İran'da Muhalefet ve ABD
İran’daki yeni cumhurbaşkanlığı seçimleri ve onu izleyen gösteriler Türkiye’de ve dünyadaki ilgiyi bu ülkede odaklaştırdı. “ABD önderliğinde Batı ile, Türkiye gibi iyi ilişkiler kuralım!” diyen muhalefet önderinin ardında bir ölçüde Amerikan parmağını görmek de olası. Seçilen Ahmedinejad bir yanıyla şeriatçı ama bir yanıyla da emperyalizm karşıtı. ABD’nin ona düşmanlığı bu ikinci tavrından ötürü. Bu nedenle, onu şu ya da bu yoldan yıkmak istediğine kuşku yok. Zora başvurma seçeneği gündemin gene başlarındadır. Bu yazıda bu son noktaya ilişkin kimi değerlendirmeleri sunmak istiyorum.
Washington’da önde gelen İran uzmanlarından Patrick Clawson’un kısa süre önce şöyle bir açıklaması oldu: “Yapmamız gereken İran’la görüşmelere açık olduğumuzu göstermektir. Ama bunu yaparken ana hedefimiz İran değil, Amerikan ve dünya kamuoyudur.” Başka bir deyişle, ABD sıradan kişilerde “elimizden geleni yaptık” kanısını uyandırdıktan sonra, sopayı eline alabilir! Durumun Obama yönetiminde de gerçekte bu olduğuna ilişkin yeterince gösterge var. Kanıtlara kısaca bakalım.
Obama İran’la bir diyaloğa gireceğini seçim konuşmalarında söylemişti. İran’ı Afganistan’la ilgili uluslararası bir toplantıya çağırdı. Amerikan diplomatlarına İranlı uğraştaşlarıyla görüşme izni verdi. İran önderi Ayetullah Ali Hameney’e doğrudan bir mektup yollamayı da bir süredir tasarlıyor... Ama ne var ki, Dennis Ross diye birini İran işlerine tek başına bakmakla görevlendirdi. Sorunun gerçek nabzı onun parmağının altında atıyor.
Kim bu Ross? Seçim sırasında Obama’nın İsrail’den yana olan şahin danışmanıydı. Şimdi, “Körfez ve Güneybatı Asya Özel Uzmanlığı”na getirildi. Üstelik, sessiz sedasız. İsrail ve Filistin’e bakan George Mitchell ile Afganistan-Pakistan sorunlarından sorumlu Richard Holbrooke’un atanmaları çok geniş duyurulmuştu. Ross’unki ise hem geciktirildi, hem de bir gece yarısı sıradan bir basın bildirisine sıkıştırıldı. Bu sessiz başlangıç bir yana, şimdi Dışişleri Bakanlığı’nda kendi çevresinde ona benzeyen bir takım kuruyor. Artık, İran’dan o sorumlu.
Çevresindekilere söylediği şu: “ABD eninde sonunda İran’a saldıracak!”
Otuz-kırk yıl öncesinde Savunma ve Dışişleri bakanlıklarında Paul WoIfowitz’le birlikte çalışmış, İsrail baskı örgütlerinin kurdurduğu Washington Yakındoğu Siyaseti Enstitüsü’ne omuz vermiş, eski başkanlardan baba Bush ile Clinton’a İsrail’i tutan öneriler sunmuş, 2000 Camp David doruğunda Amerikan katılımcılarına önderlik etmiş ve başarısızlığın suçunu Arafat’ın üstüne yıkmıştı. İsrail’de ve Mısır’da ABD Büyükelçiliği yapmış olan (Yahudi kökenli) Daniel Kurtzer bir kitabında onun için şöyle diyor: “Ross İsrail görüşleriyle işe başlar; sonra, İsrail’in ne istediğini iyice öğrenir; en sonra da aynı şeyleri Araplara pazarlamaya çalışır.”
İsrail Ortadoğu’da başka herhangi bir devletin nükleer güce sahip olmasına temelden karşı olduğuna göre, Ross İran’daki nükleer araştırmalar nedeniyle “tehlike çanları” çalma işini üstlendi. Geçen yaz başkasıyla kaleme aldığı bir yazanağın başlığı şu: “İran’ın Nükleer Meydan Okuması Karşısında ABD-İsrail İşbirliği Nasıl Derinleştirilir?” Çözüm diye öne sürdüğü de şu: “Önleyici askeri eylem.” “Nükleer İran’a Karşı Birleşenler” gibi iddialı ve “Yansız Siyaset Merkezi” aldatmaca başlıklı örgütleri de kuranlardandır. “Yansız” sözcüğüne bakmayın; bu ikincisinin yazanakları bir tür savaş ilanı gibi. İran’ın çevresinde askeri yönden toplanmayı ve Körfez’de bir güç gösterisi öneriyor. Onlara kalırsa, İran’ın alım-satım yolları kuşatılmalı, ülke ekonomisi yıkılmalı ve bunları yığınsal saldırı izlemelidir. Son aşamada yalnız İran endüstri-askeri yapısı değil, iletişim ağı, havaalanları, limanları, savaş gereçleri, barınakları, elektrik gücü yapımevleri, köprüleri ve tekerlekli araç yapan yerleri de yok edilmelidir. Ancak, ABD ve Batı ile (Türkiye gibi) yakın ilişkiler isteyen bir muhalefetin sokak gösterileri kısa ve uzun erimli olarak Amerika’nın işine yarayacaktır. Bu durumda, Ross’a kalırsa, İran’la görüşmeler bile yapılabilir ama ancak bir süre. O da dünyaya “görüştük, ama anlaşamadık” diyebilmek için. Dostlar alışverişte görsün. Muhalefet de güçlendikçe, “görüyorsunuz, Ahmedinejad’a kendi halkının bir bölümü de karşı!” diyebilecektir. Bundan sonrasının ABD yararına ne olması gerektiğini, Başkan Obama’nın ne yaptığını bilerek atadığı Dennis Ross adında İsrailci bir şahin belirleyeceğe benziyor.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi