İzmir'de kurtuluş coşkusu (08.09.2017)
İzmir, düşman işgalinden kurtulmasının 95. yıldönümünü kutluyor.HAKAN DİRİK
“Vatan üzerine saldıran zalim düşmanı yok edinceye kadar, ülkenin kaderini temsil eden meclisin başkanlık kürsüsüne kara örtü konulmasına...”
Bursa’nın işgalinin ardından ulusun temsilcilerinin Meclis’te aldığı bu karar sonrası Meclis’e serilen o kara örtü, kürsüde uzun süre kalmayacak, ulusun azmi ve kararlılığı o örtüyü yırtıp atacaktı. 13 Kasım 1918’te İstanbul’a giren işgal kuvvetlerini gören Mustafa Kemal’in dediği gibi, geldikleri gibi gideceklerdi! Ulusun matemini simgeleyen kara örtü, 6 Eylül 1922’de, Dumlupınar Meydan Savaşı’nın kazanılmasından altı gün sonra, Yunan işgal kuvvetlerinin İzmir’den denize dökülmesinden üç gün önce kaldırılacaktı.
Bir emirle başladı her şey
9 Eylül’e uzanan zorlu zafer yolu, 26 Ağustos’ta Mustafa Kemal’in Büyük Taarruz emrini vermesiyle aydınlanıyordu. Emperyalistlerin beslediği işgalciler İzmir’e doğru kaçıyordu. 9 Eylül 1922 sabahı, Yüzbaşı Şerafettin Bey’in komutasındaki öncü müfreze, Nif’ten Bornova’ya iniyor, Mersinli-Halkapınar yoluyla Alsancak’tan İzmir’e giriyordu. Denize dökülen işgalciler, körfezdeki itilaf devletleri gemilerine ulaşmaya çalışırken, Teğmen Ali Rıza ve yanında bir erle hükümet konağının merdivenlerini “uçarcasına” adımlayan Şerafettin Bey, ikinci kattaki balkonda duran Yunan Bayrağı’nı indiriyor, yerine Türk Bayrağı’nı çekiyordu.
İşgal güçleri, 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkmış, aynı gün Hasan Tahsin’den (Osman Nevres) “ilk kurşunu” yemişti. Emperyalizmin savaşçıları, 9 Eylül 1922’de ise kendisine dikilmeye çalışılan “sömürge elbisesini” yırtıp parçalayanlardan “şamar” yiyordu.
Yeni bir ülkenin ilanı
İzmir’in dağlarında çiçekler açmış, geldikleri gibi gitmişlerdi. İzmir’in kurtuluşu, Kurtuluş Savaşı’nın zaferini, hatta yeni bir ülkenin kuruluşunu ilan ediyordu. Üstelik 95 yıl önceki zafer, son zamanlardaki “yalancı baharlar” gibi değil, dönemin Pakistan Lideri Muhammed Ali Cinnah’ın Londra’da söylediği gibi gerçek anlamıyla “mazlum milletlere” örnek oluyordu:
“Esir ve mazlum milletleri bundan sonra tutamayacaksınız. Mustafa Kemal ve Türkler ki, kendileri için hazırlanan tabutu, istilacıların başlarına geçirmişlerdir. Şimdi dünyada başlarına tabutlar geçirilecek başkaları da benzer sonuçlara hazırlanmalıdır. Vay sömürgecilere...”
İzmirliler kutlamalar için seferber oldu Düşman işgalinden kurtuluşunun 95. yıldönümünde, İzmir’de geniş katılımlı etkinlikler düzenlenecek. Törenler, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde açtığı “Güneşin Ufuktan Doğduğu Gün 9 Eylül 1922” adlı sergiyle başladı bile. 9 Eylül 1922 öncesinde yaşanan olaylar, kurtuluş sevincini yansıtan fotoğrafların yer aldığı sergi, 1 ay boyunca ücretsiz olarak görülebilecek. Bugün ise İzmirliler, yeniden “zafere” yürüyecek. Türk Ordusu’nun 9 Eylül 1922 sabahı kente girerken kullandığı Basmane’den Cumhuriyet Meydanı’na uzanan güzergah, 95 yıl sonra binlerce İzmirlinin katılacağı Zafer Yürüyüşü’ne sahne olacak. İlk kez 1923 yılındaki 9 Eylül kutlamasında gerçekleştirilen ‘Zafer Yürüyüşü” için İzmir Büyükşehir Belediyesi 350 metre uzunluğunda Türk Bayrağı hazırlattı. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, tüm İzmirlileri bu sabah saat 09.00’da Basmane Karakolu önünden başlayacak yürüyüşe katılmaya çağırdı. Bugün ayrıca saat 17.00’de Atlı Süvari Birlikleri’nin Cumhuriyet Meydanı’ndan Gündoğdu Meydanı’na yürüyüşü gerçekleştirilecek. Saat 18.00’de Türk Yıldızları, Kordonboyu ve körfez üzerinde gösteri gerçekleştirecek. Daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi Bandosu eşliğinde saat 20.30’da Cumhuriyet Meydanı’ndan Fener Alayı yürüyüşü,başlayacak. |
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?