İnkılap Tarihi Dersleri Külfet midir?

İnkılap Tarihi Dersleri Külfet midir?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.10.2010 - 06:24

İnkılap tarihi, Atatürk ve Kemalist devrim ve ideoloji, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ruhudur. Yakın tarihimiz, madde değil yüksek ruh meselesidir. Tarihin “Türk mucizesi” olarak kaydettiği böyle bir bilim dalını uzaktan eğitimle aktaramazsınız!

 

Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik;Türk Dili, Atatürkçülük ve İnkılap Tarihi derslerinin öğrencilere külfet getirdiğini ve bu nedenle uzaktan eğitimle (komutayla) verilebileceğini, öğrencilerin yalnızca vize ve final sınavına getirilebileceğini söyledi. (2.8.2010)

Atatürke, devrimlerine ve devletimizin (Atatürk Türkiyesinin) vazgeçilemez, olmazsa olmaz yapısal ve kuruluş esaslarına saldırıların arttığı bir süreci yaşarken; Kemalist devrim ve ideolojiyi anlamaya ve irdelemeye her zamandan fazla gereksinimimizin olduğu bir dönemde, İnkılap tarihi derslerinin külfet olduğu zihniyetine sahip bir bilim adamının bir üniversitemizin rektörü olmasına büyük üzüntü duydum.

Yüksek Öğretim Kurumu, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersi programlarının yürütülmesindeki amacı; Yakın tarihimizden çıkarılan derslerle Türk Gençliğine milli ve manevi değerlerini kazandırmak ve Türkiye coğrafyası ve Türk yurduna yönelik tehditler bakımından üniversite gençliğini aydınlatmakolarak belirlemiştir. Anlaşılacağı gibi, omuzlarında yükünü hisseden öğretim üyeleri için, üniversitelerimizde hiçbir bilim dalı ve ders öğretmenine böylesine ağır bir sorumluluk yüklenmemiştir.

İnkılap tarihi, Atatürkün mirası olarak gösterdiği bilimin bir dalıdır. Günümüze değin altyapısında binlerce ciltlik hemen her dilden tarih kitapları ve belgeleri olan böyle bir bilim dalını uzaktan komutayla çocuklarımıza nasıl öğreteceğiz? 1517 yılından (Mısırın fethi) başlamak üzere dünyanın en güçlüsü olan bir Türk imparatorluğunun çürüyüşünün ve çöküşünün nedenlerini, küresel güçlerin yurdumuz üzerindeki tarihsel ve jeoemperyal niyet ve amaçlarını, tam bağımsızlığın, ulusal egemenliğin, özgür bir vatanda, bir bayrak altında asılca bir olarak yaşamanın değerini çocuklarımıza uzaktan nasıl aşılayacağız.

Prof. Çelik, uygar dünyanın üniversitelerinde artık böyle derslerin kaldırıldığı gibi bir söylemde de bulunmuş! Dünyanın neresinde ve hangi üniversitesinde bunu tespit etmiş olduğunu bilmiyorum ama; hemen yakın komşularımızdan başlamak üzere tüm Doğu ve Batı üniversitelerinin tarih derslerini yürütmede uzaktan eğitim ve komutayıdeğil, özellikleuygulamalı tarih öğretim ve eğitimini tercih ettiğini bir bilim adamı olarak araştırırsa öğrenebilir. Dünyanın en ünlü üniversitelerinden olan Oxfordve Cambridgeüniversitelerinde British History (Britanya Tarihi), öğrenciler hangi dalda okursa okusun zorunlu bir derstir ve her dönem (term) okuma ve araştırma süreleri hariç olmak üzere ve yerinde yapılan uygulamalı öğretimle 25 saat müfredatıyla verilir. Bir öğretim yılının da 4 dönem olduğunu anımsatmak isterim. Bu nedenle öğrenciler, ödevleri hariç dört kez sınava tabi tutulur.

İngilterede Kraliyet Kurmay Kolejinde okurken yürüttüğümüz derslerin süresinin yüzde 60ınıThe History of Thoughts of The Human Beings” (İnsanlık Düşünce Tarihi), Modern British History (Modern Britanya Tarihi), The Reasons of British Wars and Diplomacy Through Out History (Tarih Boyunca Britanya Diplomasisi ve Savaşlarının Nedenleri) ve benzeri tarih dersleri oluşturdu. Derslerden önce Division (Bölüm) diye adlandırdıkları dersliklerdeki dolaplarımıza beşten az olmamak üzere yirmişer sayfalık okuma parçası atılır ve biz sabahlara kadar bunları okurduk. Çünkü okumadan derslerde tartışmak olası değildi. Öğretmen kimin okuyup okumadığını bu tartışmalarda (discussion) dinleyerek anlar ve notunu öyle verirdi. Bunlara dünyayı ve müzelerini dolaşıp, tarihi yerinde tetkik ettiğimizi, görsel olarak izlediklerimizi de ekleyeyim.

Varşovada ataşemiliter iken, Sovyet komünizmine ilk başkaldıran ülke olan Polonyanın üst düzey yetkililerinden, Sovyet Rusyanın uydusu yaptığı ülkelerde yok etmeye giriştiği ilk bilincin tarih bilinci olduğunu yaşayarak öğrendim.

Gazeteniz kanalıyla tüm aziz ulusuma ve Prof. Dr. Cemil Çiçeke şöyle seslenmek istiyorum.

Tarih yaşam dersidir. Onu insan yapar. O nedenle yaşayarak, yaşatılarak öğretilir. İnsan her anını geçmişinin bir sonucu olarak yaşar. Geçmişini bilmeyenin geleceği olamaz. Tarih, tarihini unutan ve geçmişinden ders çıkarmadan geleceğini kurtarmak isteyen ulusların acı sonlarıyla doludur. Öğrencilerimize, zgürlük ve bağımsızlığımız, onur ve şerefimiz ve istila altındaki kutsal vatanımızın kurtuluşu için kağnılarla yürüyen analarımızın, çıplak ayakla aç olarak savaşan atalarımızın, çağdaş uygarlık yolunda tarihimizin en büyük devrimini gerçekleştiren Atatürkün yaşamını, çektiklerini, acılarını ve savaşımını uzaktan komutayla anlatamaz ve hissettiremezsiniz!

İnkılap tarihi, Atatürk ve Kemalist devrim ve ideoloji, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ruhudur. Yakın tarihimiz, madde değil yüksek ruh meselesidir. Tarihin Türk mucizesi olarak kaydettiği böyle bir bilim dalını uzaktan eğitimle aktaramazsınız!

Binlerce ciltlik kaynak ve belgelik altyapısı olan inkılap tarihi derslerini Tanzimat sürecinden başlayarak alsanız bile; yalnızca Balkan Savaşı, Çanakkale Zaferi ve Atatürkün laik çağdaşlaşma devrimi ters zihniyete sahip olanları susturmaya yeter!

Atatürkten anımsatırım:

Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğrenimin sınırı ne olursa olsun, en önce ve her şeyden önce Türkiyenin bağımsızlığına, kendi benliğine ve ulusal geleneklerine düşman olan unsurlarla savaşım gereği öğretilmelidir.” -1922-

Her safhası vatan için, çocuklarımızın torunları için şerefli olaylarla dolu büyük bir kahramanlık destanı yaratan Anadolu muharebelerinin heyecan veren ayrıntılarını tarihe bırakıyorum. Millet; milletin ruh sanatı, müziği, edebiyatı ve bütün güzel sanatları ve güzel olan kutsal kavganın ilahi şarkılarını sonsuz bir vatan aşkının büyük heyecanı ile daima söylemelidir.” -1923-

Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, bütün Türk çocukları kendileri için lazım olan atılım kaynağını o tarihte bulabileceklerdir. Türk çocukları bu tarihten bağımsızlık fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler bu kabiliyetle kimseye boyun eğmeyeceklerdir.” -1935-

Tarihi yapan akıl, mantık, muhakeme değil, belki bunlardan çok duygulardır.” -1931-

Millet için ve milletçe yapılan işlerin hatırası her türlü hatıraların üstünde tutulmazsa, milli tarih kavramının kıymetini takdir etmek mümkün olamaz” -1931-

Bunları öğretebilmek ve yarınlarında onları güçlü yapabilmek için; Çanakkaleye, Metris, Dua ve Koca tepelere, Dumlupınara, Şehit Sancaktar Mehmet Çavuş Anıtı ve yakın tarihimizin müzelerine de çocuklarımızı götürmek ve onlar ile birlikte onların ana ve babalarına yalnızca derslerle ve kitaplarla değil uygulamalı öğretimle de daha fazla külfet olmak zorundayız.

Doç. Dr. Necati Ulunay Ucuzsatar-TC İstanbul Kültür Üniversitesi ATAMER Müdürü ve Öğretim Üyesi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler