İngiltere'den katı önlem
Terörle uzun süredir mücadele eden İngiltere, El Kaide saldırılarının ardından daha katı önlemleri gündeme getirdi. Gözaltı süresi uzatılırken, terör şüphelilerinin belli yerlere girişi yasaklandı.
TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası
Terörün gündemden düşmediği ülkelerden İngiltere’nin eski Başbakanı Tony Blair’in özel bir davetle Türkiye’de bulunduğu dönemde Türkiye, terör saldırılarına kilitlenmişti. İngiltere, Blair döneminde IRA terörünün yanı sıra, El Kaide saldırılarına maruz kalmıştı. Başka bir deyişle Blair, İngiltere’nin terör nedeniyle oldukça büyük sıkıntılar yaşadığı dönemde iktidardaydı. Bu nedenle Blair, Türkiye’deki saldırılardan büyük üzüntü duyduğunu belirtmiş ve katı tedbirler alınması ihtiyacını anladığını belirterek her insan ve ülkenin terörizm barbarlığına karşı durması ve birlikte mücadele edilmesi gerektiğini söylemişti.
Uzun yıllar IRA ile mücadele etmiş bir devlet olan İngiltere, teröre yabancı değil. Fakat bugün karşı karşıya olduğu tehdit, İngiliz Hükümeti tarafından 2006’da hazırlanan Terörle Mücadele Stratejisi’nde belirtildiği üzere, geçmişten farklı bazı özelliklere sahip. Artık terörizm tehdidinin uluslararası boyutlara ulaştığı görülüyor. Teröristler, özellikle seyahat, bilgi edinme, paranın serbest dolaşımı gibi modern hayatın olanak ve özgürlüklerini kullanıyorlar. Terörizmin bulunduğumuz yüzyıla ait bu niteliği, ülkeleri terörle daha etkili mücadele edebilmek için yeni düzenlemeler yapmaya sevk etti.
İngiliz ekolü
Bu çerçevede İngiltere, 2000 yılında Terörizm Yasasını çıkarttı. Uluslararası terörizmden kaynaklanan, değişen tehdit algılamalarına bir cevap olarak ortaya çıkan yasada alınan bazı önlemler; uluslararası terörist grupların yasadışı ilan edilmesi, kolluk kuvvetlerinin güçlendirilmesi, tutuklama hakkı veren yeni cezaların yürürlüğe girmesi şeklindeydi. Daha sonra polisin araştırma, soruşturma yetkisini genişletmek amacıyla 2001 yılında ‘Terörle Mücadele, Suç ve Güvenlik Yasası’ çıkarıldı. Aynı yıl, terörü dünya gündemine oturtan ve uluslararası ilişkilerin önemli bir enstrümanı haline getiren ‘11 Eylül’ saldırısı gerçekleşti. 11 Eylül’den sonra uluslararası terörizmin ABD gibi büyük devletler için bile büyük bir tehdit oluşturduğu görüldü. Sonrasında diğer Batılı ülkelerde olduğu gibi İngiltere’de de El-Kaide terörüne ve radikal İslam’a karşı birtakım tedbirler alınmaya başlandı. 2001’de çıkarılan yasa, terörizmle suçlanan ve sınırdışı edilemeyen yabancıların yargılama olmaksızın göz altında tutulmasına imkan sağlamaktaydı. Temyiz Mahkemesi de, bu kanun gereğince şüpheli yabancı teröristlerin yargılama olmaksızın süresiz gözaltında tutulmasını 2002’deki kararıyla uygun buldu. Alınan tüm önlemler, 2005 Temmuz’unda Londra’da gerçekleştirilen terör saldırılarına engel olamadı. Bu saldırılardan sonra, İngiltere için tehdit büyüyerek karakter değiştirdi. Kendi evinde vatandaşları tarafından vurulan İngiltere, terörle mücadele çalışmalarını hızlandırdı. Dönemin Başbakanı Tony Blair’in “oyunun kuralları değişti” açıklamasıyla terörle mücadele yeni bir boyut kazandı. Saldırıların kamuoyunda oluşturduğu tedirginlik ve şoku arkasına alan Blair, insan haklarını kısıtla-yacak düzenlemelere gidilebileceğini söyledi. 2005 Kasım’ında polisin, istihbarat servislerinin ve mahkemelerin terörizmle etkili şekilde mücadele etmelerini garanti altına almak üzere hazırlanan kapsamlı önlem paketi; ‘2006 Terörizm Yasası’ Parlamento’da kabul edilerek yürürlüğe girdi. Bu yasayla, İngiltere’de ilk kez terör faaliyetleri için eğitim almak, bir terör saldırısı planlamak ve teröre yönelik bildirileri dağıtmak suç kapsamına alındı. Polisin şüphelileri gözaltında tutma yetkisi 14 günden 28 güne çıkarıldı. Ayrıca, “milli güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu düzeni ve toplum barışının teröre karşı korunması” için terör şüphelilerine belirli yerlere giriş-çıkış sınırlamaları, geçici seyahat yasakları getirildi. Terör suçları işleyen kişi ve grupların faaliyetleri yasaklanabilecek, pasaport, ehliyet ve her tür ruhsatlarına el konulabilecek, bu kişilerden fotoğraf, parmak izi ve DNA örneği alınabilecekti. Yasal düzenlemenin sınırlarının çok geniş tutulduğunu düşünen bazı Lordlar Kamarası üyeleri ve çeşitli insan hakları örgütleri, bu duruma karşı çıktı ve yasanın ifade özgürlüğünü zedeleyeceği görüşünü bildirdiler. Yasa beş defa parlamentoya geri gönderilmesine rağmen kabul edildi.
11 Eylül saldırılarının üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen, İngiltere, güvenlik önlemlerini sıkılaştırmaya devam ediyor. Örneğin Haziran 2008’de gözaltı süresi 28 günden 42 güne çıkarıldı. Özgürlükleri kısıtladığı için eleştirilen bu yasalar en temel özgürlük ve hak olan yaşam hakkını korumak için çıkarılıyor. Türkiye’de de çok tartışılan Terörle Mücadele Yasası ve kısıtlanan özgürlükler meselesi doğrudan yaşam hakkının korunmasıyla ilgilidir. Tabi ki güvenlik önlemleri adı altında bir paranoya dünyası yaratmak kabul edilemez. Türkiye’nin de yapması gereken kontrollü bir şekilde, aşırıya kaçmadan ama terörle mücadelede de zafiyet yaratmayacak önlemleri almak ve uygulamaktır.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt