Kamplarda ölüm kalım savaşı
Ülkelerindeki iç savaş, düzensizlik, yoksulluktan kaçan Afrikalılar, Avrupa’ya giden yollarda hayatlarını kaybetmeye devam ediyor. Avrupa’ya ulaşmaya başaranlarsa, insanlık dışı koşullardaki kamplarda, hayatta kalmaya çalışıyor.
Berlin’de Türk nüfusun en yoğun olduğu Kreuzberg Belediyesi’nin sınırları içerisinde bir Mülteci Kampı’ndayız. 1.5 yıl önce kurulan ve 100 kadar Afrikalı’nın yaşadığı bu kampın en önemli özelliği, Almanya’nın tek “Protesto Kampı” olması. Protestonun nedeni ise belli: Avrupa’daki mülteci kamplarının koşulları. Burada yaşayanların her biri, tıpkı diğer mülteciler gibi iltica taleplerinin sonuçlanmasını bekliyor. Bu bekleyiş sırasında ise daha önce deneyimlemedikleri bir hayata alışmaya çalışıyorlar.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye ve Deutsche Welle Akademie’nin ortak düzenlediği, Robert Bosch Vakfı’nın ise finanse ettiği program çerçevesinde Oranienplatz Mülteci Kampı’na gittiğimizde, belediyenin kampta kalanlar için yaptırdığı tuvalet, biz oraya varmadan yaklaşık 2 saat önce bilinmeyen kişilerce yakılmıştı. Bu durum, mültecilere “orada istenmediklerini” en ağır dille anlatan gelişmeydi. Yanmış tuvaletin etrafını saran siyahi mülteciler, suskun, mutsuz yüz ifadeleriyle sorularımızı yanıtladı. İlk soru, bundan sonra tuvalet ihtiyaçlarını nasıl giderecekleriydi. Yanıt: “Bilmiyoruz”.
Ülkesi Libya’da yaşanan iç savaş nedeniyle kaçarak önce İtalya’ya sığınan, ardından da Almanya’daki bu kampta yaşamaya başlayan Joe Ehsun (35) ile konuşuyoruz. Arkadaşlarının kendinisi çağırması nedeniyle Avrupa’ya yola çıktığını söylüyor. Almanya’da çok zor bir hayatı olsa da ülkesine dönmek istemediğini söylüyor: “Çalışma, oturma ve seyahat iznimiz yok. Devlet, market alışverişi için çek bize yalnızca. Onun dışında da çevre halkı yardım ederse ayakta kalıyoruz. Yine de buradan başka bir ülkeye de gitmek istemiyoruz çünkü Yunanistan ve İtalya’da başta olmak üzere, Avrupa’da devletin kamplarının hepsi birbirinden kötü.”
Ehsun, ailesini her ne kadar özlemiş olsa da, onların bu koşulları kaldıramayacaklarına inandığı için Avrupa’ya gelmelerini istemediğini söylüyor: “Sıcak bir evde, düzenli bir hayatım olmasını çok isterdim. Ailem için de aynı şeyleri isterim ama burada mümkün değil.”
Avrupa’da mülteci talepleri, ortalama 4 yılda ve genellikle olumsuz yönde sonuçlanıyor. Bu süreçte mülteciler, çoğu zaman kaçak işçi olarak, karın tokluğuna çalışıyor. Öte yandan Suriyeliler, Avrupa’nın da yeni mültecileri olmuş durumda. Avrupa toplamında kayda geçmiş 5 bin Suriyeli var.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi