil edeceğiz. Devlet Bakanlıkları kalkacak.''
"Geriye dönük 29 yetki kanunundaki tecrübelerden istifade ederek..."
Genelkurmay Başkanlığının Milli Savunma Bakanlığına bağlanması yönünde bir çalışma yapıldığının ifade edilmesi üzerine Çiçek, ''Çok teşekkür ediyorum. Bu sorular zaman zaman sorulur. Diyorum ki bu soruları benden evvel Anayasa'ya sorsak daha doğru bir iş yapmış olacağız. Anayasa'nın ilgili maddesine bakarsanız, Genelkurmay Başkanlığının Başbakanlık ile ilişkisini orada görürsünüz. Bir Anayasa hükmünün bir yetki kanunu ile değiştirilemeyeceği çok açıktır. Dolayısıyla bu spekülatif ve biraz da Genelkurmay ile Hükümet arasında bir konu olarak gündeme getiriliyor. Anayasa'ya bir bakmak lazım. Bu doğru değil. Bunu çok net söylerim ama Anayasa benden daha net söylüyor'' dedi.
Çiçek, ''Yetki Kanunu içerisinde TSK Personel Kanunu ile ilgili yetki aldınız. YAŞ öncesi bu konuda bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Yetki kanunlarına bakarsanız, bugüne kadar 36, bununla 37'nci. Bu 37'ncisi. Bunun 29 tanesi esas itibarıyla yetki, 7 tanesi uzatma ile ilgili, bir tanesi de kapsamını değiştiren olmak üzere 36 yetki kanunu çıkarılmış. 29 tanesine bakarsanız, yetki kanunları ile ilgili bir kısım personel hareketlerinin de olabileceğini görüyoruz ki bakanlıklar kurulacak, bir kısım kadrolar ihdas edilecek, bir kısım kadrolar iptal edilecek, belki yeni birleşmeler olacak, ayrılmalar olacak. Bütün bunları, bir düzenleme olmasın diye geriye dönük kanunlara baktığınızda hemen hemen tüm personel kanunları bu yetki kanunlarının içerisinde bulunur. Dolayısıyla bu şablona göre hazırlanmış bir Yetki Kanunu'dur. Ama şunun için, bunun için tarzındaki özel bir düşünce ile onlar oraya konmamıştır. Önemli bir yetki veriyor. Kanunu niye çıkarıyorsak, onu en iyi şekilde yapabilmek içinde mevzuatta açık kalmasın diye geriye dönük 29 yetki kanunundaki tecrübelerden istifade ederek yasayı Meclise sevk ettik. Meseleye böyle bakmak lazım.''
"40 yaşında olan da var. 40 yaşında olup da girenler de var"
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, kamuda görev alacaklar konusunda, yaş sınırıyla ilgili kısıtlamaların kaldırıldığını bildirdi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Cemil Çiçek, ''Sayın Arınç Twitter'dan açıklamıştı. Memuriyetteki yaş sınırını 35'e çıkarttıklarını bildirdi. Siz ise 'kısıtlamaları kaldırıyoruz' dediniz. Bir yaş sınırı olmayacak mı?'' sorusuna, ''40 yaşında olan da var. 40 yaşında olup da girenler de var. Yani bu kısıtlama her bir kurum için farklı. Onun için biz bu kısıtlamaları kaldırıyoruz. Diğer şartlar tutuyorsa girilebilecek'' yanıtını verdi. Çiçek, ''Yaşta bir üst sınır olmayacak mı?'' sorusu üzerine, şöyle konuştu:
''Şu an düşünmüyoruz. Maliye Bakanlığı mesela kendi yönünden 30 yaş sınırını kaldırmış. Son yaptığı alımlarda bu yaşın üstündekileri almıştır. Dolayısıyla bunu kaldırıyoruz. Genelde kaldırıyoruz. İstisnası varsa zaten onu, yaptığımız düzenlemede ortaya koyarız.
Şikayetlerin önemli bir kısmı genel hizmetlere tabi olanlar bakımındandır. Uzmanlık, kariyer gerektiren noktada zaten bu sıkıntı bu boyutta olmuyor. Lise mezunu, bir evrak memurluğuna veya kamu hizmetine '30 yaşından gün almak' tabiri olunca giremiyor. Bunlar büyük ölçüde ortadan kalkmış oluyor''
Seçim güvenliği
Çiçek, ''Seçim güvenliği ile ilgili özel bölgelere ilişkin olarak özel tedbirler söz konusu mu?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Özel bölgeden ne kastediliyor onu bilemem. Sayın Genel Başkanlar başta olmak üzere adaylar propaganda sürecine girdiler. Bunların güvenliğinin sağlanması, bu toplantıların güvenlik içinde yapılmasından tutun, pazar günü sandık sonuçları ilan edilinceye kadar ve hatta ondan sonra alınması gereken bir dizi tedbirler var.
24'üncü defa sandık başına, genel seçim için gidiyoruz. Ara seçimler, referandum, mahalli idare seçimlerine baktığımızda zaten güvenlik güçlerimizin elinde geçmiş uygulamalardan ortaya çıkan bir seri tedbir var. onu güncelleştirmiş oluyorlar. Belli yerlerin belli özellikleri varsa kendiliğinden zaten bazı ilave tedbirlerin alınması gerekir.''
WikiLeaks'teki iddialar
Cemil Çiçek, ''Bugün bir gazetede hakkınızda bir haber vardı. ABD'li diplomatlara göre, siz 'AK Parti içinde 30 milletvekili ile beraber bir fraksiyon kurmuşsunuz ve Başbakan Erdoğan'ı orduya karşı daha sert adımlar atmaya zorluyorsunuz' şeklinde bir itham var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine şunları söyledi:
''Siz inanıyor musunuz buna? Ben bu belgelerle ilgili daha önce bir açıklama yapmıştım gündeme geldiği ilk günlerde. Bunlar büyük ölçüde bilgiden daha çok, kulis haberlere, yorumlara, resepsiyonlardaki dedikodulara veya bir yerden bir yerlere bilgi taşıyanların veya bu yerlerle ilişki kurarak kendince bir şey yapmaya çalışanların.....
Bundan sonra da kim nasıl değerlendirecekse ona göre değerlendirsin. Bazılarına bakarsanız ben çok uzlaşmacı adamım. Hep uzlaşırım. Hiç kavgadan yana olmam. Hiç bu türlü tartışmaların bir tarafında olmam. Herkesin 'böyle yapılmalıdır, şöyle yapılmalıdır' dediği dönemde bir uzlaşmayı temsil ederiz. Bazılarına bakarsanız mesela bununla ilgili geçtiğimiz günlerde bir yazı çıktı, 'Sayın Başbakan şöyle yapacaktı da biz bilmem şöyle yapıyoruz, böyle yapıyoruz...' Orada uzlaşmacı. Şimdi bu belgelere bakarsanız biz kavgadan yana, kavgayı körükleyen, vesaire... Şimdi bu soruyu ne zaman soruyorsunuz? Bugün 26 Nisan. Yarın 27 Nisan. Eğer Cemil Çiçek'i birileri değerlendirecekse 27 Nisan tarihine iyi bir baksın. Bir atasözü var da... Ne kadar söylesem doğrudur, 'tezekten terazi olursa dirhem neden olur?'. Herkes de ona iyi bir baksın.''
YGS
Cemil Çiçek, ''YGS ile ilgili bir çok iddia var. Savcılık tarafından soruşturuluyor ama bu sırada bir de ALES'te bir skandal diyoruz biz ona, bir olay yaşandı. İzmir'de bazı sorunlar yaşandı. Bu sorunları değerlendirdiniz mi? YGS'den sonra sorulduğunda siz 'Cumhurbaşkanı tatmin olduysa Hükümet de tatmin olmuştur' demiştiniz. Ancak Cumhurbaşkanı Gül, dün çok üzüldüğünü söyledi bu olayda. Siz de üzüldünüz mü?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda ilk önce açıklama yaptı. Bunu da kendiliğinden yapmadı. Bilgi aldıktan sonra yaptı. Konu Bakanlar Kurulunun gündemine geldi. Biz burada değerlendirdik. Bize verilen bilgiler, o açıklamanın yapılmasını zaruri kılıyordu. Şimdi ondan sonra konu yargıya intikal etti. Soruşturmayı yürüten Sayın Savcı, geçtiğimiz günlerde konunun önemi, hassasiyeti, aciliyeti dikkate alınarak ikinci sınavdan önce bu işin sonuçlandırılacağını ifade etti. Dolayısıyla ümit ediyorum ki kısa bir süre içerisinde bu soruşturma neticelenir. O takdirde işin boyutları nedir, hakikaten bir kopya var mı, bundan haksız yere menfaat temin eden var mı, bu iş organize midir, münferit bir hata mıdır? Bu ve benzeri tüm soruların cevabını yargı ümit ederim ki çok kısa süre içerisinde verir ve biz de ne karar çıkacaksa ona göre bu değerlendirmelerimizi yaparız.
Biz ve ben şahsen o değerlendirmeleri yaparken bize verilen bilgi çerçevesinde yapıyoruz. Yoksa durup dururken şahsi bir kanaat dile getirmiş değiliz. O gün yapılan açıklamalar, bize verilen bilgiler o türlü bir açıklama yapmamızı zorunlu kılıyor idi. O gün itibarıyla ben tatmin oldum. Bugün itibarıyla diyorsanız onu birkaç gün sonra ümit ederiz ki savcılık soruşturması sonucunda tekrar sorarsınız cevaplarız.''
YGS soruşturması
Çiçek, ''Şöyle bir algı da var kamuoyunda, 'ÖSYM Başkanı'nın sehven şifreleme yapıldı' açıklamasının ardından hükümet de yanlış bilgilendirildi şeklinde yorumlar yapılıyor. Söylediklerinizden bu yoruma katıldığınızı anlıyorum. Doğru mudur, katılıyor musunuz?'' sorusu üzerine şunları kaydetti:
''Hayır. Benim sözümün üzerinden tekrar yorum, yorumun üzerinden yorum falan olunca o zaman işin içinden çıkılmaz. Benim söylediğim gayet açık. Bu söylenen hususların hepsi yargıya intikal etti. O gün olayın aslı nedir, ne değildir diye bize bilgi verildi. O bölüm çerçevesinde, biz yapılan açıklamalara katılmadık. Sınavın usulüne uygun yapıldığı sonucuna vardık. Kanaati de açıkladık burada. Bununla ilgili doğal olarak değişik başvurular oldu. Basında bir kısım yazılar oldu. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Savcılığı bir soruşturma başlattı. Bu soruşturmayı savcı yönetiyor. Ancak bu işin içeriğinde ne var ne yok, bu sistem nasıl bir sistem, haksız bir menfaat elde edildi mi, birilerine haksızlık yapıldı mı veya hak etmediği halde belli imkanları elde edildi mi? Bunlarla ilgili de bu işleri bilen bilirkişiler de herhalde çok kapsamlı bir inceleme yaptırıyordur. Bunu da kısa süre içerisinde açıkladığını ilan etti kendisi. İşi fazla da uzatmadan kısa süre içerisinde bir sonuca bağlarlar diye düşünüyorum. Ondan sonra değerlendirmeleri yaparsak doğru olur diye düşünüyorum''
"Ali Demir istifa etmeli mi?"
''Bazı basın yayın organlarında ÖSYM'nin içinde hükümete karşı bir komplo kurulduğu yönünde iddialar var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ali Demir sizce istifa etmeli mi?'' sorusuna Çiçek, ''Bu soruların muhatabı olmam. İstifayı ben yapacak değilim ki. Ben olsam bana sorarsınız ben kararımı söylerim. Başkasının hesabına ben bir şey söylemem. İlgili makamların kendisinin değerlendirmesi gerekir'' yanıtını verdi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!