'İl isimlerinin değiştirilmesini hiç onaylamıyorum'

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Tunceli'ye ''Dersim'' adının verilmesi talepleriyle ilgili, ''İl isimlerinin değiştirilmesini hiç onaylamıyorum'' dedi.

'İl isimlerinin değiştirilmesini hiç onaylamıyorum'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.11.2009 - 09:16

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Moskova'da başlayan ''Birinci Global Yol Güvenliği Bakanlar Konferansı''na katıldıktan sonra Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı'nın rezidansında Moskova'daki Türk medya temsilcilerinin kürt açılımıyla ilgili sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Tunceli'nin adının ''Dersim'' olarak değiştirilmesi yönündeki talepleri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, ''Yer ismi değiştirilmesi ilçe ve vilayetlerde Meclis kararıyla, kanunla olur. Ben doğrusu il ismi değiştirilmesini hiç onaylamıyorum'' diye konuştu.

Atalay, bazı köy isimlerinin değiştirildiğini ve bazı ilçelerin de adının değiştirilmesine rağmen yeni isminin hiç kullanılmadığını belirterek, ''Eski ismi kullanılıyor. O manada değerlendirilebilir ama illerin isminin değiştirilmesi gibi şeyler tabii ki değerlendirilemez. Mevzuat olarak da bazen yanlış şeyler oluyor. Bizim mevzuatta köy isimlerinin değiştirilmesi İçişleri Bakanı'nın kararıyla olabiliyor ama ondan önce yapılması gerekenler var'' dedi.

Köy isimlerinin değiştirilebilmesi için öncelikle köyde referandum yapılması gerektiğini ve nüfusun çoğunluğunun değişikliği istemesi halinde bu konunun ilçeye geldiğini ifade eden Atalay, ''Bu illa farklı dil lehçe olarak değil, Türkçeden Türkçeye de değiştirenler oluyor. Bunlar ilçeye gelir, ardından ile gelir. İlde bir kurul vardır değerlendiren. Sonra vali İçişleri Bakanı'na yazar bütün o alt değerlendirmeleri. Köy isminin değiştirilmesi öyle olur'' dedi. Atalay, ilçe ve il isimlerinin değiştirilmesinin de ancak TBMM tarafından onaylanan yasa ile mümkün olabildiğini kaydederek, ''Süreç o. Ben Türkiye'de isimlerin değiştirileceği üzerinde hiç durmuyorum. Öyle şeyin olacağını da zannetmiyorum'' ifadesini kullandı.
 

TİB'deki dinlemeler

Bir gazetecinin, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndaki dinlemelerle ilgili sorusu üzerine Atalay, ''Bu konuda Adalet Bakanımızın çok uzun açıklamaları var. Son Bakanlar Kurulunda görüşüldü, eğer hukuk dışı böyle bir şey varsa cezaları ağırlaştıralım ve bu konuyu daha da sıkı tutalım diye'' dedi. Bu konunun aslında daha önce TBMM'de de görüşülüp değerlendirildiğini kaydeden Atalay, konunun tekrar TBMM'ye gideceğini, konunun bütün boyutlarıyla değerlendirileceğini ve eğer boşluklar varsa bunların da düzeltileceğini söyledi.

Atalay, bunun, üzerinde hassasiyetle durulacak bir konu olduğunu belirterek, ''Bu, her şeyden önce insan hakları konusu. Yani insanın özeline müdahale etmedir. O konunun yasal olmayan boyutları üzerinde tedbirler elbette alınmalı ama bu işin yasal boyutu Türkiye'de düzenlenmiş. Yargı kararı olmadan böyle bir şey yapılamaz'' diye konuştu.
 

FBI Başkanı Mueller'ın Ankara temasları

Bakan Atalay, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu Başkanı Robert Mueller'ın Ankara temaslarıyla ilgili bir soru üzerine de ''Bu konuda sanıldığı gibi, önceden gündemle gelinmiş değil. Benimle de randevusu vardı ama ben buraya geldiğim için görüşmedim. Emniyet Genel Müdürüme havale ettim. Emniyet Genel Müdürümüz kendileriyle görüştü. Telefonla ana başlıklarıyla ifade etti. Öyle sanıldığı gibi konular değil. Gidince daha geniş bilgi alacağım'' dedi.
 

'Demokratik açılım sürecinin gelişiminden çok memnunum'

Türkiye'deki demokratik sürecin gelişiminden memnun olup olmadığı yolundaki bir soru üzerine de Atalay, ''Çok memnunum. Her şey gayet iyi gidiyor. Türkiye kendi sorunlarını konuşuyor, tartışıyor. Türkiye bunları rahat konuştukça kendisi rahatlıyor'' yanıtını verdi.
''Bu verimli ortamın, herkesin güzelce değerlendirmeler yaptığı, yılların birikmiş sorunlarını Türkiye'nin kendi içinde konuşması, değerlendirmesi, analiz etmesi ve paylaşması son derece önemlidir'' diyen Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Donup kalmış konular, hiç konuşulamaz ama içten içe büyür. Bu konu öyle bir şeydi. Bakın ben bunu çok açık söylüyorum. 10-15 sene bu konulara eğer ciddi eğilinmiş olsaydı, çözümü daha kolay olurdu. Bu 10-15 yıllık gecikme, hele 20-25 yılı bulması işi zorlaştırmış. Şimdi daha zor ama bunun bir şekilde çözülmesi, bitirilmesi gerekiyor. Türkiye'nin geleceği için, insanımızın huzuru ve refahı için, kardeşliği için, bütünlüğümüz için onu yapmaya çalışıyoruz. İnanın bu fırsat da kaçırılırsa gelecekte daha da zorlaşır. Burada ön yargılardan biraz sıyrılarak, mümkün olduğunca kardeşlik, şefkat dilini yaygınlaştırarak, inşallah toplulumuzda birilerinin ayırma ve bölme çabalarını bitirmiş oluruz. Tekrar rahatlarız, bütünlüğümüzü sağlarız. Bunu diliyoruz. Ben bu gidişattan memnunum. Şu açıdan zor. Hani bunların belki farklı toplum kesimlerinde farklı algılanması olabilir. Muhalefetin farklı bakışları gibi. Bunlar da normal yani. böyle büyük bir meselede farklı değerlendirmelerin olması da normal. Bunlar hiç bir ülkede sorunsuz çözülmemiş. Bizde de belki bugünkü gibi sert değerlendirmeleri beklemek lazım ve normal karşılamak lazım. Gene de iyi gidiyor şu anda.''

'Muhalefet, düş kırıklığı'

''MHP'nin demokratik açılım konusundaki tavrının önceden belli olduğu ancak CHP'nin tavrı konusunda hayal kırıklığına uğrayıp uğramadıkları'' sorusuna Atalay, ''Düş kırıklığına aslında hepsiyle ilgili uğruyoruz. Birisi istisna değil'' karşılığını verdi. Atalay, düş kırıklığından, insanların konuşmasını ve eleştirmesini kast etmediğini belirterek, ''Ama bir yapıcı üslupla, paylaşarak, hepimiz yanlışları bertaraf ederek, doğrular üzerinde daha geniş mutabakat sağlayarak, sorunun çözümü önemli. Burada maalesef o sağlanmıyor'' değerlendirmesinde bulundu.

CHP Lideri Deniz Baykal'ın TBMM'deki konuşmasında ''bir anlamda'' kendilerinin bunu 20 yıl önce düşündüğünü ve yazdığını söylediğini belirten Atalay, ''Kendisi bunları ifade etti. Bizim o açıkladığımızdan çok daha ileri ifadeler var. Mesela şimdi şeye takılmışlar, seçmeli ders. Orada benim kullandığım bir ifadedir. Üniversitelerde toplumumuzda kullanılan farklı dil ve lehçelerde üniversitelerimizin akademik çalışma yapması, araştırma merkezi kurması, enstitü kurması ve seçmeli ders olması gibi bir ifadem var benim'' diye konuştu.

Özel vakıf üniversitelerinde seçmeli dersin bulunmasından dolası bunları kendisinin de bunları söylediğini ifade eden Atalay, ''Ama CHP'nin daha ileri teklifi var. Bakın o 1989 raporunda da özel eğitim kurumlarının, yani 'kamu, devlet içinde olmasın ama bu dillerde ve lehçelerde özel eğitim kurumu kurulabilir' anlamında şeyler. Dolayısıyla insan bu çelişkilere üzülüyor. Yani şimdi bizim bu açıkladığımız şeylerin neresinde bölücülük var?'' ifadesini kullandı.

'Fitneleri kaldırmak istiyoruz'

Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Birileri Türkiye'yi bölmeye çalışmış. Birileri olmadık fitneleri icat etmiş ve bu toplumu huzursuz etmiş, Türk toplumunu kısım kısım uğraştırmak için. Biz onu tamir etmeye uğraşıyoruz. O fitneleri kaldırmak istiyoruz. Yani toplumumuzda tekrar kardeşlik güçlensin istiyoruz. Ben biraz da şuna üzülüyorum. Kızma yok buna emin olan ama Türkiye adına üzülüyorum. Bir ana muhalefet partisi liderinin o gün düştüğü durum, böyle bir şey olamaz. Böyle bir ana muhalefet liderine layık değil Türkiye.''
 

'Suriye ve İran iş birliği yapacak'

Atalay, bir başka soru üzerine, terör örgütü içinde Suriye kökenliler de bulunduğunu belirterek, ''Kandil'de, dağda teröristlerin içinde. Bizim talebimiz Suriye'nin onları alması. Suriye onları alacak. Suriye İçişleri Bakanı ile de uzun uzun görüştük, konuştuk. Hem İran hem Suriye ile o konuları uzun uzun görüştük. İran tabii her konuda o bölgede iş birliğine hazır'' dedi.
 

'İnşallah Kuzey Irak'tan Türkiye'ye terör bitecek'

Yurt içinde demokratik açılımla ilgili standartları genişletme, yurttaşların daha rahat, daha özgürce yaşamasını sağlayıcı tedbirler alırken, yurt dışında da gerek Avrupa'da gerek Orta Doğu ve komşu ülkelerde bu konuda çok titiz çalışmalar yaptıklarını söyleyen Atalay, şunları kaydetti: ''Dışişleri Bakanımız gitti. Tabiİ Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız görüşmelerde... Biz Dışişleri Bakanımız'la tarayarak, hem AB ile hem Orta Doğu'daki komşularımızla, yani teröre karşı iş birliğinde şu anda daha iyi durumdayız. Terör örgütüne destek ciddi şekilde azalmıştır, izolasyon ciddi şekilde artmıştır. Bizim bu manada bildiğimiz epey veriler var. Dolayısıyla biz şuna inanıyoruz: İnşallah Kuzey Irak'tan Türkiye'ye terör bitecek, o konuda çok kararlıyız.''
 

'81 ilde vatandaşa gittik'

Atalay, demokratik açılım sürecini TBMM'nin yanı sıra Türkiye'nin 81 ilinde de yurttaşa giderek anlattıklarını anımsatarak, ''Biz cumartesi ve pazar Türkiye'nin her yerindeydik. Bakanlar, parti yöneticilerimiz Türkiye'nin 81 iline dağıldık. Mesela ben cumartesi günü Adana'daydım. Hem kendi parti teşkilatlarımıza hem çevrede hem sivil toplum kuruluşları temsilcileri, hem de Adana basınıyla görüşmeler yaptık. Her arkadaşımız gittiği yerde bunu yaptı ve bu devam edecek'' diye konuştu. Bakan Atalay, halktan aldıkları tepkilerin de olumlu olduğunu belirterek, ''Bazı yerlerde biraz daha muhalefet partilerinin verdiği yanlış bilgileri de düzeltmiş oluyoruz. Çok endişemiz yok o konuda, ben iyi görüyorum'' ifadesini kullandı. Atalay ve beraberindeki heyet, bugün Türkiye'ye dönecek.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler