"İşletme hakkı burada yaşayanlarındır"

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, Suriye sınırındaki arazilerin işletilmesine ilişkin, ''Bu toprakları işletme hakkı, yalnız burada yaşayanlarındır'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.05.2009 - 18:39

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, partisinin Şanlıurfa il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin açıklamalar yaptı.
Türkiye'nin, son günlerde ciddi tehlikelerle karşı karşıya kaldığı bir dönemi yaşadığını savunan Türker, ''Bu dönemin birinci sorunu, dünyada başlayan ve Türkiye'yi de kavrayan ekonomik krizdir'' diye konuştu. Türker, krizin atlatılması için hükümetin, bireylerin gelirlerini artıran politikalar izlemesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ikinci tehlikenin ise ''bölgenin terör ve siyasal anlamda karşı karşıya kaldığı durum'' olduğunu ifade eden Türker, ''Terör, hem ülkemizde var hem de ülkemizin sınırlarındaki diğer ülkelerde var. Terörün kaynağı Türkiye'deki ekonomik ve sosyal birliği bozmak isteyen, Türkiye üzerinde hesapları olan odaklardır'' dedi.
 

Sınırdaki mayınlı araziler

Suriye sınırdaki mayınlı arazilerin temizlenip işletilmesi konusuna değinen Türker, mayınların temizlenmesiyle ilgili düşünülen projeleri eleştirerek, ''(Hükümet) Mayın taramasıyla ilgili yalnız bütçe ayırmasıyla sona erecek bir olguyu, (mayınları temizle ve al, buradaki araziyi işlet) anlayışına dayalı bir yasal düzenleme yapmak istemiştir. Bu yasal düzenleme, Türkiye'nin tehdit altında olduğu uluslar arasındaki planlara paralel bir anlayışla hazırlanmıştır'' dedi. Mayınların temizlenmesinin ayrı, mayından arındırılmış bölgenin nasıl kullanılacağının ayrı bir iş olduğunu ifade eden Türker, şöyle devam etti: ''Mayınların temizlemesi Milli Savunma Bakanlığı'nın işidir. Bu toprakların nasıl işletileceği ise Hazine ve Maliye'nin işidir. Hal böyleyken, getirilen yasada iktidarın, bu mayınları temizleme karşılığında, 44 yıllık bir süre için yap-işlet-devret anlayışına göre ihale etmek istediğini görüyoruz. Bu duruş ve davranış Türkiye'nin ulusal duruşuna ve askeri yapısına da aykırı bir iştir.''

''Araziler eski sahiplerine verilsin''

Arazinin, mayınları temizleyen şirkete 44 yıllığına kiraya vermenin kabul edilemeyeceğini belirten Türker, söz konusu arazilerin geçmişte sahiplerinin bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ''Bunlar, kamulaştırılırken mayın arazisi olarak kullanılmak üzere kamulaştırılmıştı. Eğer artık mayınlanması gerekmiyorsa, bu toprakların, bedeli mukabili o sahiplerine teklif edilmesi gerekir. Bu topraklar, bu yörede yaşayan insanlarındır. Bu toprakları işletme hakkı, yalnız burada yaşayanlarındır. DSP, ilerde bu toprakların serbest kaldığı zaman yöre halkına kullandırılmaması halinde, bunu dava konusu yapacak, gerekirse bu davayı uluslararası mahkemelere kadar götürecektir. Ama bu konudaki görüşlerini ortaya koyarak iktidar olduğunda ise bu topraklarla ilgili yapılmış tüm antlaşmaları iptal ettirerek, yine bu halka tahsisini sağlayacaktır.'' Toprakların bölgedeki vatandaşlara tahsisinde, ''Biz bunları tahsis etsek bile birşey değişmeyecek, bazı feodal yapıdaki insanlar gelip bu toprakları alacak'' biçiminde bir endişenin bulunduğunu belirten Türker, bunu da engellemenin yolunun, miktarı küçük olmamak koşuluyla, tahsis edilen toprağa başkasına ''satılamaz kaydı''nın ve alan kişilerin bunu işlememesi durumunda ''devlete iade etmesi'' koşulunun konulması gerektiğini dile getirdi.

Mayınlı arazilerle ilgili 2 konuya daha dikkati çekmek istediğini ifade eden Türker, şunları kaydetti: ''Elimizdeki bazı belgelere göre, bu bölgede TPAO tarafından petrol bulunmuştur. Sondajlar da belirli ölçekte petrol olduğunu söylemektedir. Eğer bu durum doğruysa, vahimdir. Hükümetin bile bile bunu yapmaya çalışması petrol kaynaklarını daha şimdiden birilerine peşkeş çekmesi demektir. Buradan hükümete sesleniyorum, bu konuda yapılan sondaj sonuçlarını lütfen kamuoyuna açıklayın. İkinci vahim birşey, yasayla Ceylanpınar'daki tesisler de aynı şekilde verilmek istenmektedir. Bu da araştırılması ve tartışılması kayda değer bir konudur.''

Türker, bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Mardin gezisinde yaptığı kimi açıklamalarla ilgili görüşlerini sorması üzerine, ''Biz, terörün sona ermesi konusunda iki temel konunun öncelikle yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Birincisi bölgede yaşayan vatandaşların ifade ve örgütlenme özgürlüğü üzerindeki sınırlamaların kaldırılması gerekir. İkincisi hükümetin yaptığı özelleştirme programını tersine işletip, istihdam oluşturacak işyerlerini açması gerekmektedir. Bunlar yapıldıktan sonra terörle ilgili getirilecek bütün çözümler sonuca varır.''

DSP'nin ''genel affa ilişkin görüşünün sorulması'' üzerine de Türker, ''Öyle birşey gündeme getirilmemiştir. Afların gündeme gelmesi halinde değerlendirilmesi ayrıdır. Biz, aftan dolayı ağzı yanmış bir partiyiz. Zamanında bazı küçük çocukların zorluktan dolayı hüküm giymelerine ilişkin bir af çıkarmaya kalkıştık. Bu af elimizde, o parlamentonun akışı içinde çok farklı boyutlara gitti'' diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler