İnkar edilen konuşmanın ses kaydı (06.10.2015)
Silvan Kaymakamı ile Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi arasında geçen ancak daha sonra inkar edilen konuşmanın tam ses kaydı ortaya çıktı.
<video:382731>
Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde sokağa çıkma yasağı devam ederken, Silvan Kaymakamı Murat Kütük ile Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi arasında geçen konuşmanın ses kaydı yayınlandı. Evrensel'den Cumhur Daş ve Fırat Topal imzasıyla yayınlanan habere göre iki isim arasındaki görüşme şöyle:
Kaymakam: Şu anda da az evvel haber aldım, öğlen civarında ekmek kalmamıştı. 4 bin 500 tane
Tahir Elçi: Ama yetmeyebilir
Kaymakam: Yetmeyebilir yani tabii ki. Resmiyette 45 bin civarında nüfusumuz var ama bu olaylardan dolayı büyük oranda bir azalma oldu. Yasak bitince muhtemelen ilk gidilecek yer fırınlar olacak, biz hazırlığınızı yapın dedik yani.
Tahir Elçi: Yasak bugün kesin bitiyor mu, yoksa?
Kaymakam: Bugün inşallah bitiyor.
Tahir Elçi: Kesin mi?
Kaymakam: Yani kesin diyelim ya ama yüzde yüz şu anda...
Tahir Elçi: peki efendim kaç yani ölü, ölen var mı vatandaş, güvenlik görevlisi?
Kaymakam: Efendim şimdi bizim tespitimiz, şu anda zaten bir cenazemiz var onu da defnedeceğiz.
Tahir Elçi: Ne, kimdir, güvenlik görevlisi mi?
Kaymakam: Şey yok yok, bir YDGH unsuru olayların ilk gününde...
Tahir Elçi: Çatışmada mı öldü?
Kaymakam: Olayların ilk gününde çatışmada ölmüştü o...
Tahir Elçi: Adı ne efendim, kaç yaşında?
Başka bir ses: Vedat, 16
Kaymakam: Vedat, hı hı 16 yaşında
Tahir Elçi: Vedat, soyadı ne?
Kaymakam: Vedat Akcanım
Tahir Elçi: Hakcanım?
Kaymakam: Akcanım.
Tahir Elçi: Akcanım. 16 yaşında
Kaymakam: Şimdi onun defni işte bir iki gündür...
Tahir Elçi: Çatışmada mı ölmüştü?
Ses 1: Burada güvenlik görevlilerine müdahale ederken.
Kaymakam: Tabi tabi
Ses 2: Defni kesin sağlanacak mı?
Kaymakam: Sağlanacak sağlanacak o konuda sıkıntı yok. O konuda da yani gecikmesi konusunda da üzgünüm yani. Hakikaten yani cenaze defnedilmeden insanın acısı hafiflemeye başalmıyor. O yönüyle...
Tahir Elçi: Peki 4 günde 1 ölü mü var efendim?
Kaymakam: Yok yok yani bizim tahmin ettiğimiz 20’nin üzerinde ölü var. Ama tabi malum...
Tahir Elçi: Örgüt üyesi?
Kaymakam: Örgüt üyesi, kaçırılıyor...
Tahir Elçi: Elde ceset yok ama?
Kaymakam: Elde yok.
Tahir Elçi: Ama tahmininiz 20’ye yakın olduğu?
Kaymakam: Tahminimiz 20’ye yakın
Ses 2: Ulaşılan ceset sayısı sadece Vedat’ın mı?
Kaymakam: Bir tek bu, bir tek o...
Ses 2: Deniz isimli bir kız çocuğundan bahsediliyor basında? 7 yaşında olayın ilk günü, Vedat ile aynı gün ölen. Böyle bir bilgi var mı sizde?
Kaymakam: Yok, öyle bir şey yok, öyle bir şey ne savcılığımıza ne emniyetimize ne...
Tahir Elçi: Peki güvenlik görevlilerinizden ölen, yaralanan?
Kaymakam: Yok
Tahir Elçi: Ölen yaralanan yok?
Kaymakam: Yok. Yaralanan yani...
Tahir Elçi: Tamam. Peki vatandaştan yaralı olan var mı?
Kaymakam: Şimdi vatandaş tabii ki şu var başkanım şunu söyleyeyim mesela şu var mesela ben Facebook’ta Twitter’da 70 yaşında bir bayandan bahsediliyordu. Ben onu emniyette sordum arkadaşlara, az sonra da gideriz eğere şey yaparsanız, orada iki tane roketli, iki tane kalaşnikoflu şahıs vuruldu. Ama bu teyzemiz gidip çekmeye oradaki silahı kaçırmaya... Malum yani 20’ye yakın bir ölüden bahsediyoruz.
Tahir Elçi: Yaralanmış mı kadın?
Kaymakam: Kadın yaralandı. Bacağından yaralandı.
Tahir Elçi: Adı ne efendim?
Kaymakam: İsmini bilmiyorum ben şeyde zaten ilk günü milletvekillerimiz, belediye başkanımız yaralı olduğunu söylediler biz o noktada iki tane yaralı çıkardık. Ambulanslara getirdik
Ses 3: Diyarbakır’a giden yaralılar ilk gün. Valiliğe vermişti o bilgiyi.
Tahir Elçi: Peki o trafoların patlaması? Nasıl olmuş ki o trafolar? İki tane trafo dediler patlamış. Çatışma ateşi tarafından mı?
Ses 2: Yani şimdi, çatışma sırasında işin şeyi şehir dışında patlayan trafolar da var. Yani onlar nasıl patladılar? O ilk günü gece şiddetli bir yağmur oldu. Çok şiddetli yıldırım atmaları falan oldu şehir dışındakiler acaba ondan mı patladı diyorum hadi buradakileri anladık buradakiler böyle ama oradakiler?
Kaymakam: Yani çatışmalar sırasında mermi isabet ediyor, patlayıcı madde isabet ediyor. (Anlaşılmayan konuşmalar.) Dünden bu yana belediye araçlarımızla, su tankerleriyle falan mahallelere su taşıyorlar. Biz onları başkanımıza dedik, kaç tane araç bulabilirseniz molozlar gidiyor.
Tahir Elçi: Hendek ve barikat kaldı mı?
Kaymakam: Şu anda hendek, barikat kalmadı. Molozları dünden bu yana taşıyoruz.
Tahir Elçi: Yani yollar düzeltilmiş artık sokağa çıkma yasağı bitince insanlar...
Kaymakam: İnsanlar rahat rahat araçlarıyla gidecekler ama tabi biz karayollarından belli bir asfalt talep edip o şey yapılan yerlerin de onarımını sağlamaya çalışacağız. Geçmiş olsun inşallah bir daha olmaz
Tahir Elçi: İnşallah inşallah da bir iki şey var
Ses 4: Bir şey sormak istiyorum. Bariyerlerin böyle perde beton tabir edilen şekilde alıp bağlanma kuvvetiyle...
Kaymakam: Evet demirli, demirli göçek. Demir bağlamak suretiyle yapıldı. Zaten iki noktada tank atışımızla aşabildik onları. İki noktada tank atışıyla aşabildik.
Tahir Elçi: Beton bariyer nedeniyle?
Kaymakam: Beton bariyer evet. Arka arkaya iki üç tane beton bariyer yani...
Tahir Elçi: Peki efendim ne diyecektik başka?
Ses 5: Kaymakam bey, bu belediyenin avlusunda, bahçesinde bir gazeteci saldırıya uğramıştı. Serhat Yüce. Onunla ilgili herhangi bir soruşturma açıldı mı? Serhat Yüce ile alakalı sosyal medyada paylaşılıyor, polisin saldırısına uğramıştı.
Kaymakam: Yani şu anda daha dün oldu olay, bakın biz daha sokağa çıkamıyoruz.
Ses 5: Yani bilginiz var mı yani?
Kaymakam: Ya duyduk onu biz, biz olayı duyduk.
Ses: Adliye kapalı diye mi?
Kaymakam: Adliye kapalı değil, çalışıyor da şimdi şikayetçi görünen işte biz resmi evrak yapacağız bilmem ne yapacağız. Bakın şu önümdeki barikatlar yıkılmış bu en son arkadaki barikat. Tank atışı bu tankın içinden çekilen fotoğraf. Bu en son yıkılmış hali. Yani şimdi vatandaşlar diyor ki. Bakın şurada ki dolaplar bile zarar görmemiş. Yani arkadaşlarımız sadece barikata ateş edildi. Yani burada bu şekilde bir şeyimiz var. Yani onu da ben oraya giden arkadaştan aldım bu fotoğrafı. Bir de bu ... caddesinde bir barikat var, biz iki barikata tankla ateş edildi yani tankın dışında da başka bir şeyle aşamazdık biz bunları. Çünkü dediğim gibi içine demir koyularak betonlanmıştı. Şimdi durumumuz bu şekilde.
Tahir Elçi: şimdi bir şikayet daha bize geldi. Bu gözaltına alınanlarla ilgili kötü muamele var polis epey şiddet uyguluyormuş böyle bir şikayet de geldi bize gerçekten vekillerden, telefonlardan.
Kaymakam: Yani şimdi o vekilimiz falan da arıyorlar. Ben diyorum yani onlar da söylediler bana. Ben diyorum yani şikayetçi olun. İşte darp raporu, işte mesela gözaltına alınırken darp edildiğini söylüyor ya da hanenin diğer üyelerinin darp edildiği iddia ediliyor. Ya hastanemiz açık darp raporunu alın, savcılıkta şikayetçi olun. Yani biz bunları koruma kollama amacında değiliz. Yani ben şimdi Facebook’da ben de görüyorum yani küfür ederek geziyor. Var mı böyle bir şey kardeşim? Olur mu böyle bir şey? Ben, bana yani kaç tane telefonun geldiğinin haddi hesabı yok. Herkese bakın şöyle oluyor, böyle oluyor. Ben bu kadar sabırla izah etmeye çalışırken yani herkes görevini layıkıyla yapacak. Bu yönüyle ben kesinlikle argo yani bugüne kadar tanıdığınız kadarıyla.
Tahir Elçi: Yo yo biz...
Kaymakam: Şimdi şu anda şunu da söyleyeyim. Mesela Osmaniye kadrodan, Hatay kadrodan, Muğla’dan ekipler var. Geçici görevle Diyarbakır’a gelmişler, Diyarbakır’dan buraya görevlendirilmişler. Yani benim buradaki polis unsurlarımın böyle çok operasyonel kabiliyeti yok. Muhtemelen o büyük çoğunluk dışarıdan gelenlerden kaynaklanıyor. Ama tabi ki herkesin sorumluluğu olduğu işte bir plakadır, bir bilmem nedir herhalde onların bir şeyleri vardır emniyet bunu daha kolay bir şekilde bulabilir.
Ses 3: Gözaltı sayısı konusunda bir bilgi var mı?
Kaymakam: Gözaltı sayısı dün 11’di, bugün 14 gözaltı var. Bunlardan 2 tanesi o gazeteci arkadaşlar. Onlara sokağa çıktıkları için 200’er lira para cezası yazılarak gönderilmiş. Yine öyle bir bayan gözaltına yani sokağa çıktıkları için emniyete alınmış idari işlem yapılıp bırakılacak. Yine biri yaklaşık aynı bir durum onu da pardon o da şey, evinde av tüfeği varmış ruhsat süresi bitmiş ondan dolayı onu da geri gönderildi. Ruhsatının tamamla gel tüfeğini al dendi. Onun dışındakiler aranan şahıslar.
Tahir Elçi: 11 kişinin gözaltısı sürüyor?
Kaymakam: Evet sürüyor. Onun dışındakiler aranan şahıslar daha önceden tespit edilen işte ne bileyim bu patlayıcılarda parmak izi bulunan ya da hakkında mesela bu şehit edilen iki uzman çavuş var, bir astsubay var. Onunla ilgili arama, aranması söz konusu olan şahıslar var.
Ses 3: Son üç günlük süre zarfında yapılan eylemlerle ilgili o eylemlerin faili olarak bir gözaltı var mı kaymakam bey?
Kaymakam: Bunlar her türlü eylemden aranıyorlar.
Ses 3: Mesela bunlardan 2 tanesi ayağından yaralı olarak yakalandı.
Kaymakam: Yani bu gözaltılar geçmişe dönük değil her eylemde şey olan.
Ses 3: Mesela daha önceden 2 buçuk yıl kesinleşmiş hapis cezası olan var.
Kaymakam: Evet, yani o faillere de ulaşacağımız düşünüyorum bu bilgiler ışığında.
Tahir Elçi: Şimdi şu anda tam da bir milletvekili beni aradı kaymakam beyin yanında mısınız dedi, evet dedim. Tekel mahallesinde gerçekten insanlar gözaltına alınırken çok şiddetli darbeleniyorlar, kaburgaları kırılmış. Bu abartı olabilir, şüphesiz bazen ufak bir şey büyütülebilir ama bir sıkıntı var belli ki.
Kaymakam: Yani bu konuda bize şikayetler geldikçe Nursel hanım da mesela girişte öyle bir sıkıntıya maruz kaldı.Yani şimdi biz emniyete de gittik operasyonlar esnasında.
Tahir Elçi: Hani bu konuda hem siz konum amirleri...
Ses 3: Bir anons geçilirse en azından bundan sonra yapılacak gözaltılarda sorun olmaması...
Kaymakam: Anons geçildi defalarca geçildi. Yani bakın sayın valimize ulaşanlar oluyor, bize ulaşanlar oluyor. Arkadaşlar hiç kimse suçlu olsa bile küfür, hakarete maruz kalmasın
Tahir Elçi: Etkisiz, yani gözaltına alınacaksa da ölçülü bir şekilde etkisiz...
Kaymakam: Defalarca defalarca uyarıldı. Hatta ben dedim, sayın valim acaba birliklerin çoğu ilden geldiği için bizim talimatlarımız mı göz ardı ediliyor? İl emniyet müdürümüz talimat versin dedik. Onu da sağladık yani. Ama yani arkadaşlarımızın yine buna rağmen kusurları varsa herkes yaptığının hesabını versin. Yani nasıl ben burada hani arkadaşlar gördüler ya allah yardımcınız olsun diyorlar. Ne yapayım ya bilgilendirme yapmak durumundayım, bir dünya sıkıntıyla hep beni arıyorlar. Herkes, ben üzerime düşeni yapıyorsam herkes de üzerine düşeni yapacak. Yani şey diyorum ya işte, kalabalık orada diyorlar mesela TOKİ’nin girişinde kalabalık var.
Tahir Elçi: Bunlar silahlı insanlar mı yoksa hani?
Kaymakam: Yok yok yani protesto için, işte şehire girmek için gelen insanlar. Ne yapıyorlar, ‘oturuyorlar’. E otursunlar kardeşim, oturanın kime ne zararı var ya? Ya işte ‘dağıtalım mı?’ Ne gereği var dağıtmaya çağırıyorsun? Otursun, sana taş mı atıyor, ilçeye girmeye mi çalışıyor ‘yok’. Otursun o zaman kardeşim yani.
Tahir Elçi: Yani bu ilk gün 17 sivil örgüt üyesinin
Kaymakam: Bizim tahminimiz yani işte görüntülerde vuruldu deniyor. Mesela o şeyde de bir anons geçti ya telsizlerde de onun öncesinde şey vardı işte ‘iki tane roketli şahısı vurduk’ işte ‘yanında iki tane kalaşnikoflu şahıs vuruldu’ ondan sonra o ‘vurun vurun’ gibi şeyler geçiyor.
Tahir Elçi: Roket kullanıyorlar mı şehirin içinde?
Kaymakam: Tabi ki tabi ki. Şimdi araçlarımıza halaydan kobra alındı mesela o kobralardan biri roket isabetli. Şehir içinde 8-9 tane roket atıldı. Hatta bir tanesi de bu operasyon başlamadan önce böyle araçlar, iki polis aracı giderken geçtikten sonra atıyorlar, benim lojmanın duvarına isabet etti. Şey bahçe duvarına isabet etti. Şurada benim lojman var lojmanın yanına...
Sesler: Geçmiş olsun.
Kaymakam: Sağolun. Yani şey değil, mesele değil yeter ki ama inşallah bir daha bunu yaşamayız. Yani hani bu kadar uzaması bizi de rahatsız etti ama...
Tahir Elçi: Bizim hani şu anda bizim yapabileceğimiz, tavsiye edebileceğimiz bir şey var mı? Size ve topluma. Biz burada hani Silvan’a, size, halka yardım etmeye geldik gerçekten yapabileceğimiz bir şey varsa biz ziyaretlerde de bulunacağız, belediye başkanına da...
Kaymakam: Teşekkür ederiz. Başkanım daha önce de görüştük yani bizce kandırılan, yanlış bir fikire kapılan, terör örgütüne mensup olan insanlar bu savaşını halkın içinde vermesin. Bir savaş veriyorsan... Yazık günah şimdi tabi herkes işine geldiği şekliye görüyor. Dün akşam Sibel hanım diyor ki ‘ya işte sokağa çıkma yasağı ne zaman kalkacak, çocuklar okula gidecek’. Hani geçen hafta yasaklıyordunuz okula gitmeyi? Minibüsçüleri tehdit ediyordunuz, servisçileri ‘okula gönderirseniz, götürürseniz bu çocukları arabalarınızı yakacağız’ diyordunuz?
Tahir Elçi: Eğitim hakkı, kimsenin eğitim hakkı engellenemez diyoruz.
Kaymakam: Keşke, şimdi insanlarda hani bahsettiğiniz işte gözaltına alırken darp olmuş. Ya bu tip şeyler yapılmasa da insanlar birbirine yüzde yüz güvense. İşine geldiği için bazı yönleri görüp görmemezlik yapmasa. Bu sadece bu milletvekili, ya da bu siyasetçi, başka biri için değil bütün kamu personeli de buna uysa. E işte ben de hadi ya orada darp edilirken şöyle dönmesem. Ve insan benim söylediğime, sizin söylediğinize yüzde yüz güvenimiz olsa.
Tahir Elçi: Kesinlikle öyle olması lazım.
Kaymakam: İşte yani insanlar, hani bu telefonlarla arayanlar da sanki hırsızın hiç kabahati yokmuş gibi... Ya gidemiyor, ambulans gidemiyor sokağı kapatmış. E kapatmasaydın diyorum gider alırdık onu ne güzel şimdi.
Tahir Elçi: Mutlaka mutlaka onu biliyoruz. Son istirhamımız bu Tekel Mahallesi’ndeki gözaltına alınma hani yakalama biçimleri biraz daha arkadaşlar şiddet uygulamasınlar ama sizin talimatlarınız da özel olarak hem polis amirlerine hem jandarma...
Kaymakam: Jandarma operasyonun içinde şey olmadı, sıcak bölgede bulunmadı. Arka taraflarda güvenlik alma amacıyla bulundu. Onun dışında içerde sivil vatandaşla ya da şeyle birebir diyaloğu, fiziki teması olmadı.
Tahir Elçi: Yani tamam alın gözaltına alacaksanız tabii ki o ayrı bir şey. Ama hani öldürerek şiddet uygulayarak değil. Onun hiçbir faydası yok. Daha çok zararı var. Toplumu rahatsız ediyor.
Kaymakam: Benim şoförüm ya şeyde Zonguldak’ta görev yapıyordu. Bir gün baktım böyle dikiz aynasından sert sert arkayı kontrol ediyor. Hayırdır dedim. Ya dedi ‘efendim o çocuklar çok içki içiyorlar, sarhoş oluyorlar, rahatsızlık veriyorlar bir kere ben de onlarla boğuştuydum’. Bir kere boğuştuysan bitmiş kardeşim. Yazdınız mı cezasını yazdınız. Tamam, bitti. Sen niye hala böyle şoförü kesiyorsun. Orada bitti kaldı kardeşim. Yani keşke bunları eğitebilsek.
Ses 3: Barikat sayısı açısından hani ikisi farklı şeyler demiştiniz?
Kaymakam: 2 barikat diyoruz ama arka arkaya 3-4 tane duvar örülmüş. Bu kaldırım taşlarının şu parke taşlarının ilçe genelindeki sayısından çok. Yani onun muhakkak raporları vardır. Emniyet belki valilik paylaşır. Şöyle söyleyeyim bu parke taşlarını aralarına harç konularak... Mesela bir tane barikata itfaiyeyi çağırdılar yangın var diye itfaiye gitti orada itfaiye yakıldı o yolun ortasında kaldı o bir barikat oldu bize. İşte tuzaklanmış 3-4 tane araba vardı. Ama yani inşallah bir daha yaşamayız. Yani o yaşamamak için tabii ki elimizden geleni yapacağız.
Tahir Elçi: İnşallah. Peki kaymakam bey biz...
Kaymakam: Bir güvenlik temin edip o şeylere size
Tahir Elçi: Nereye?
Kaymakam: Barikat bir iki barikat
Tahir Elçi: Biz gidelim sadece güvenlik gitmemize engel olmasın biz gideriz..
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'