İYİ Parti'ye katılan Aytun Çıray: Bana teklif gelmedi

CHP'den istifa ederek Meral Akşener öncülüğünde kurulan İYİ Parti'ye katılan ve partinin genel sekreteri olan CHP Milletvekili Aytun Çıray, "Bana bir teklif gelmedi. Bu, kendi irademle aldığım bir karar. Bu hareket daha başlamadan önce Türk siyasetindeki tıkanmayı görmüştüm" dedi.

İYİ Parti'ye katılan Aytun Çıray: Bana teklif gelmedi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.10.2017 - 11:45

CHP Milletvekili Aytun Çıray, geçen hafta CHP’den ayrılıp Meral Akşener öncülüğünde kurulan İYİ Parti’ye katıldı.

Yeni partisinde ayağının tozuyla genel sekreter ve parti sözcüsü seçilen Çıray Habertürk'ten Kübra Par'a konuştu. Kendisine teklif gelmediğini belirten Çıray, Meral Akşener ile görüşmeye kendisinin talep ettiğini kaydetti. "Toplumsal beklentiyi karşılayacak şekilde yeni bir muhalefet oluşturulması gerekiyordu" diyen Çıray, en büyük oyu AKP tabanından alacaklarını söyledi.

Öncelikle CHP’den ayrılış hikâyenizle başlayalım. İYİ Parti’ye geçmeye nasıl karar verdiniz? Teklif ne zaman geldi?

Bana bir teklif gelmedi. Bu, kendi irademle aldığım bir karar. Bu hareket daha başlamadan önce Türk siyasetindeki tıkanmayı görmüştüm. Son 15 yıldır Türkiye’yi belki de tarihinin en başarısız ve en beceriksiz iktidarı yönetiyor fakat bir türlü bu iktidarı değiştirmek mümkün olmuyor. Bu sağlıklı bir durum değildi ve siyasi iklimin değiştirilmesi gerekiyordu. Sayın Meral Akşener, kendisi önce MHP’de aynı şeyleri hissetmiş olmalı ki genel başkanlığa talip oldu. Fakat siyasi iktidar, her zaman olduğu gibi gücünün yetmediği yerde yargıyı kullanarak önünü kesti. Ardından İYİ Parti’nin kurulmasıyla sonuçlanacak olan süreç başladı. Bunu dikkatle izledim ve buradan Türkiye’ye bir siyasi çare çıkabileceğine, anti-demokratik bir ortamdan geçmekte olan ülkenin tekrar demokrasiye kavuşacağına dair umudum arttı. Siyaset çare makamıdır. O çareyi üretmek üzere yola çıkmış olan Sayın Akşener’e destek olursam bu hareketin daha büyük bir ivme kazanabileceğini düşündüm.

Bu hamleniz karşısında Meral Akşener şaşırdı mı?

Şaşırmaktan ziyade çok memnun oldu çünkü biz birbirimizi yaklaşık 20 yıldır tanırız. DYP’de birlikte siyaset yaptık.

CHP gibi köklü bir partiden ayrılarak yeni kurulan bir partiye gidiyorsunuz. Siyaseten risk aldığınızı düşünüyor musunuz?

Koltuğa oturup öne arkaya sallanarak hareket edemezsiniz. Eğer bu ülkenin gidişatından şikâyetçiyseniz, eğer bu milletin mukadderatı için gece uykularınız kaçıyorsa ve “Bu ülke her an bölünebilir” iddiasındaysanız, kaotik bir ekonomik gidişat görüyorsanız, şikâyetin ötesinde bir şey yapmanız lazım. Yani koltuktan kalkıp yürümeniz gerekiyor. Burada risk alacaksınız. Bir dahaki sefere milletvekili olmayabilirim. İnsanın hayatında milletinden daha önemli ne var ki? Milletin vekilisiniz. Ama bu riski millet adına almak zorundasınız. Bugün, millete hizmet etme adına bir çalışma yapma zamanıdır.

Peki, CHP’de ne yapamadınız, size ne dar geldi ki yeni bir partiye ihtiyaç duydunuz?

CHP’yi konuşmak istemiyorum. Bunu haksızlık olarak görürüm ve ahlaki bulmam. Ama 15 yıl sonunda bu iktidarın değişmemiş olması ve bu muhalefet yapısıyla değişmesinin güç olduğunu görmem, bu kararımı etkiledi. Bu, CHP meselesi değil. MHP itaat etti. Bir başka parti var, bütün mehsupları yargı denetiminde; kimisi hapiste, kimisi çalışamaz halde. Muhalefet işlevsiz hale getirilmiş. CHP’nin tek başına bu işin içinden çıkması çok zordu. Toplumsal beklentiyi karşılayacak şekilde yeni bir muhalefet oluşturulması gerekiyordu. İnsanlar mutsuz, insanlar yorgun, insanlar fakir, insanlar işsiz; böyle büyük Türkiye yaratamazsınız. Gerçekten büyük Türkiye yaratmak istiyorsanız, bütün bu şikâyet ettiklerinizi yok edecek bir inançla, bir kadroyla yola çıkmanız lazım.

Ayrılma kararınıza Kemal Kılıçdaroğlu nasıl tepki verdi?

Gerekçelerimi kendisine anlattım. Bir siyasi parti başkanı hiç şüphesiz, bir milletvekilinin ayrılmasından memnun olmaz. Ama Sayın Kılıçdaroğlu, beyefendiliği çerçevesinde, beni anlayışla karşıladı.

Partiden, CHP’li arkadaşlarınızdan nasıl tepki geldi?

Olağanüstü sayıda tebrik geldi. Ne yapmak istediğimi anlayan arkadaşlarım beni kutladılar...

‘ESKİ PARTİLERE BENZEMİYORUZ’

Merkez sağ gelenekten gelen bir siyasetçisiniz. Bu yeni parti ANAP’a mı, DYP’ye mi daha yakın?

Yeni parti hiçbirine benzemiyor. Geçmişten ders alarak onların yaptığı hataları yapmamak üzere, gerçekçilik üzerine kurulmuş bir parti. Öncelikli hedefi Türkiye’yi tekrar demokratik parlamenter sisteme kavuşturmak, mutlak kuvvetler ayrılığını sağlamak ve eşzamanlı olarak bir kalkınma hamlesi başlatmak...

AK Parti’den farkınız ne olacak?

AK Parti döneminde Türkiye, kişi başı gelir anlamında fakirleşti. Gelir dağılımı iyice bozuldu, hukukun üstünlüğü kaybedildi. Güvenliğimiz yok. Türkiye’de yıllardır bombalar patlıyor. Başımızda PKK diye bir terör örgütü varken, yetmedi; yanlış siyasetleriyle devleti meşru güçlerle yönetmek yerine yanlış kişilerle paralel yürüyerek Türkiye’yi 15 Temmuz hain kalkışmasına kadar getirdiler. Türkiye’nin başında olmayan Suriye siyasetleriyle bir IŞİD terör örgütü belası açtılar. Türkiye’yi bütün çevresiyle küs hale getirdiler. Bütün bunlar zaten farkı oluşturuyor.

Parti programı açısından farkınızı soruyorum...

Bir parti programına en güzel şeyleri yazabilirsiniz. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin programını okumanın artık gereği yok. İcraat ortada.

Peki, CHP’den farkınız ne olacak?

Ben CHP ile ilgili bir şey söylemek istemiyorum.

Ya MHP’den farkınız?

Bir şeyin farkını anlatabilmem için o şeyin olması gerekir. MHP diye bir parti artık yok.

ALTERNATİF OLUNCA MİLLETİN TERCİHİ DEĞİŞİR’

Yeni partinin hedef kitlesi kim?

Yeni parti, dünyadaki bütün örnekleri gibi bir kitle partisi olarak ortaya çıktı. Hedef kitlesi 80 milyon, her düşünceden insan. Türkiye’nin önüne; bugünün şartlarına uygun olarak bir umut, bir heyecan, bir hedef koymak gerekiyor. Bilgi çağına geldik. Türkiye ne yazık ki Sanayi Devrimi’ni es geçti. Biz daha Sanayi Devrimi’ni tamamlamaya çalışırken dünya bilgi çağına girdi. Eğer bu yeni çağa uygun bir yönetim, bir demokratik anlayış ortaya koymazsanız, o zaman Türkiye bu işin içinden çıkamaz. Önce bir durum tespiti, bir hasar tespiti yapalım. Türkiye bugün güvenilmez bir yargıyla yaşıyor. Siyasi gücün bittiği yerde yargının adeta siyasi iktidarın sopası olarak kullanıldığı bir ülke haline geldi. Türkiye bugün emir kumanda ile ekonomiyi yöneteceğini zannedenler tarafından yönetiliyor ve bu her geçen gün ülkeyi daha da fakirleştiriyor. İşsizlik oranı yüzde 13.5’e yaklaştı. Genç işsiz sayısı yüzde 20’yi aştı. Böyle bir ülkede, bu iktidara karşı ciddi bir alternatif koymazsanız şikâyet etme hakkınız da olmaz. Türkiye bir çare bulmak zorunda. “17. ekonomiyiz” diye övünüyorlar. Türkiye, daha 1970’li yıllarda dünyanın 17. ekonomisiydi. 1970’lerin Türkiyesi’ni muhafaza etmeyi önemli bir hadise gibi görüyorlar. Darbelere rağmen, zaman zaman demokrasideki kesintilere rağmen, İkinci Dünya Savaşı’na rağmen, 2002’ye kadar bu ülke ortalama yüzde 5 kalkınma hızı sağlamışken, dünyada hiç olmayacak kadar iyi şartlarda iktidara gelen bu iktidar yüzde 3.5-4 kalkınma hızını zor sağlıyor. O zaman bir yerden buna müdahale etmek gerek.

“80 milyonun oyuna talibiz” dediniz ama biliyoruz ki Türkiye en azından ideolojik açıdan partilerin kemikleştiği bir ülke. Her kesimin oyuna talip olmak ne kadar gerçekçi?

Bu sorunuz bile, içinden geçtiğimiz 15 yılda Türkiye’nin ne noktaya geldiğinin göstergesidir. Normal şartlarda bütün partiler arasında bir geçişkenlik olması lazım. Ne zaman bu geçişkenlik olmaz, bir siyasi iktidar uzun zaman etnisite ve inançlar üzerinden siyaset yapmışsa, o zaman fikrin ve aklın bittiği yere gelirsiniz. Türkiye’de ne yazık ki değerler üzerinden siyaset yapılıyor. Keşke ideolojiler üzerinden siyaset yapılsaydı.

Peki, İYİ Parti’nin ideolojisi ne o halde? Milliyetçi, muhafazakâr, sosyal demokrat, liberal... Bu ekollerin hangisine yakınsınız?

Biz; özgürlükçü, demokrat, hukukun üstünlüğünü savunan ve Anayasa’sız Türkiye’yi yeniden hukukun üstünlüğünü sağlayacak bir anayasal devlet haline getirmeyi savunan bir fikir ortaya koyacağız.

Muhafazakârlara mı daha yakınsınız, yoksa sosyal demokrat-seküler kesime mi?

Daha önce bana İzmir’de “Yelpazenin neresindesiniz?” diye sormuşlardı. “Bazen sağın en solundayım, bazen solun en sağındayım” diye cevap vermiştim. Bu parti böyle geniş bir yelpazede olacak. Aslında 21. yüzyılda bu kavramlarla da insanları tarif etmemek lazım. İnsanlar, “Bireysel hak ve özgürlüklerimi sonuna kadar kullanma hakkını bana verecek misiniz?”, “Kişi başına ortalama gelirimi yükseltecek misiniz?” ve “Gelir dağılımındaki adaletsizliği düzeltecek misiniz?” diye soruyor. Bana yılda ortalama yüzde 6 kalkınma hızı sağlayan projeyi getirenin; ideolojine bakmam. Pragmatik bir partiyim.

Yani İYİ Parti popülist bir parti mi?

Hayır, popülist değil, akılcı bir parti. Tabii ki popülizm de var. Popülizm siyasetin tabiatında var. Popülizm olmazsa insanlara kendinizi anlatamazsınız ama bu akılcılık.

İdeolojik anlamda Türkiye’de bu kadar ekol varken, sizin yeni çıkan bir parti olarak tam anlamıyla sağ ve sol arasında bir ayrım yapmamanız bir dezavantaja dönüşür mü?

Hayır çünkü millet de öyle. Türk milletinin önüne bir alternatif koyarsanız çoğu zaman tercihlerini değiştirir. Türk milleti, bir gün geldi, merkez sağ siyasetin o zamanlardaki güçlü partilerinden Adalet Partisi’nin seçti, sonra 1977’de sosyal demokrat bir partiyi başa getirdi. Yani millet hadiseye daha çok kendini kim zenginleştirecek, kim mutlu edecek gözüyle bakıyor.

‘EN BÜYÜK OYU AK PARTİ TABANINDAN ALIRIZ’

İYİ Parti, daha çok AK Parti tabanından mı oy alır, CHP tabanından mı?

En büyük oyu AK Parti tabanından alır çünkü AK Parti tabanı içerisinde geçmişte merkez sağ diye tanımladığımız tabanın çok büyük bir oyu var ve onlar İYİ Parti kadrolarının neyi temsil ettiğini gayet iyi biliyorlar.

İYİ Parti’nin vitrin isimleri sık sık Atatürkçülük vurgusu yapıyor. CHP’li olarak sizin de İYİ Parti’ye katılmanız yeni partinin daha ziyade CHP tabanına dönük olduğuna işaret etmiyor mu?

Hayır. Atatürkçülük kurucu değerimiz. Oy geçişlerinde bir etkisi olmaz. Demokrat Parti de CHP’nin içinden çıkan isimler tarafından kurulmuştu. Celal Bayar, Menderes ve Köprülü; hepsi CHP milletvekilleriydi. Ekonomik görüşleri farklıydı ama Atatürk her iki parti için de ortak değerdi. Bugün için de öyle...

Parti vitrininde daha çok ülkücü kökenli isimlerin olduğunu görüyoruz...

Kökenleri unutun. Bizim milliyetçilik anlayışımız, ırka dayalı milliyetçilik anlayışı değil. Bu zaten Cumhuriyet’in kuruluşunda yok. Bizim milliyetçilik anlayışımız vatanseverliğe dayanır. Bu topraklar için canını verebilecek herkes milliyetçidir. Biz esas dışa karşı milliyetçilik yapmalıyız.

‘PARTİNİN ADINI İYİ BULDUM!’

Anket yaptırıyor musunuz? Yarın seçim olsa İYI Parti ne kadar oy alır?

Biz bu hafta kurulduk. Dünden bugüne şartlar değişti. Daha önce “Meral Akşener’e oy verir misiniz?” olan soru, şimdi “İYİ Parti’ye oy verir misiniz?” oldu. Onlar çıktığı zaman sizinle paylaşırız.

İYİ Parti adı çok tartışıldı. Siz nasıl buldunuz?

İyi buldum! (Gülüyor)

Menderes Türel, “Benim kampanyama benziyor” demiş?

Boş bir tartışma, cevap verme gereği görmüyorum...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler