İlhamını ‘Anayurt’tan alan ressam
Şeyma Barut, eserine Yusuf Atılgan’ın Ömer Kavur tarafından sinemaya da uyarlanan “Anayurt Oteli” romanının ilham verdiğini aktardı. Barut, gelecekte de “insan”a dair, ama yaşadığı topluma yabancı olmayan, sözü olan, sorgulayan işler yapmak istiyor.
Destekçileri arasında Cumhuriyet’in de bulunduğu geleneksel Nuri İyem Resim Ödülü, geçtiğimiz günlerde dokuzuncu kez sahibini buldu. Artan bir katılım ile, 23 kentteki 22 eğitim kurumundan, 185 sanatçının toplam 226 adet yapıtla katıldığı yarışmada birinciliği, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü’nden, Nedret Sekban Atölyesi öğrencisi, 1987 doğumlu genç ressam Şeyma Barut kazandı.
Diğer yandan, Resul Aytemur, Cansen Ercan, Memet Güreli, Prof. Kemal İskender, Ümit İyem, Prof. Dr. Erhan Karaesmen, Temür Köran, Prof. Mehmet Mahir ve İrfan Önürmen’in seçici kurulunda yer aldıkları yarışma dolayısıyla, bu etkinliğin de öncüsü olan Evin Sanat Galerisi’nce düzenlenen sergideki sanatçılardan Türkmen Alkan, Tarık Töre Elgay, Mustafa Karasu ve bilhassa Derya Samur gibi genç fırçaların yapıtları, gelecekte sürekli karşımıza çıkacakları ihtimaline karşı “bir yerlere not edilecek” kadar heyecan ve umut vaat edici idi.
Barut’un birinci gelen ve edebi ve sinemasal bir duygu taşıyan feminist içerikli “isimsiz” yağlıboya tuvalinde, genç bir kadının, mor bir paletin hâkim olduğu bir odada, yatak ve sandalye arasında boylu boyunca uzandığı seçiliyordu.
Etkinlik nedeniyle buluştuğumuz Barut, yapıtındaki renk, kompozisyon ve açı seçiminin, eseri izleyenlerin algı ve yorumuyla doğru orantılı olarak derinleşip zenginleşeceğini savlayarak, “Bu resmi yaparken, izlediğim bir filmin ve okuduğum bir kitabın etkisinde kaldım, ama aynı zamanda da ülke gündemini göz önünde tuttum diyebilirim. Yapıtıma Yusuf Atılgan’ın ‘Anayurt Oteli’ kitabı ilham verdi. Oradaki karakter her ne kadar erkek olsa da, ben kitabın içeriğini böyle yorumladım. Zaten yapıtınızı farklı insanların izliyor olması ve çok başka bir şeyler görüyor olması, harika bir şey. O zamanki ruh halim, böyle bir resim çıkardı ortaya,” şeklinde konuştu.
Sanat kariyerine keskin kırmızı çizgiler çekip, kendini sınırlandırmak istemediğini, her an bambaşka şeylerden etkilenebildiğini anlatan Barut, 2005’te yitirdiğimiz figür ustası Nuri İyem adına verilmiş böyle bir ödülü almış olmanın kendisi için büyük bir prestij kaynağı olduğunu, İyem gibi figüratif çalışmaya devam edeceğini aktardı.
Ödülle birlikte gelen maddi armağan ile sanat araştırmaları, üretimi ve gezilerini sürdürmek istediğini belirten genç ressam, günümüzde sanat yapmanın ekonomik olarak da güç olduğuna işaret etti. Şeyma Barut’a göre bugün, Türkiye’deki galericilik sisteminde de, sanatçı örgütlenmesinde de sorun yok değil. Yine, sanat ortamında bir nevi kamplaşma yaşandığını düşünen ressam, özellikle kendi okulunun gelenekçi olduğunu düşündüğünü söyledi.
Barut’un geleceğe dair “mesleki” beklentisi ise kısa ama anlamlıydı: “..İnsana dair ama yaşadığım topluma yabancı olmayan, sözü olan, sorgulayan işler yapmak istiyorum.”
Bilgi: www.evin-art.com
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı