Kahveci'den 25 Kasım için çağrı
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, kendileri gibi aynı kaderi paylaşan dar ve orta gelirli grupta yer alan tüm sosyal kesimleri 25 Kasım'da yapılacak iş bırakma eylemine destek olmaya çağırdı.
Önder Kahveci, Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nin önünde, Kamu-Sen'e üye sendikaların temsilcileri ve üyelerinin katılımıyla yaptığı açıklamada, 25 Kasım'da kamu çalışanının üretimden gelen gücünü kullanarak iş bırakma eylemi yapacağını söyledi.
Türk memurunun haklarını korumak, geliştirmek ve onların insanca bir yaşam sürmesini sağlayacak ücretlere kavuşmalarını sağlamak için 7 yıldır toplu görüşme masasında mücadele yürüttüklerini ifade eden Kahveci, bu mücadelelerinde önemli kazanımlar elde etmiş olmalarına rağmen arzu ettikleri seviyeye gelemediklerini belirtti.
Kamu çalışanlarının sorunlarının çözümü için iç hukuk düzenlemeleri yapılması gerektiğini kaydeden Kahveci, artık sabırlarının kalmadığını belirtti.
Kahveci, ''Sorumluluğumuzun farkında olarak ve kamu çalışanları için kolları sıvayarak tüm haklarımızı eksiksiz alabilmek ve mücadelemize taş koyanları, önümüze engel çıkaranları bertaraf etmek için grev ve toplu sözleşme hakkımızı istiyoruz. Çünkü bu hakla birlikte mağduriyetlerimiz giderilecektir'' dedi.
25 Kasım'da tüm Türkiye'de kamuda bir gün iş bırakarak grev ve toplu sözleşme haklarını gür bir sesle isteyeceklerini ifade eden Kahveci, şöyle konuştu:
''Haklı talebimizi tüm kamu kuruluşlarında haykıracağız. Gişelerde, demir yollarında, hastanelerde iş bırakacağız. Memurun gücünü hizmet ürettiğimiz her yerde göstereceğiz. Tüm kamu çalışanları bu eyleme katılarak bize destek vermeli. İş bırakma bir suç değildir. Bu konuda Danıştay kararı vardır. Bu konuda Danıştay kararı vardır. Bu hakkı kullanırken vatandaşlarımızdan anlayış bekliyoruz. Talebimizi haykırırken aslında tüm vatandaşlarımız içinde bu mücadeleyi yapıyor olacağız. Bu nedenle, ekonomik ve sosyal hayatın cenderesi altında bizimle aynı kaderi paylaşan emekli, dul, yetim, işçi, esnaf ve işsizler, kısaca dar ve orta gelirli grubunda yer alan tüm sosyal kesimleri 25 Kasımda yanımızda görmek istiyoruz. 25 Kasımı memur, onuru, haysiyeti, kariyeri ve kaybettiklerini geri almak için destekleyecek, üzerinde oynanan oyunu bozacaktır.''
"Gençlerin gelecekle ilgili ümitleri söndü"
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ''İşsizlik sorunu ülkemizin en büyük sosyal ve ekonomik yarası haline gelmişken, iktidarın soruna yaklaşımı, gençlerimizin gelecekle ilgili ümitlerini söndürmüştür'' dedi.
Koncuk, Kamu-Sen Niğde Şubesi binasında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin esas meselesinin ekonomik kriz olduğunu vurgulayarak, krizden dolayı üretimin azaldığını, işsiz sayısının arttığını, çalışanların maaşının ''kuşa döndüğünü'' öne sürdü.
Türkiye'de resmi kayıtlı işsiz sayısının son bir yılda 1 milyon arttığına dikkat çeken Koncuk, ''Toplam işsiz sayısı 8 milyona ulaşmaktadır. İşsizlik sorunu ülkemizin en büyük sosyal ve ekonomik yarası haline gelmişken, iktidarın soruna yaklaşımı, gençlerimizin gelecekle ilgili ümitlerini söndürmüştür. Siyasi irade, ne ekonomik kriz öncesi dönemi iyi yöneterek milletimizin gelir seviyesini ve istihdamı artırmayı başarabilmiş ne de kriz dönemini iyi yöneterek piyasaları canlandırabilmiştir'' dedi.
Bu yıl toplu sözleşme görüşmelerinin önceki yıla göre olumsuz şartlarda gerçekleştiğini savunan Koncuk, siyasi iradenin isteksiz ve katı tutumunun, sorunların masada tam olarak tartışılmasını engellediğini iddia etti.
Bu durumun, kamu işveren tarafını uzlaşma aramaya ve gerçek anlamda pazarlık yapmaya sevk edecek bir mekanizma kurulamamış olmamasından kaynaklandığına değinen Koncuk, şöyle konuştu:
''Bu mekanizma elbette, toplu sözleşme ve grev hakkıdır. Bizler biliyoruz ki, ideal olan toplu sözleşme ve grev hakkıdır. Bunun için gerekli iç hukuk düzenlemeleri derhal yapılmalıdır. Kamu görevlilerinin sunduğu hizmetin kalitesinin artması ve vatandaş memnuniyetinin sağlanması için hiç kimsenin daha fazla bekleyecek sabrı yoktur. Hükümetin kurul kararlarını dikkate almayışı, memurlarımızın da ekonomik olarak hükümetin insafına terk edilmesi sonucunu doğurmuş ve bu durum memur maaşlarının açlık sınırının altında kalmasına neden olmuştur. Eğer Uzlaştırma Kurulu kararları kabul edilseydi, bugün 1.023,82 lira olan en düşük dereceli memur maaşı, 1.264,41 lira olacaktı. Buna göre en düşük dereceli memur maaşında 240 lira, yani yüzde 23,5 oranında kayıp var.''
25 Kasım'da yapılacakları grevin büyük anlam ifade ettiğini belirten Koncuk, şunları söyledi:
''Türkiye Kamu-Sen'in tüm sendikalarıyla birlikte yapacağı bu eylemde sokaklar, ezilen, sömürülen, dışlanan vatandaşın sesini ülkeyi yönetenlere duyuracağı mekan olacaktır. Bu noktada toplumun tüm kesimlerinin bu eyleme destek vermesi gerekmektedir. İşçisi, işsizi, memuru, emeklisi ile herkesin elini taşın altına koymasını ve bu eyleme ortak olmasını istiyoruz. Haklı davamız için yola çıktık, demokratik, ekonomik, sosyal ve siyasal haklarımızı istiyoruz. Daha fazla tahammülümüz yok, bıçak kemiğe dayandı. Kamu görevlisini hafife alanlara gücümüzü göstereceğiz. Memur, 25 Kasımda, 'Memur yan gelip yatıyor, ne iş yapıyor ki' diyenlere üretimden gelen gücünü ortaya koyup, gücünü gösterecektir.''
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı