'İktidar bir korku toplumu yaratıyor'

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay, yazılı açıklamasında, iktidarın adeta bir korku toplumu yarattığını iddia etti. Üniversitelerin suskun, iş dünyasının ''bertaraf'' olmamak için köşesine çekildiğini öne süren Okay, şöyle devam etti: ''Büyük bir bölümüyle yazılı ve görsel yayın organları, Başbakan'ın, bakanların, hükümet yanlısı bazı kişi ve kuruluşların görüşlerini yayınlayan özel bültenlere dönüştü. Birçok televizyonda Başbakan'a ve bakanlara ayrılan yayın süresi muhalefet partilerine ayrılan süreleri kat be kat aşarak, kıyas kabul etmez bir noktaya ulaştı. Bazı mitingler ekranlara bile getirilmedi çünkü, ekranları AKP kapattı. AKP mitinglerine saatler ayrılırken, muhalefet mitinglerine dakika hesabı yapılırken, muhalefet partilerinin hükümete, AKP'nin anayasasına yönelik eleştirileri de kamuoyundan gizlendi. Bu konuda yasal sorumluluğu olan RTÜK, her an elinin altında bulunan değerlendirme raporlarına rağmen bu eşitsiz, adaletsiz ve yanlı uygulama konusunda gereğini yapmadı. RTÜK'ün görmedim, duymadım, bilmiyorum tavrını Yüksek Seçim Kurulu da paylaşıyor olacak ki, medyanın referandum kampanyasını AKP lehine yönlendirmesine göz yumdu. AKP iktidarı tarafından basın üzerinde yaratılan bu baskı ve baskıdan kaynaklanan tek yanlı yayıncılık anlayışı, Recep Tayyip Erdoğan iktidarının sivil dikta uygulamasının da çok somut bir örneğidir.''

''Toplumu doğru bilgilendirmesi, gerçekçi yönlendirmesi gerekenler, ürkerek, korkarak, çanak sorularla tek yanlı propagandanın malzemesi oluyorsa akıllara, 'özgür yayıncılık yerini, AKP'nin trilyonlarla ifade edilen reklam, tanıtım ve ilan harcamalarından pay kapma yarışına mı terk etti' sorusunun ötesinde, başka menfaat mi, yoksa baskıdan kaynaklanan korku mu sorusunu akıllara getirmektedir'' diyen Okay, bu durumun hem medyanın geleceği hem de halkın özgürce tercihi açısından çok ama çok sakıncalı olduğunu ileri sürdü.

Okay, ''Bu yayıncılık anlayışıyla çağdaş demokrasiye de, özgür basına da ulaşmak mümkün değildir. Özgür basın için de, demokrasi ve özgürlük mücadelesi için de yürek ve cesarete ihtiyaç olmamalı. Hiç kuşku yok ki, bazı medyanın, demokrasi, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı, çoğulculuk ve çok seslilik anlayışıyla bağdaşmayan bu tavrı hem basın tarihine not olarak düşecek hem de 13 Eylül sabahı bu yayıncılık anlayışını sürdürenler mahcup olacaklardır. Halkımız her şeyi görüyor, görmek istemeyenleri de tespit ediyor. Bizlere düşen görev de halkımızın tespitini teşhir etmek ve gerçekleri kamuoyu ile paylaşmaktır'' ifadelerini kullandı.