İstanbul'da üç kişi yaşamını yitirmişti... Mahkemeye göre tek suçlu kaldı: Ağaç

Hürriyet gazetesinden Aziz Özen'in haberine göre, İstanbul Beykoz Korusu’ndaki Dilruba Kafe’nin bahçesinde 9 Eylül 2014’te devrilen dişbudak ağacının altında kalarak hayatını kaybeden kafenin işletmecisi Suzan Özpeynirci ile arkadaşları Naime Hülya Bayrak ve Ayfer Ayla Bulut’un ölümüne neden oldukları iddiasıyla 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan İBB Park ve Bahçeler Müdürlüğü ve Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü’nde görevli 5 memurun karar duruşması yapıldı.

Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçtiğimiz günlerde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Kanlıca Orman İşletme Müdürü sanık Erhan Çetinkaya, suç tarihinde kafenin bulunduğu yerin mülkiyetinin belediye ile orman işletmesi arasında ihtilaflı olduğunu, bu yüzden bir işlem yapmalarının mümkün olmadığını söyledi. Kanlıca Orman İşletme Şefi sanık Muhammet Ali Karakulak, sanıklardan Ali Yazıcı’nın, bir kısım ağaçlarla ilgili sözlü başvurusunun olduğunu ve 110 ağaçla ilgili bir çalışma yapılıp bir kısmının budandığını belirtti.

İBB Park ve Bahçeler Müdürlüğü Beykoz Bölge Şefi Ali Yazıcı ise olay yerinin devlet ormanı olduğunu, Orman İdaresi’nin kuru ağaçların kesimine izin vermemesi nedeniyle bir işlem yapılamadığını ileri sürdü.

Koruda 10 bin 523 ağaç

Koruda altısı anıt niteliğinde 10 bin 523 ağaç olduğunu söyleyen sanık Ömer Çebi, o ağacın kökünden koparak devrileceğinin bilinmesinin mümkün olmadığını söyledi. Mahkeme heyeti, 100 yaşın üzerindeki ağacın köklerindeki zafiyetin toprak kazılmadan ve toprak profili alınmadan anlaşılmasının mümkün olmadığını, sanıkların, ağacın devrilebileceğini bilmelerinin ve gerekli önlemleri almalarının yasal düzenleme uyarınca mümkün olmadığından, üzerlerine atılı unsurları itibari ile oluşmayan ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçlarından beraatlarına karar verdi.

İddianamede, devrilerek ölüme neden olan ağacın üzerinde yeşil yaprak bulunmadığının ve ağacın kök kısmının süngerleşip, avuç içinde sıkılmakla bile dağıldığının tespit edildiği anlatılmıştı.