İş sağlığı ve güvenliği tartışılıyor

TMMOB Makine Mühendisleri Odası (MMO) Başkanı Emin Koramaz, odasının Adana ve Gaziantep şubelerinin Çukurova Üniversitesi'nde (ÇÜ) ortaklaşa düzenlediği ''5. İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi''nin açılışında yaptığı konuşmada, iş sağlığı ve güvenliği konusuna özel önem verdiklerini belirterek, bu konuda çeşitli eğitim etkinlikleri düzenlediklerini hatırlattı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve diğer resmi kurumların konuya ilişkin istatistiklerine bakıldığında, Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliğine gereken önemin verilmediğinin görüldüğünü ifade eden Koramaz, şöyle konuştu:
''İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yasa, yönetmelik ve uygulamalarda ciddi yetersizlikler bulunuyor. İşveren kesimi ve kamu işvereni konumundaki devlet, neo liberal ekonomik politikaların da etkisiyle konuya gereken özeni göstermiyor. İş güvencesinin azalması, çalışma koşullarının ağırlaşması, özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırmanın yaygınlaşması, sosyal güvenlik ve güvenceden yoksun kayıt dışı işçilik, iş kazalarının başlıca nedenlerini oluşturuyor.
SGK istatistiklerine göre 2007 yılında 80 bin 602 iş kazasında bin 44 çalışan yaşamını yitirmiş, bin 956 çalışan sürekli iş göremez durumuna düşmüş, bin 208 çalışan meslek hastalığına yakalanmıştır. İş kazaları sonucu toplam 1 milyon 934 bin 980 gün geçici iş görmezlik oluşmuş ve çalışanlar 60 bin 170 günü hastanede geçirmişlerdir.''

Koramaz, iş kazalarının yüzde 79'unun 1-200 işçi çalıştıran işletmelerde yaşandığını vurgulayarak, bu durumun sanayi ve KOBİ'lerdeki iş sağlığı ve güvenliği sorunlarının önemli bir göstergesi olduğunu bildirdi.
 

"Mevzuat hazırlanırken görüşlerimiz önemsenmiyor"

İş Yasası'ndaki iş kazalarıyla ilgili maddelerin hazırlanma sürecinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na görüş ve önerilerini ilettiklerini belirten Koramaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Fakat üzülerek belirtmek isterim ki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından mevzuat hazırlık süreçlerinde meslek örgütleri ve sendikaların görüşlerine yeterli önem verilmemektedir. Bu nedenle yapılan yönetmeliklerin birçoğu, meslek örgütleri ve sendikalar tarafından yargıya götürülmektedir.
İş Güvenliği ile Görevli Mühendis veya Teknik Elemanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'te de benzer durum yaşanmıştır. Yönetmelikte 'iş güvenliği uzmanlığı' gibi bir tanım üretilerek mühendisler ile teknik elemanlar aynı düzeyde değerlendirilmiştir. Oysa iş güvenliği alanında mühendislik uygulamaları büyük önem taşımaktadır. İş yerindeki iş güvenliği sorunlarının saptanmasına yönelik risk analizlerinin yapılması ile tehlikeli durum ve davranışların giderilmesine yönelik önlemlerin geliştirilmesi mühendislik hizmetleridir. Bu nedenle teknik elemanlığın aynı yetki ve sorumluluklara sahip kılınması kabul edilemez.''

Koramaz, ''İş Sağlığı ve Güvenliği''ne ilişkin ilgili mevzuatlardaki eksikliklerin giderilmesi yönündeki çalışmaların sonuçlandırılmasını beklediklerini belirterek, ''iş güvenliği mühendisliği''nin hayata geçirilmesini istediklerini ifade etti.