İstanbul'da mantar tehlikesi

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, son günlerde hastanelere mantar zehirlenmeleri nedeniyle başvuran hastaların sayılarında artış olduğu belirtildi.

Mantar zehirlenmesi teşhisiyle Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine toplam 72 kişinin başvurduğu bildirilen açıklamada, halen Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 8, Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 1 olmak üzere toplam 11 kişinin tedavisinin devam ettiği kaydedildi.

Açıklamada, tedavi maliyetleri ve ölüm riski oldukça yüksek olan, ancak toksin düzeyi düşük vakalarda tedavi şansı bulunan zehirlenmelerden korunmanın mümkün olduğu vurgulandı.

Türkiye'de özellikle Kuzey ve Batı Anadolu bölgeleri başta olmak üzere bol miktarda yetişen yabani mantarların vatandaşlar tarafından toplanarak besin kaynağı olarak tüketildiğine dikkat çekilen açıklamada, bu tür mantarların zaman zaman semt pazarlarında da satışa sunulduğu ifade edildi.

Doğada kendiliğinden yetişen bu mantarların bir kısmının zehirsiz olduğu, ancak çok zehirli türlerinin de bulunduğu belirtilen açıklamada, ''Zehirli olanlarla olmayanları birbirinden ayırmak mümkün değildir. Mantarlardan zehirlenme ve ölüm sayısı göz önüne alındığında olayın ciddiyeti anlaşılmaktadır'' denildi.

İstanbul'daki en zehirli tür "köy göçüren"

Açıklamada, İstanbul'da en fazla zehirlenmeye neden olan mantar türünün ''köy göçüren/aminita pantherina'' olduğu, bunun da ''zeytin mantarı'', ''kükürtlü mantar'', ''çörek mantarı'' ve ''deli mantar'' gibi çeşitleri bulunduğu bildirildi.

Zehirli mantarların türlerine göre zehirlenme tablosunun değiştiği belirtilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
''Bazı zehirli mantarlar doğrudan sinir sistemi üzerine etki eder. Zehirlenme hali 3 dakika ile 3 saat arasında görülebilir. Zamanında müdahale edilmezse hasta kalp veya solunum durması ile ölür. Bazı mantarlar da karaciğer üzerine toksit etkilidir. Bu türlerde zehirlenme 6-15 saat içerisinde görülür. Yüzde 70 oranında ölüme neden olur. Zehirli mantarların bir kısmı da hemoliz yapar. Yani kanı eritirler. Bu tür zehirlenmelerde rahatsızlıklar, 24 saat sonra ortaya çıkar ve yüzde 20 öldürücüdür.''

Zehirlenme belirtileri

Açıklamada, mantar zehirlenmelerinin belirtileri de şöyle sıralandı:
''Mantardan zehirlenen kişilerde mantar cinsine göre değişen bulantı, kusma, sulu veya kanlı ishal, karın ağrısı, adale krampları, terleme, gözyaşı ve tükürük ifrazatında çoğalma, görmede bulanıklık, baş dönmesi, dikkatte dağılma, sendeleme, ruhsal değişiklik, hareketlerde zorluk, uyuklama hali, uyanıkken hayal görme, tansiyon düşüklüğü, şiddetli ağrı, bayılma, nöbet, koma gibi belirtiler görülür. İlk belirti görüldüğü andan itibaren hiç vakit geçirilmeden sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır.''

Mantar satın alırken ve tüketirken dikkat edilmesi gereken noktalara da işaret edilen açıklamada, ''Mantar iyi bir gıda maddesidir. Ancak sağlıklı üretilmeyen, ambalajlanmayan mantarlar satın alınmamalı ve yenilmemeli, açıktan toplanan mantarlar tüketilmemelidir. Doğadan toplanan mantar yendikten sonra bulantı, kusma, ishal ve benzeri zehirlenme belirtilerinden biri ortaya çıkarsa derhal en yakın sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır. Sağlık sorunları ve zehirlenmelerle ilgili olarak 24 saat ücretsiz hizmet veren 114 numaralı telefon aranmalıdır'' denildi.

Mantar nedeniyle zehirlenme vakalarında öncelikli olarak Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile üniversite hastanelerine başvurulması önerisinde bulunulan açıklamada, ''Vatandaşlarımızın kaynağı belli olmayan, ambalajsız ve güvenilirliğinden emin olmadıkları hiçbir besin maddesini tüketmemeleri gerekmektedir'' denildi.