"İşsizlerin üçte biri kadın"

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) "Kadınım, İşsizim, Mutsuzum Raporu"na göre, 10 yılda kadınların işgücüne katılma oranı 4 puan azalarak yüzde 26'ya gerilerken, işsizlerin üçte birinin kadın olduğu görüldü.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.03.2010 - 09:41

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın (İSMMMO) "Kadınım, İşsizim, Mutsuzum" Raporu'na göre, 10 yıl önce Türkiye'de 15 ve yukarı yaşta 22 milyon 849 bin kadın bulunuyordu. İstihdam edilen ve işsizlerin toplamı anlamına gelen "kadın işgücü" 1999 yılında 6 milyon 853 bin kişiydi. 2009 yılının Kasım ayı itibarıyla 15 ve yukarı yaştaki kadın sayısı 3 milyon 468 bin kişi artarak, 26 milyon 317 bine ulaştı.

Buna karşın 1999 yılında 6 milyon 853 bin olan kadın işgücü sayısı 2 bin kişi azalarak, 2009'da 6 milyon 851 bin kişiye geriledi. 1999 yılında kadınlarda yüzde 30 olan işgücüne katılma oranı 4 puan azalarak 2009 sonunda yüzde 26'ya indi.


Kadınlar ev işleri nedeniyle işgücüne katılamıyor

Kadınlarda işgücüne dahil olmama nedenlerinin başında "ev işleriyle meşgul olmak" geldi. Bu nedenle çalışma yaşamının dışında kalan ev kadınlarının sayısı 2009 yılında 12 milyon 101 bin kişi oldu. Çalışamaz halde olan kadın sayısı 2 milyon 143 bin olurken, eğitim nedeniyle işgücü dışında kalan kadın sayısı 1 milyon 832 bin kişi olarak kayıtlara geçti. İş bulma umudu olmayan kadın sayısı 310 bin olarak saptanırken, 2 milyon 251 bin kadının diğer sebeplerle işgücü dışında olduğu belirlendi.


İşsizler ordusunun 3'te biri kadın

Kadınların çalışma hayatına aktif katılımını sağlamakta zorlanan Türkiye, kadını işsiz bırakmak konusunda pek fazla zorlanmadı. 1999 yılında 387 bin kadın resmi işsiz olarak kayıtlara geçerken, 2009 yılı Kasım ayında bu rakam 592 bin kişi daha artarak 979 bin kişiye ulaştı. Bunun sonucu olarak da, 1999 yılındaki yüzde 6.3'lük kadın işsizlik oranı 2009'da yıllık ortalama yüzde 14.3'e yükseldi. Bir başka ifadeyle 2009 yılının Kasım'ında 3 milyon 471 bin kişilik işsizler ordusunun yaklaşık üçte birini yani yüzde 28.2'sini kadınlar oluşturdu. 10 yılda kadın istihdamı ise yüzde 27.7'den yüzde 22.3'e düştü.


"15-24" yaş grubundaki her dört genç kadından biri işsiz

"15-24" yaş arasındaki genç kadınların işsizlik oranları da bu olumsuz gidişe paralel olarak artış gösterdi. 1999 yılında bu yaş grubundaki işsiz sayısı 300 bin, işsizlik oranı ise yüzde 14.1 iken aradan geçen 10 yılda işsiz genç kadın sayısı 79 bin kişi daha arttı ve 2009'da 379 bine ulaştı. Böylece toplam 979 bin kişilik kadın işsizlerin yüzde 38.7'sini 15-24 yaş grubundaki genç işsizler oluşturdu. 1999 yılında yüzde 14.1 olan kadınlarda genç işsizlik oranı ise geçen yıl yüzde 25'i buldu.


Krizde kadınların gelirleri düştü

2008 yılında etkisini artıran küresel finansal krizin yansımaları 2009 yılında da devam etti. Bir yılda 245 bin kadın işsizler ordusuna katıldı. Kadınların yüzde 18.4'ünün geliri, yüzde 25.4'ünün ise tasarrufları azaldı. Yüzde 25.9'u borçlanırken, yüzde 22.7'si tatil ve eğlence masraflarını kıstı. Yaşanan kriz nedeniyle yüzde 59.5'i daha ucuz ürün tüketmeye yöneldi. Yüzde 1.9'u otomobil, yüzde 0.6'sı ise ev, arsa veya yazlık satmak zorunda kaldı. Çeşitli nedenlerle göç edenlerin oranı yüzde 2.3 olarak belirlendi.


Cinsiyetler arası ücret adaletsizliği

Kadını çalışma hayatına katma konusunda bir türlü yeterli girişimi gösteremeyen Türkiye, cinsiyetler arası ücret eşitsizliğinde ise oldukça başarılı oldu. Bu konuda en yeni resmi veri 2006 yılı tarihini taşısa da sonuçlar eğitim durumu ne olursa olsun kadın ve erkeklerdeki ücret farklılıklarının bir türlü kapanmadığını ortaya koydu. İlkokul ve altı mezunu kadınlarda 2006 itibarıyla aylık ortalama brüt ücret 650 TL iken erkeklerde bu rakam 784 TL oldu. Meslek lisesi mezunu bir kadın aylık ortalama 944 TL brüt maaşa çalışırken erkekler bin 298 TL aldı. Yüksek okul mezunu bir kadın bin 837 TL ortalama brüt ücret alırken, erkekler 2 bin 231 TL'ye mesai yaptı. Cinsiyetler arası ücret farklılığı eğitim durumuna göre yüzde 7 ile yüzde 18.7 arasında kadınlar aleyhine farklılık gösterdi.


Kadın ve eğitim

2009 yılı sonu itibarıyla okuma yazma bilmeyen kadın sayısı 3 milyon 730 bin 553 olurken, okuryazar olup da bir okul bitirmeyen kadın sayısı ise 6 milyon 917 bin 210 kişi olduğu belirlendi. Türk kadınının 9 milyon 425 bin 275'i ilkokul, 3 milyon 463 bin 295'i ilköğretim, 989 bin 470'i ortaokul veya dengi okul, 4 milyon 339 bin 681'i lise veya dengi okul bitirdi. 1 milyon 775 bin 309 kadın yüksek okul veya fakülte mezunu olurken, 113 bin 417 kadın yüksek lisans, 26 bin 516'sı doktora yaptı. Resmi verilerde eğitim konusunda hiçbir bilgi bulunmayan kadın sayısı ise 1 milyon 656 bin 60 kişi olarak yer alıyor.


Kadın parlamenter sırasında Türkiye 109'uncu

Türkiye, kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren ülkeler arasında ilk sırada yer almasa da dünyadaki sayılı ülkeler arasında yer aldı. Ancak, 1935 yılında ilk kez parlamentosuna 18 milletvekili gönderen Türkiye ise aradan geçen 75 yılda kadın milletvekili sayısını ancak 50'ye çıkartabildi. 2007 seçimlerindeki bu gelişme TBMM'deki kadın milletvekili oranını yüzde 9.1'e yükseltirken, Türkiye'yi de 187 ülke arasında sadece 109'uncu yaptı.
 

Şiddetle tanışmayan kadın yok gibi

Fiziksel ve cinsel şiddet yaşamın herhangi bir yerinde kadının karşısına çıkabiliyor. Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması'na katılan kadınların verdiği yanıtlar da bu durumu doğruluyor. 2008 yılında 15-24 yaş grubu arasındaki genç kızların yüzde 35.3'ü yaşamının herhangi bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını belirtirken, 45-49 yaş grubundaki kadınlarda bu oran yüzde 47.9'u buluyor.

Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi yüzde 57.1'lik oranla kadına yönelik şiddetin en yoğun olarak yaşandığı bölge olurken, Batı Marmara yüzde 26.2 ile bu şiddetin en az uygulandığı bölge oluyor. Kadınlara yönelik fiziksel veya cinsel şiddet konusunda Türkiye ortalaması ise yüzde 41.9 olduğu belirlendi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler