İrtica ile Mücadele'de 5 AKP'linin beyanı alınacak

''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasında mahkeme olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması için yapılan talebin, Askeri Yargıtay Başsavcılığına gönderilmesi istemine karşı, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in de aralarında bulunduğu AKP adına müşteki olarak yer alan 5 kişi ile müdahil AKP Genel BaşkanYardımcısı Hüseyin Çelik'in beyanlarının alınmasına karar verdi.

İrtica ile Mücadele'de 5 AKP'linin beyanı alınacak
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.10.2011 - 13:27

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması için yapılan başvurunun Askeri Yargıtay Başsavcılığına gönderilmesi talebine ilişkin alınan ara kararı açıkladı.

Buna göre mahkeme heyeti, uyuşmazlık çıkarılacağı bildirilerek, yargı mercisinden davaya bakmasının ertelenmesinin istenmeyeceği dikkate alınarak, bu yöndeki talebi reddetti. Mahkeme, yargılamaya devam edileceğine karar verdi.

Dosyada, AKP adına müşteki olarak yer alan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Hasan Hüseyin Tanrıverdi, Süleyman Küçüksucu, Ali Aydın ve Mustafa Coşkun ile müdahil AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'e, dosya, iddianame, ekleriyle birlikte ''kamuoyunu yönlendirme amaçlı internet siteleri'' davası ve birleşme kararının gönderilmesine hükmeden mahkeme heyeti, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması amacıyla verilen dilekçenin de gönderilmesini kararlaştırdı.

Bu kişilerin, önce duruşmaya davet edilmelerini kararlaştıran mahkeme heyeti, duruşmaya gelmeseler dahi tebligat tarihinden itibaren 7 gün içinde, bu talebe karşı cevap vermelerini, cevap verilmediği takdirde bu haklarından vazgeçmiş sayılacaklarının bildirilmesine hükmetti.

Mahkeme heyeti, bu usulü işlemler tamamlandıktan sonra mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin verdikleri ara kararın yerinde olup olmadığının değerledirilmesini karara bağladı.

Duruşmada daha sonra tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.

Duruşmaya ara verilmeden yaklaşık 1 ay önceki celsede savunmasına başlayan tutuklu sanıklardan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız kürsüye alındı.

Iğsız, aradan geçen süre nedeniyle savunmasının yarım kaldığını, belirterek, konu bütünlüğünün sağlanması için baştan itibaren savunma yapacağını söyledi.

 

'Nasıl birdenbire illegal terör örgütü faaliyeti haline dönüşmüş'

Iğsız, ''dava konusu siteler aracılığı ile yürütülen illegal faaliyetlere hukuk koruması sağlamak amacıyla, sitelerin yeniden yapılandırılması yönünde düzenlemeleri içeren andıcın hazırlanması talimatını verdiği'' şeklindeki iddiaya değindi. Andıç ile ilgili konuların Genelkurmay Başkanlığına sorulması gerektiğini daha önce de söylediğini belirten Iğsız, ''Genelkurmay Başkanlığınca 10 yıldır sürdürülen bir faaliyetle ilgili kimi, nasıl yanıltabilirim? Uygulamanın sadece 10'uncu yılında görevde olmama rağmen, 10 yılın tamamından nasıl oluyor da sorumlu tutuluyorum? Bu suçlamanın ne hukuki bir dayanağı ortaya konmuş ne de bu suçlamayı destekleyecek bir tutumum olmuştur. Eğer faaliyet illegal ise, neden ilk 9 yıl sorgulanmamış? Hiçbir ilave ve değişiklik olmamasına rağmen faaliyet, nasıl olmuş da birdenbire illegal terör örgütü faaliyeti haline dönüşmüş'' diye konuştu.

Bir gazetede, internet siteleri ile ilgili haberin çıkması üzerine, istismara açık olabilecek bu konunun, ne olup ne olmadığının anlaşılması ve bir işlem gerekip gerekmediğinin ortaya konulabilmesi için inceleme yapılması ihtiyacı doğduğunu ifade eden Iğsız, tutuklu sanıklardan o dönemin Harekat Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz'e inceleme yapılması, söz konusu sitelerin faaliyetlerinin ihtiyaten durdurulması emrinin verildiğini anlattı.

Sonunda bir karar verilmesinin gerekmesi nedeniyle, bu incelemenin bir ''andıç'' formu içinde ele alınmasının da doğal olduğunu ifade eden Iğsız, şöyle devam etti: ''Harekat Başkanlığı konuyu incelemiş ve 2007 tarihli 5651 sayılı yasaya uyum amacıyla bazı düzenlemelere gidilmesini teklif olarak içeren andıcı hazırlamıştır. Andıç, Genelkurmay Harekat Başkanlığı tarafından hazırlanmış ve bana arz edilmeden önce, konu ile ilgili bütün diğer başkanlıklar ve makamlarla koordine edilmiş, parafeleri alınmıştır. Bu şekliyle söz konusu andıç, hukuka ve karargah çalışma usullerine uygun olarak hazırlanmış bir dokümandır. Andıcın altında, 13 kişinin imza veya parafesi bulunmaktadır. Hukuk dışı olarak addedilebilecek bir belgenin, konunun hiyerarşik sorumlularına ilaveten, Genelkurmay Adli Müşaviri dahil konuyla ilgili diğer makamlar tarafından parafe edilerek, kendilerini resmen sorumlu duruma sokmaları aklın alacağı bir davranış biçimi değildir.''

 

Sitelerin tamamen kapatılması iddiası

Iğsız, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın ortaya çıkmasından sonra yeniden açılması planlanan sitelerin tamamen kapatılması emrini verdiği'' iddiasına ilişkin de, dava konusu planın 12 Haziran 2009'da bir gazetede yayınlanmasının ardından askeri savcılık tarafından soruşturma yapıldığını ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini anımsattı. Ardından yapılan başka bir soruşturmada da kendisini suçlayıcı bir şey bulunamadığını dile getiren Iğsız, sitelerin kapatılması konusunda da, ''Bana karşı sorumlu olan Harekat Başkanının bilgisi dışında olan bir işlemden benim haberimin olduğunu iddia etmek bir tutarsızlık olup Genelkurmay karargahındaki hayatın olağan akışına aykırıdır. Benim seviyemde görev yapan bir kişinin, devletin bir dairesinin evraklarının imhasında bilgisinin olması, başka bir deyişle zımnen onayının farz ve kabulü, benim akıl ve vicdan ölçülerimin dışında kalmaktadır'' diye konuştu.
 

'İlk değilim son da olmayacağım'

İşlemediği suçları kanıtlamasının istendiğini ifade eden Iğsız, tutuklu olarak, yani peşin cezalandırma yöntemiyle yargılandığını söyledi. ''Neden tutuklu? Çünkü 'kuvvetli suç şüphesi var' deniyor. Hiçbir hukuki delil yokken, bu 'kuvvetli' nereden geliyor?'' diyen Iğsız, ''Yarın öbür gün, suçsuzluğum, eğer deliller hukukta hala bir anlam ifade ediyorsa, yargı tarafından da teyit edilecektir. Bu arada, haksız yere kısıtlanan özgürlüğümün, benim ve ailemin üzerinde oluşturulan tahribatın telafisi nasıl olacaktır? Bunun, hukuki ve en az onun kadar önemli vicdani sorumlusu kim olacaktır? Ama galiba, bu duygular içinde olan ilk kişi ben değilim. Görünüşe bakılırsa maalesef son da olmayacağım'' şeklinde konuştu.

Iğsız, küçük bir doğrunun etrafına yapıştırılmış birçok yalan, yanlış ve çarpıtılmış bilgilerin, kaynağı görünmez bir şekilde medyaya servis edildiğini, maksatlı olan bu yaklaşımla, insan haklarına aykırı olarak kişilerin itibarsızlaştırıldığını ve daha yargı süreci başlamadan kamuoyunda mahkum edildiğini sözlerine ekledi. Duruşma, Iğsız'ın daha önce alınan ifadelerinin okunmasıyla devam ediyor.

 

Iğsız'a çapraz sorgu

Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız, çapraz sorgusunda savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorularını yanıtladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Iğsız'ın daha önce alınan ifadeleri okundu. Iğsız, savcılık ifadesi okunurken, ''İfademi kabul ediyorum. Eksik gördüğünüz konuları sorun yanıtlayayım. Okumanıza gerek yok'' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese de soruşturma sırasındaki ifadelerin okunmasının usulü bir işlem olduğunu belirtti. Daha sonra çapraz sorgusu yapılan Iğsız'a savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Ergenekon davalarında muvazzaf ve emekli generallerden tanıdığı olup olmadığını sordu.

Iğsız da Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görevli general rütbesindeki kişileri birebir olmasa da ismen tanıdığını söyledi. İkinci Ergenekon davasının sanığı emekli Orgeneral Şener Eruygur ile irtibatı olup olmadığı sorusuna da Iğsız, ''Hayır'' yanıtını verdi.

Tolon'un Malatya'da verdiği konferans

Aynı dava sanıklarından emekli Orgeneral Hurşit Tolon'u tanıyıp tanımadığı sorusunu ise Iğsız, ''Tanıyorum, 3 kez emrinde çalıştım. Saygı duyarım iyi tanırım'' diye yanıtladı. Pekgüzel'in ''Malatya'da siz görevliyken ziyaretinize geldi mi?'' sorusu üzerine Iğsız, ''Bana değil. Üniversitede konferansa gelmişti. Beni de ziyaret etti'' dedi. Pekgüzel ardından, aynı davanın tutuklu sanıklarından İnönü Üniversitesinin eski Rektörü Fatih Hilmioğlu ile ortak faaliyetleri olup olmadığı, gecenin geç bir vaktinde onu arayabilecek kadar samimiyeti bulunup bulunmadığını sordu. Hasan Iğsız bu soruya ''Neden sizi ilgilendiriyor. Sosyal faaliyetlerde beraberliğimiz oldu. Özel bir birliktelik değil'' şeklinde cevap verdi.
 

Iğsız: Savunmamı dinlemediniz mi?

Savcı Pekgüzel daha sonra dava konusu andıçla ilgili sorular yöneltti. Pekgüzel'in ''Kabul ettiğiniz ve altında imzanız olan andıcın eklerinde takip edilen internet siteleri içinde 'AK Parti yanlısı', 'Alevi', 'Milliyetçi' diye sınıflandırdığınız siteler var. Bunları takip etmenizin özel bir amacı var mı?'' sorusuna tepki gösteren Iğsız, ''Siz karıştırıyor musunuz, bilerek mi yapıyorsunuz? Andıcın içinde böyle bir şey yok. Bu sorular çarpıtılmış biliyorum. Genelkurmay 2. Başkanının nasıl çalıştığını uzun uzun anlattım'' diye konuştu.

Pekgüzel'in ''Niçin siteleri durdurma kararı verdiniz. Soruşturma neticesinde sakıncalı bir şey mi gördünüz de silme işlemi yaptınız? Emriniz olmadan silme yapılabilir mi? İmha işleminden ne zaman haberiniz oldu?'' şeklindeki soruları üzerine Iğsız, bunları savunmasında ifade ettiğini belirterek, ''Savunmamı dinlemediniz mi? Bu siteler ihtiyaten kapatıldı. Savunmamı dinleseydiniz bunları sormazdınız'' şeklinde konuştu. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel ''Savunma hakkı kutsaldır. Tabi ki dinledik'' diye konuştu. Duruşma, yarına ertelendi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler